Kahta Myo'da, Kutlu Doğum Etkinliği
Kahta MYO'da Hz. Peygamberin Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle bir panel düzenlendi.
Adıyaman’ın Kahta ilçesinde bulunan Kahta Meslek Yüksek Okulunda Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle Yrd. Doç. Süleyman Karacelil ve Necmettin Ergül'ün konuşmacı olarak katıldığı bir panel düzenlendi.
Panele Kahta Meslek Yüksekokul Müdürü Doç. Dr. Ali Olgunoğlu, Müdür Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Engin Artar, Yrd. Doç. Dr. Cavidan Gül Varış, Yüksekokul Sekreteri Şevket Küçükkelepçe, Kahta Belediye Başkanvekili Hamza Özer, Kahta İlçe Müftüsü Burhan Barut, akademik personel ve çok sayıda öğrenci katıldı.
Panele katılan misafirlere gül ve lokum ikramında bulunuldu. Panel Bilal Demir'in hocanın okuduğu Kuran tilavetiyle başladı.
Hz. Peygamberin uhudiyet konusuna değinen Yrd. Doç. Necmettin Ergül konuşmasında, “Hz. Peygamberimizin uhudiyet kavramını bu kısa panelde anlatmamız elbette mümkün değil. Ancak biz sizlere o büyük zatın uhudiyet hayatının bazı bölümlerini zihnimizde canlandırmaya çalışacağız. Uhudiyet bilindiği üzere Allahın emir ve yasaklarına uymak suretiyle cenabı hakka ibadet etmek ve kulluk etmek manalarına gelmektedir. Rabbimiz zariat süresinin 56. Ayetinde Ben cinleri de insanları da ancak bana ibadet etsinler diye yarattım buyurmaktadır. Alemlere rahmet olarak gönderilmiş olan efendimiz hem insanları hem de cinleri kulluk etmeye davet etmektedir. İnsanlığının yaratılış gayesi, Allah’ı bilmek, Allah’ı Bulmak ve ona ibadet etmekdir. Rabbimiz resulü ekremi kitabın hükmünde olan kelimeyi şahadet cümlesinde evvela "abduhu" daha sonra "resuluhu" şeklinde zikretmektedir. Peygamberlere taveccüh namazı kılmak farz kılınmıştır. Efendimiz kendisi gece namazlarını kılmaya düşkün olmakla birlikte ashabını ve bizleri gece namazlarını kılmaya teşvik etmekte. Hiç uyanmaksızın sürekli gece boyunca uyumayı hoş karşılamamaktadır. Ama nafile namazları için ekseriyetle gece saatlerini tercih etmektedir. Bazı geceler ayakları şişene kadar namaz kılmakta ve Allah’ı zikretmektedir” dedi.
Yrd. Doç. Süleyman Karacelil ise konuşmasında, “Hocamız tasavvufçu olduğu için manevi değeri yüksek en derin bir şekilde ifade ettiler. Bana da pek anlatacak bir şey bırakmadılar. Zihninizde şöyle bir şeyin canlandığını tahmin edebiliyorum. Din dediğimiz şey, dini yaşam biçimi dediğimiz şey, sizin yapabileceğiniz bir şey değil. Baksana peygamber 5 vakit namazı kıldı, teveccüh kıldı, onu yaptı. Bunu yaptı böyle bir insana tabi olabilmek, böyle bir insanı örnek alabilmek, onun gibi yaşabilmek hele içinde bulunduğumuz zaman dilimi içerisinde çok da kolay bir şey değil. Her şeyi yapamadığımız için, Hz. Peygamberin örnekliğini yaşamadığımız için son noktada işin neticesinde bizler zaten kaba bir tabir kullanılır ya "Battı balık yan gider" diyoruz. Ne yapalım artık elimizden bu kadarı geliyor deyip kenara çekiliyoruz. Bunun yanında öyle bir dönem yaşıyoruz ki dürüst insanlar, ahlaklı insanlar, dindar insanlar, dini emir ve yasakları yerine getiren insanlar, mesela kötülüğe iyilikle mukabele eden insanlara toplumda enayi diye nitelendirilmekte” dedi.