Kalkınma Bakanı Yılmaz Açıklaması

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Suruç'taki terör saldırısına ilişkin, "Kimliği belirsiz, ne olduğu belli olmayan hangi kaynaktan geldiği belli olmayan ve çoğu zaman da halkımızı yanlış yerlere yönlendirme amaçlı birçok bilgi bu tür ortamlarda tedavüle girebiliyor. Buna karşı çok uyanık olmamız lazım" dedi.

Bakan Yılmaz ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Diyarbakır'da sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve kanaat önderleriyle DSİ Bölge Müdürlüğü Sosyal Tesisleri'nde bir araya geldi.

Yılmaz, buradaki konuşmasında, Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde yaşanan terör saldırısı ve Adıyaman'da bir askerin şehit edilmesine değinerek, "İki acıyı bir arada yaşadık. Her iki hadisede hayatını kaybeden insanlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum" diye konuştu.

Suruç'taki olayın ölçek itibarıyla büyük bir hadise olduğunu dile getiren Yılmaz, terör saldırısını en başından itibaren lanetlediklerini kaydetti.

"Bu terör saldırısı hepimize yapılmıştır" diyen Bakan Yılmaz, şunları söyledi:

"Terör birincil hedefinin ötesinde belli sonuçlar üretmek için yapılan bir eylemdir. Özellikle de toplumu karıştırmak o olayları infial oluşturup onun üstünden toplumda daha büyük hadiselere yol açmak için gerçekleştirilir. Buna karşı da çok uyanık ve akıllı olmak zorundayız. Duygularımızla, reflekslerimizle değil aklımızla ve bilgilerimizle sağlıklı bilgilerle hareket etmek durumundayız."

- "Bu çağ dezenformasyon çağıdır"

Dünyada sosyal medya olmak üzere maalesef çok sağlıklı bir bilgilendirme olmadığını savunan Bakan Yılmaz, "Enformasyon çağında olduğumuzu söylüyoruz ama bu çağ dezenformasyon çağıdır" diye konuştu.

Her türlü kirli bilginin çok rahat dolaştığını kaydeden Kalkınma Bakanı Yılmaz, şöyle devam etti:

"Kimliği belirsiz ne olduğu belli olmayan hangi kaynaktan geldiği belli olmayan ve çoğu zaman da halkımızı yanlış yerlere yönlendirme amaçlı birçok bilgi bu tür ortamlarda tedavüle girebiliyor. Buna karşı çok uyanık olmamız lazım. Ben özellikle bütün insanlarımızdan bunu istirham ediyorum. Kaynağını bilmediğimiz, teyit etmediğimiz sağlıklı olup olmadığını bilmediğiniz hiçbir bilgiye lütfen itibar etmeyin. Bugün bölgemizde bunun çok ciddi bir mesele haline geldiğini görüyorum."

Terörün amaçlarını boşa çıkarmak için akıllı ve sağduyulu hareket edilmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Yılmaz, "Algılar üzerinden yaşıyoruz. Gerçekler, sağlıklı bilgiler üzerinden değil algılar üzerinden ve özellikle oluşturulan algılar üzerinden tepki veriyoruz. Bunu bir an önce aşmamız gerekiyor" dedi.

- "Diyarbakır çok acılar yaşadı"

Diyarbakır'ın geçmişte çok acılar yaşadığını, özellikle bu konularda tecrübeleri bulunduğunu anlatan Yılmaz, "Diyarbakır çok acılar yaşadı. Buranın çok güçlü siyasi aklı var. Hangi eylemin kime fayda sağladığı, kimler tarafından planlandığını, bu toplumda neler yapılmaya çalışıldığını gayet iyi anlayan bir halkımız var. Dolayısıyla bunu geniş kitlelere de mutlaka paylaşmak durumundayız. Diyarbakır'a sahip çıkmak durumundayız" diye konuştu.

Diyarbakır'da 6-7 Ekim hadiseleri başta olmak üzere çok acı hadiseler yaşadıklarını belirten Yılmaz, şunları söyledi:

"Sorumsuz birtakım beyanatların, hızlı birtakım hareketlerin bu topluma ne kadar bedeller ödettiğini hep birlikte gördük. Şimdi bunlardan da dersler çıkararak, farklı bir tavır geliştirmemiz gerekiyor. Teröre verebileceğimiz en güzel cevap birlik ve beraberliktir. Terör bizi birbirimize düşürmeye çalışır. Birbirimizi suçlamaya davet eder. Aramızda ihtilaflar oluşturmaya gayret eder. Bunun üzerinden daha büyük çatışmaların doğması için gayret eder. Bizim tam tersi davranmamız lazım. Bu tür hadiseler karşısında siyasi görüşümüz ne olursa olsun, dünya görüşümüz, tercihimiz, ne olursa olsun. Bu insani konularda birlik ve beraberlik göstermek zorundayız."

İnsan hayatı söz konusu olduğunda siyasi görüşlerin bir tarafa bırakılması gerektiğine değinen Yılmaz, bu tür ortamlarda siyasi rant devşirmeye çalışmanın büyük bir siyasi ahlaksızlık olduğunu söyledi.

Yılmaz, siyasi pozisyonları bir tarafa bırakıp, teröre karşı ortak tavır sergilenmesi gerektiğini kaydetti.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun 4 partiye "Gelin birlikte bir deklarasyon yapalım" çağrısında bulunduğunu belirten Yılmaz, Meclis'te grubu bulunan partilerin bu konuda ortak tavır geliştirmesinin son derece önemli olduğunu vurguladı. Yılmaz, yerelde de her ilin bunu yapması gerektiğini ifade etti.

- "Bu da büyük bir algı hadisesidir"

Yaşanan süreçte İslamiyet'in birtakım ideolojik tartışmalara konu olmasını da telin ettiğini dile getiren ı Yılmaz, şöyle konuştu:

"Bizim dinimiz bize şunu söylüyor; 'Bir tek insanın haksız yere katledilmesi bütün insanlığı öldürmek ve katletmek gibidir. Bir tek insana hayat verilmesi de bütün insanlığa hayat vermek gibidir.' Dolayısıyla yüce dinimiz İslamiyet'in adını da karalayan ve gölgeleyen hiçbir şekilde hak etmediği halde inancımızı gölgeleyen hadiselerin terörle birlikte anılmasına da hiçbirimizin müsaade etmemesi lazım. Bu da büyük bir algı hadisesidir. Uluslararası uzantıları olan bir algı hadisesidir. Buna karşı da yine siyasi görüşümüz ne olursa olsun hep birlikte tavır koymamız gerekir."

- "Sesimizi yükseltmek durumundayız"

Hükümet olarak başından itibaren her türlü tedbiri aldıklarını vurgulayan Yılmaz, Suruç'taki terör saldırıyla ilgili Başbakanlık'ta kriz masası oluşturulduğunu, 3 bakanın dün hemen olay yerine gittiğini anlattı.

Partilerinin genel başkan yardımcıları ve milletvekillerinin orada olayın bütün boyutlarını ele aldıklarını belirten Yılmaz, kamu olarak ilgili kuruluşların da yoğun bir çalışma yürüttüğünü söyledi.

Bu tür olaylara karşı toplumsal duyarlılığın yükseltilmesi gerektiğini ifade eden Yılmaz, "Sesimizi yükseltmek durumundayız. Bu olaylar kullanılarak daha kötü sonuçlar üretilmesine de hep birlikte engel olmak durumundayız. Ben Türkiye'nin bu olgunlukta olduğuna inanıyorum. Bölgemizin bu olgunlukta olduğuna inanıyorum. Tabiri caizse aşılanmış durumdayız. Geçmişte o kadar provokasyonlar, o kadar saldırılar yaşadık ki artık hepimiz belli bir tecrübe edinmiş durumundayız" dedi.

Ülkenin demokratikleşmesi ve kalkınmasının huzur ve emniyet ortamıyla çok yakından ilgili olduğunu belirten Bakan Yılmaz, "Bu bir devlet güvenliği meselesi değil. Bu insanın emniyetinin meselesi. Vatandaşın emniyetinin meselesidir. Bu konularda elimizden gelen tüm gayreti sarf etmeye devam edeceğiz" şeklinde konuştu.

- "Türkiye olarak bu bölgenin vicdanı olmaya devam edeceğiz"

Suriye'nin istikrarı, halkının istediği şekilde bir huzura kavuşmasının sadece o ülkede değil bütün bölgeye de daha fazla istikrar getireceğine değinen Yılmaz, şöyle konuştu:

"Burada yaşanan sıkıntılar, hadiseler bütün komşu ülkeleri ilgilendirdiği gibi aslında küresel güvenliği de ilgilendiriyor. Nerede bir çatışma var, nerede bir sıkıntı varsa eninde sonunda bir şekilde etki eder. Dolayısıyla sorunların kaynağına inmemiz son derece önemli. Burada da Suriye'de uzun yıllar yaşanan sıkıntıların bir an önce sona ermesi Birleşmiş Milletler başta olmak üzere bütün uluslararası mekanizmaların bu konularda üzerine düşen görevi hakkıyla yapması son derece önemli."

"Türkiye olarak bu bölgenin vicdanı olmaya devam edeceğiz" ifadesini kullanan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, şöyle devam etti:

"Yaşadığımız bu insani maliyetlerde gösteriyor ki dünyamız maalesef henüz arzu ettiğimiz yerde değil. Petrol ve başka menfaatler söz konusu olduğunda harekete geçerler. İnsani değerler söz konusu olduğunda yeterince çaba sarf etmiyorlar. Bunu da görmemiz lazım. Türkiye olarak bu bölgenin vicdanı olmaya devam edeceğiz. Hakla hakikatle yan yana olmaya mazlumlarla yan yana olmaya devam edeceğiz. Bu ortamın doğurduğu patolojik örgütlerin yapılanmaların ben çok uzun ömürlü olmayacağına inanıyorum. Biz büyük bir medeniyetin mirasçılarıyız. Bizim medeniyetimiz, bizim maneviyatımız böyle sentetik, kurgusal yapılarla bozulamaz. İnşallah galip gelecek olan bizim köklü medeniyetimiz ve inançlarımız olacaktır. Demokrasiye olan bağlılığımız olacaktır."

- "Henüz net bir sonuç bize ulaşmış değil"

Kalkınma Bakanı Yılmaz, gazetecilerin Suruç'taki terör saldırısı sonrası yürütülen çalışmalara ilişkin sorusu üzerine şunları söyledi:

"Çalışmalar devam ediyor. Henüz net bir sonuç bize ulaşmış değil. Bu konular belirli bazı inceleme ve çalışmalardan sonra netleştiriliyor. Canlı bomba olduğuna dair çok güçlü bir kanaat var. Örgütsel anlamda DAEŞ ile ilgili çok ciddi şüpheler var. Ancak değişik ihtimalleri de gözardı etmemek gerekiyor. Bu tür olaylarda hemen ilk akla gelenlerden ziyade tespitler, kanıtlar ve deliller çok önemlidir. Burada da maalesef bazen hemen algı üzerinden sonuçlara gidiyoruz. Elbette kuvvetli şüpheler olacaktır. Ancak nihai anlamda konuşmak için delillerin ve kanıtların netleşmesi ve olayla ilişkisinin kurulması gerekir. Bu yönde ilgili kurumlar gerekli çalışmaları yapıyorlar."

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile