Uygulamanın sağlayacağı tasarruf ve kazanımlarını daha önce Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına sunan İstanbul Teknik Üniversitesi, uygulamanın birinci yılının sonuçlarını da raporlaştırdı. İTÜ’nün raporuna göre, yaz saati uygulamasının tüm yıl boyunca kullanılması ile geçilen SSU (Sabit Saat Uygulaması) sadece elektrik tüketiminde tasarruf getirmedi, aynı zamanda 2 milyar dolarlık potansiyel bir yatırımı da zorunlu olmaktan çıkardı. Uygulama ile Türkiye, 1 milyon 308 bin 297 MWh daha az elektrik tüketti. Bu tasarrufun maddi karşılığı ise tek zamanlı tarifeler için 538,6 milyon, üç zamanlı tarifler için ise 801,6 milyon TL’ye karşılık geliyor.
İTÜ raporu ışığında yaz saati uygulamasının kazanımlarına değinildi. İTÜ heyeti raporun hemen başında, kamuoyunda gündeme gelen değerlendirmelerin yeterli veri ışığında, belirli bir metodolojiye dayanmadan yapıldığına dikkat çekerek, tüm verilerin elde edilerek raporun hazırlandığına vurgu yaptı. İTÜ heyeti, yaz saati uygulamasının etkili olduğu saatlerdeki elektrik tüketimini bir yıl önceki yılın aynı dönemindeki tüketimler ile gün gün karşılaştırdı. Çıkan tasarruf miktarı, bir önceki yıla göre çok daha sert geçen kışın etkisi ve Türkiye’nin büyüme rakamlarının elektrik tüketimine etkisinden arındırıldı. Yaz saati uygulamasının, etkilediği saatlerde tüm diğer etkenlerden bağımsız olarak, nasıl bir tüketim değişikliği sağladığı ortaya konuldu. Sonuç olarak elektrik tüketiminde yaz saati uygulaması ile sağlanan toplam tasarruf değeri 1 milyon 308 bin 297 MWh olarak hesaplandı. Elde edilen bu değerin ekonomik karşılığı tek zamanlı tarifeler için 538 milyon 689 bin 139 TL ve üç zamanlı tarifeler için 801 milyon 602 bin 430 TL’ye tekabül ediyor.
Akşam tasarrufu sabah tüketiminin ötesinde
Sabah 06.00-09.00 saatleri arasında SSU’dan (Sabit Saat Uygulaması) sonra elektrik tüketiminde düşük seviyede bir artış gözlendi. Fakat SSU ile ilgili diğer saatlerindeki tüketim düşüşleri sabah oluşan artışı fazlasıyla telafi ederek, SSU elektrik tüketimi bütün dönemde tasarrufla sonuçlandı. İTÜ raporu, kamuoyunda gündüz bazı illerde hava karanlığında güne başlanmasından dolayı artan tüketimin israf getirdiği iddialarını da çürütmüş oldu.
Fiyat artış riski kalktı
İnsanlar sabah erken uyandıklarında sadece aydınlanma için elektrik tüketirken, akşam saatlerinde ise tüm ihtiyaçlarını karşılamak için elektrik tüketiyorlar, bu da kışın iş dönüşünün karanlık saatlere denk gelmesi ile özellikle 17.00-22.00 saatleri arasında aşırı tüketime sebep oluyordu. Havaların geç kararması ile bu saatlerdeki yoğun tüketim de azalmış oldu. Tüketimin en yüksek olduğu zaman dilimi olan, puant, elektrik fiyatlarının da en yüksek olduğu zaman dilimi oluyordu. Bu dengeleme ile gün içi piyasada fiyatların artması da engellenmiş oldu.
Çalışmada 2016 ve 2017 yıllarının SSU sürecinden etkilenen aylarına ait elektrik yük değerleri saatlik olarak detaylı incelendi. Kış Saati Uygulaması (KSU) sisteminde, günlük olarak puant saatlerde öğlen ve akşama doğru olmak üzere iki defa pik yük oluşmakta iken, SSU sonucu sadece öğlen saatlerinde bir pik yük zaman aralığı kaldı. Akşamın ilk saatlerinde oluşan puant aralığında ortalamada 1879 MWh’lik yük tasarrufu gerçekleşti.
2 milyar dolar yatırıma gerek kalmayacak
Puanttaki bu tasarruf ile akşam saatlerinde güç sisteminin hareket kabiliyeti önemli oranda arttı. Elektrik tüketiminin bir iki yıl içinde yaşanacak tüketim artışı ile geleceği seviye göz önüne alındığında, puanttaki 1879 MWh’lik talebi karşılamak için yaklaşık 2 milyar dolarlık santral yatırımı gerekecekti. Ya da sistem puanttaki bu rakamları karşılayamayacak ve tüketimin en yüksek seviyeye çıktığı bu saatlerde kesintiler zorunlu hale gelecekti.
Uyku başlangıç saati olarak ifade edilen 22.00-24.00 aralığında, elektrik tüketim oranında ciddi bir düşüş gözlendi. Bu durum sadece toplam elektrik tüketimini azaltmakla kalmadı, aynı zamanda kişilerin sağlığı açısından büyük öneme sahip olan daha erken saatlerde uykuya yönelmeyi getirdi.
Uygulama ile batıda mesai bitiş ve okul çıkış saatleri hava kararmadan sağlanarak, hem sosyal hem de psikolojik açıdan büyük kazanım sağlandı. Bu kazanımın doğudaki yansıması ise daha farklı oldu. Zira Ankara’nın doğusundaki hemen hemen tüm iller kışın saat 16.00 itibari ile karanlığa gömülüyordu. Doğuda da aydınlıktan daha fazla yararlanılmasının, sosyal hayata, ulaşıma, ısınmaya ve güvenliğe oldukça olumlu etki ettiği kaydedildi.
Öğrencilerin sorunu çözüldü
İlk ve Orta öğrenim öğrenci velileri, çocukların sabah gün ağarmadan yola çıkması nedeniyle şikayette bulunuyordu. Özellikle batıdaki büyük şehirlerde bu durumun göz önüne alınarak okul başlangıç saatlerinde valilikler aracılığı ile düzenlemeye gidildi. Böylece hava karanlıkta yola çıkılması sorunu çözüldü.
Öte yandan, İstanbul gibi büyükşehirlerde, kış saatinin uygulandığı dönemlerde dahi, özellikle trafik sebebiyle öğrenciler karanlıkta güne başlıyor ve evlerinden karanlıkta çıkıyorlardı. Yaz saati uygulaması kapsamında Valiliklerin aldığı karar ile öğrencilerin büyük kısmının mağduriyetleri giderilirken, Türkiye genelinde tüm öğrencilerin hava kararmadan okullarından çıkarak dönüş yoluna çıkmaları sağlandı.
Batı daha erken aydınlığı değil, daha uzun aydınlanmayı seçti
Türkiye gibi, daha uzun süre aydınlanmadan faydalanma amacı, batının saat tercihinde de etkili oldu. İstanbul’da yaz saati uygulaması sebebiyle 08.20’de havanın aydınlandığı 1 Ocak günü, Avrupa’nın önemli başkentlerinde de benzer zamanlarda hava aydınlanıyor. Aynı gün, güneş, Paris’te 08.40’ta, Berlin’de 08.14’te, Amsterdam’da 08.38’de, Madrid’de 08.40’ta doğuyor. Ancak Avrupa başkentleri, güne aydınlıkta başlamak için saatleri 1 saat daha geri almayı tercih etmiyor.
Kalıcı Yaz Saati Uygulamasından 3 Dev Getiri
Yaz saati uygulamasının kalıcı hale getirilmesi meyvelerini verdi. Uygulamanın sağlayacağı tasarruf ve kazanımlarını daha önce Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına sunan İstanbul Teknik Üniversitesi, uygulamanın birinci yılının sonuçlarını da raporlaştırdı. Rapora göre, faturada 540 ila 801 milyon TL tasarruf sağlandı.