Kahta’da ’Şiddetin Panzehiri Sevgiye Dayalı Şiddetsiz İletişimdir’ Paneli
Adıyaman’ın Kahta ilçesinde İlçe İnsan Hakları Kurulu ve Dicle Üniversitesi işbirliğiyle ’Şiddetin Panzehiri Sevgiye Dayalı Şiddetsiz İletişimdir’ konulu bir panel düzenlendi.
Kahta Mesleki ve Teknik Eğitim Merkezi’nde (METEM) gerçekleştirilen panele kamu kurum ve kuruluşlarının amirleri, ilçedeki tüm okulların aile birliği başkan ve üyeleri, İlçe İnsan Hakları Kurulu üyeleri, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı. Panelde sağlıklı iletişim konusunda çalışmalar yapan Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden Yard. Doç. Dr. Mehmet Karaca, Yard. Doç. Dr. Mikail Söylemez ve Araştırma Görevlisi İsmail Kınay, şiddet ve iletişim konusunda bilgiler verdi. Kahta Kaymakamı ve İlçe İnsan Hakları Kurulu Başkanı Coşkun Açık, İlçe İnsan Hakları Kurulu olarak insan hakları ihlallerinin önlenmesi ve yaşam kalitesinin yükseltilmesi amacıyla önleyici faaliyetlerin başında gelen eğitim faaliyetlerine ağırlık verilmeye devam edildiğini söyledi. Öğrencilerin, okul aile birliği başkan ve üyelerinin ve Kahta halkının kendi haklarını kullanırken başkalarının haklarına da saygı gösteren bireyler olmaları hedefinden hareketle çalışmalar yapılmakta olduğunu belirtenKaymakam Açık, "Şiddet insanlık tarihinde büyük bir toplumsal sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Ortaya çıkmayan, gizli kalan ve gizli kaldıkça da artan bir problemdir. Şiddetin genelde güçlüden güçsüze ve büyükten küçüğe doğru yapıldığı gözlenmektedir" dedi. Yard. Doç. Dr. Mehmet Karaca ise, toplumda yaşananların belirgin bir şiddet olgusu olarak üzerinde durulmayı gerektirdiğini ifade ederek, "Şiddet, insanlığın kaybolduğu noktada başlamaktadır. Bunda karşısındakini anlayacak kadar bir empatiye sahip olmama vardır. Şüphesiz şiddetin bireysel olduğu kadar toplumsal dayanakları da vardır. Bunun en somut ifadesi, çocukluk dönemlerinin ve içinde yetiştiği kültürün etki alanıdır. Kendisini şiddet uygulayarak ifade edebileceğine inanan, şiddetle ayaktadurabileceğini kabul eden bireylerin veya toplumların bazı ortak özellikleri vardır. Bunlar otoriter görünme ihtiyacı ve özgüven eksikliğidir. Şiddet uygulayan nefret ve öfke dolu bir ruh yapısına sahiptir. Bunlar çoğu kez zayıf ruhlu güçsüz insanlardır. Burada acizlik ve ümitsizlik en önemli etmendir. Televizyondan izlenen filmlerden eğitimin başarısızlığına ve değer erozyonuna kadar pek çok etmen de etkilidir. Benzeri olgularda olduğu gibi şiddetin de tek sebebi yoktur. Şiddet gibi karmaşık olayların kısayoldan bir çözümü yoktur. Bu tür olguların üstesinden gelmede bireysel psikolojik katkının düzeyi ne olursa olsun kültürel ortam da çok önemlidir. Toplumumuzun şiddetin arttığı bir ortamda yaşamaması için olumlu, çok yönlü çalışmalara ihtiyacı vardır" diye konuştu. Yard. Doç. Dr. Mikail Söylemez de, şiddetin kişilerin kişi ya da kişilere güç ve baskı uygulayarak bedensel ve ruhsal zarar verdiği davranışlar olduğunu söyledi. Söylemez, "Aile içi şiddet ise bu güç ve baskının eşe, çocuğa, kardeşe, aile bireylerine uygulanmasıdır. Şiddet insanlık tarihinde büyük bir toplumsal sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Ortaya çıkmayan, gizli kalan ve gizli kaldıkça da artan bir problemdir. Kavga ve cinayetlerin çoğunun aile ve hısım akraba arasında olduğu görülmektedir.Özellikle aile içi şiddet özel hayata girmek olarak algılandığı için gizli kalmakta ve gerçek bulgular ortaya çıkmamaktadır. Genelde affet mesajı öne çıkmaktadır. Aile içi şiddetin boyutu ve etkileri tüm dünyada ve ülkemizde fark edilmeye başlanmıştır. Bu konuda çok çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Şiddet sorununun çözümü için konunun sürekli gündemde kalması ve birçok çalışmanın bir arada yürütülmesini gerektirmektedir" dedi. Araştırma Görevlisi İsmail Kınay, "Ergen çocuk değildir ama çocukça davranır, yetişkin değildir ama yetişkinliğe öykünür. Bu gelgiti bol dönemde ergen kendini ispat etmek, yetişkinliğini onaylatmak adına suç içeren davranışlara yönelebilir. Suç, öğrenilebilen bir davranıştır. Öğrenilebilen her davranış, aksini de içerir ve yeniden düzenlenebilir. Suç işlemeden sorun çözmek ergene öğretilebilir. Bazı ailelerde de evde sorunlar şiddetle sonuçlanıyor ise ergen sorun çözme yöntemi olarak şiddetten başkasınıbilmiyordur. Bildiği tek yöntemi kullanmaktan başka çaresi ve seçeneği olmaz" şeklinde konuştu.