'Kalp Hastaliklari Ertelendi, Ölüm Oranlari Artti'

Kardiyoloji Uzmani Prof. Dr. Ömer Yiginer, koroner arter hastaliginin yillar içinde gelisen bir durum oldugunu belirterek, "5 önemli risk faktörü bulunuyor. Bunlar; hipertansiyon, seker hastaligi, ailede kalp hastaligi mevcudiyeti ve kolesterol yüksekligidir. Bu risk faktörlerinin varliginda yillar içinde koroner damarlar daralmaya baslar. Damar darlik orani yüzde 70’in üzerine çiktiginda ise hastada sikayetlere neden oluyor" dedi.



Kalp rahatsizligi olan hastalarin, pandemi döneminde hastaneye gitmekten çekindikleri için ölüm oranlari arttigini belirtirken, erken tani ve aksatilmayan kontroller ile kalp krizini önlenebildigi vurgulaniyor. Konu hakkinda Medicana Atasehir Hastanesi Kardiyoloji Uzmani Prof. Dr. Ömer Yiginer açiklamalarda bulundu.

"Koroner arterler kalbimizin kan ve besin ihtiyacimizi karsiliyor"

Prof. Dr. Ömer Yiginer, kalbin yaklasik 300 gram agirliginda, vücuda kan pompalayan bir kas kitlesi oldugunu, dakikada yaklasik 70-80 kez kasilip, gevseyen kalp dokusunun sürekli kan ile sunulan oksijen ve besinlere ihtiyaci oldugunu belirtti.

Koroner damarlarin, kalbe kan sunumu yapan atardamarlar oldugunu ifade eden Prof. Dr. Yiginer, kalbin kan ve besin ihtiyacinin araliksiz olarak koroner damarlar tarafindan sürekli saglanmasi gerektigine dikkat çekti. Prof. Dr. Yiginer, "Egzersiz ve heyecan gibi kalp hizinin arttigi durumlarda kalbin kan ve oksijen ihtiyaci artar, bu durumlarda bile kalbe yeterince kan sunumu olabilmesi için koroner damarlarin tam, açik ve esneyebilir sekilde kapasitesini artirabiliyor olmasi gerekir" dedi.



"Hayat kurtarici zaman araligi"

Koroner arter hastaligina deginen Prof. Dr. Yiginer, "Bu hastalik, koroner damarlarin bir takim risk faktörlerinin etkilenmesi neticesinde daralmasidir. Koroner arterlerde darlik gelistiginde, kalbe kan sunumu azalmaktadir. Kan sunumu azaldiginda önceleri agir egzersizler esnasinda gögüste baski hissi olusmaktadir. Damarlarda darlik ilerlediginde daha az efor ile de gögüste sikâyetler gelismektedir. Damar hastaliginin en ileri evresi olarak kabul edilen miyokart enfarktüsü gelisirken, artik istirahat esnasinda bile gögüste agri, yanma ve baski hissi olusmaktadir" açiklamalarinda bulundu.

Prof. Dr. Yiginer, kalp krizi geçiren hastalarda, hayat kurtarici zaman araliginin, agri baslangicindan itibaren ilk 6 saatlik dönem oldugunu ve ne kadar erken müdahale edilirse o kadar faydali bir girisim olacaginin altini çizdi.

5 risk faktörü

Koroner arter hastaligi yillar içinde gelisen bir durum olduguna deginen Prof. Dr. Yiginer, gelisiminde bilinen 5 önemli risk faktörü oldugunu belirtti.

Prof. Dr. Yiginer, bunlarin; hipertansiyon, seker hastaligi, ailede kalp hastaligi mevcudiyeti, sigara kullanimi ve kolesterol yüksekligi oldugunu, bu risk faktörlerinin varliginda yillar içinde koroner damarlar daralmaya baslamakta oldugunu ve damar darlik orani yüzde 70’in üzerine çiktiginda hastada sikayetlere neden oldugunu vurguladi.

Koroner arter hastaliginin belirtilerinden bahseden Prof. Dr. Yiginer, bunlarin arasinda gögüs agrisina dikkat çekti. Prof. Dr. Yiginer, "Koroner arter hastaliginin en önemli belirtisi gögüs agrisidir. Gögüs agrisinin herkeste farkli sekilde olur. Bazi hastalarin bunu yanma, bazilarinin mengene ile sikisma, bazilarinin ise gögse çuval ile yük oturtulmasi gibi tarif ederler ve gögüs agrisi ile beraber terleme ve sol kolda uyusma da olabilir. Seker hastaligi olanlarda ise bazen hiçbir sikayete neden olmadan damar hastaliginin ilerleyebilir. Miyokard infarktüsünün (kalp krizi) ise damar hastaliginin son evresi olarak tanimlanabilir, miyokard enfarktüsü esnasinda koroner damarlarin içinde pihtilasma gelisip, damari aniden tikat. Damar pihti ile tikandiginda efordan bagimsiz bir sekilde gögüste baski hissi veya yanmaya neden olur. Seker hastalarinda koroner arter hastaliginin ve kalp krizi belirtilerinin daha silik veya farkli sekilde olabilir. Zaman zaman seker hastalari, hiçbir belirti olmadan da kalp krizi geçirebilirler" seklinde konustu.



"Erken taninin önemine vurgu yapan Prof. Dr. Yiginer, kontrollerin aksatilmamasi gerektiginin altini çizdi. Prof. Dr. Yiginer, "Kalp krizi esnasinda aniden tam tikanan koroner damar nedeni ile kalp kasi hücreleri ölür, oksijensiz kalan kalp dokusunda gelisen kaotik ortam nedeni ile kalpte ölümcül ritim bozukluklarinin gelisir ve bir kisim hastanin bu nedenle aniden kaybedilebilir. Yasayan hastalarda ise ölen kalp kasi dokusu nedeni ile kalbin pompa fonksiyonunun azalir ve canliligini kaybeden kalp dokusunun belli bir seviyenin üzerine çiktiginda kalp hastaliklarinin son evresi olan kalp yetersizligi gelisebilir. Bu sürecin yasanmamasi için koroner arter hastaliginin erken dönemde taninmasi ve uygun tedavilerin baslanmasi ile kalp krizi engellenebilir. 40 yas üzeri bireylerin özellikle ailesinde kalp hastaligi var ise mutlaka belli periyotlar ile kontrol edilmeleri, ayni zamanda seker hastalari, hipertansiyon hastalarinin da yillik takipler ile kalp hastaligi açisindan degerlendirilmesi gerekir" dedi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile