Medipol Mega Üniversite Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Fethi Kılıçaslan, atriyal fibrilasyonunun (AF), bazı bilim insanları tarafından 'ritim hastalıklarının kanseri' olarak değerlendirildiğini belirterek, 'AF, çok inatçı olması, önemli risklerinin bulunması, tedavisinin zor ve uzun süreli olması nedeniyle klinikte gördüğümüz en zor ritim hastalığıdır. Ayrıca AF bazen kanser gibi sinsi ve sessiz seyredebilmektedir. Bu özellikleriyle AF hastalarda erken teşhis edilen bazı kanser türlerinden daha fazla sorun oluşturabilen ve daha ölümcül olabilen bir hastalıktır.' değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçaslan, yaptığı yazılı açıklamada, tüm dünyada kalp ritim bozukluğunun arttığını belirtti. AF'nin en sık görülen ritim bozukluklarından olduğunu aktaran Kılıçaslan, sorunun düzensiz ve hızlı kalp atımlarına neden olduğunu, normalde kalp bir dakikada 60-100 arasında atım yaparken, AF'de kalp hızının dakikada 120 ila 150'ye kadar çıkabildiğini kaydetti.
Her yaşta görülebilen kalp ritim bozukluğunun yaşla birlikte arttığına dikkati çeken Kılıçaslan, şu bilgileri verdi:
'80 yaş üstü insanların yüzde 10'unda AF vardır. Son yıllarda hastalıkların tanı ve tedavisindeki gelişmelere bağlı olarak insanların yaşam süresi belirgin olarak uzamıştır. Bu durum, özellikle bu hasta grubunda sık gözlenen AF sıklığının da belirgin olarak artmasına neden olmuştur. 1990'lı yıllarda 1980'li yıllara göre tüm dünyada AF sıklığının 2,5 kat arttığı sanılmaktadır.
Hastalar en sık çarpıntı ve nefes darlığı yakınmaları ile hekime başvurur. Ayrıca hastalarda yorgunluk, rahatsızlık hissi, göğüs ağrısı, bayılacak gibi olma ve baş dönmesi de görülebilir. Bazı hastalarda AF sırasında hiçbir şikayet olmayabilir. Bu hastalarda tanı tesadüfen ya da AF'ye bağlı risklerin ortaya çıkması sonucunda yapılan testlerle konur.'
Prof. Dr. Fethi Kılıçaslan, AF'de en önemli riskin pıhtılaşma olduğunu belirterek, 'Kalpte oluşan pıhtı yerinden kopup beyin damarlarını tıkarsa inme meydana gelir. İnme AF'nin en önemli ve ölümcül riskidir. AF'li hastalarda inme riski 5 kat artmaktadır. Kalpten kaynaklanan felçlerin en sık nedeni; AF'dir. İleri yaşlarda görülen felçlerin yaklaşık yüzde 25'i AF'ye bağlıdır. AF nedenli oluşan inmeler, diğer inme nedenlerine göre daha ağır ve daha ölümcül seyretmektedir. Ayrıca kalp büyümesi ve kalp yetmezliği oluşturabilen bir hastalıktır. AF nedeniyle kalp hızı uzun süre yüksek kalan hastalarda kalpte büyüme ve kalp yetmezliği ortaya çıkmaktadır.' ifadelerini kullandı.
Kalp ritim bozukluklarının özellikle yüksek tansiyon, koroner arter hastalığı, kalp kapak hastalıkları, kalp yetmezliğinin yanı sıra şeker, tiroid ve kronik akciğer hastalıklarında daha sıklıkla görüldüğünü kaydeden Kılıçaslan, bazı kişilerde hiçbir neden olmadan da AF'nin görülebildiğini aktardı.
Kılıçaslan, AF'nin, bazı bilim insanları tarafından 'ritim hastalıklarının kanseri' olarak değerlendirildiğini kaydederek, 'Aslında AF'nin bir kanser olduğunu söylemek istemiyorum. AF, bir ritim bozukluğudur ancak çok inatçı olması, önemli risklerinin bulunması, tedavisinin zor ve uzun süreli olması nedeniyle klinikte gördüğümüz en zor ritim hastalığıdır. Ayrıca AF bazen kanser gibi sinsi ve sessiz seyredebilmektedir. Bu özellikleriyle AF hastalarda erken teşhis edilen bazı kanser türlerinden daha fazla sorun oluşturabilen ve daha ölümcül olabilen bir hastalıktır.' değerlendirmesinde bulundu.
Fethi Kılıçaslan, AF tedavisinde son yıllarda radyofrekans enerjisi kullanılarak kalpte ritim bozukluğu alanlarının yok edilmesine dayanan ablasyon tedavisi ile yüzde 80'e varan başarılı sonuçlar alındığını belirtti.
- EKG çekilmesinin önemi
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kaya Bilge de şikayet olmasa da 65 yaş üzeri herkese EKG çekilmesi gerektiğini vurguladı.
Çarpıntı ve kalpte düzensiz atım hissinin yanı sıra nefes darlığı, çabuk yorulma, göğüs ağrısı ve bayılma gibi yakınmaların da şikayetler arasında bulunduğunu belirten Bilge, şunları kaydetti:
'Buna karşılık hiçbir şikayet olmadan da AF görülebilir. Tanı EKG, uzun süreli ritim kaydedicileri ile konulur. 65 yaşın üzerindeki bireylerde hiçbir şikayet olmasa bile rutin kontrolün bir parçası olarak EKG çekilmesi önerilmektedir. Hekimlerimizin AF'ı yeteri kadar tanıdığını söyleyebilmekle birlikte, yeteri kadar ve uygun tedavi edebildiklerini söylemek zor. Hastalar çoğu zaman doğru adresi bulmakta zorluk çekiyor.'
'Kalp Ritm Bozukluğu Bazı Kanserlerden Daha Ölümcül'
Prof. Dr. Kılıçaslan: 'AF, bazı bilim insanları tarafından 'ritim hastalıklarının kanseri' olarak değerlendirilmektedir. AF, çok inatçı olması, önemli risklerinin bulunması, tedavisinin zor ve uzun süreli olması nedeniyle klinikte gördüğümüz en zor ritim hastalığıdır. Ayrıca AF bazen kanser gibi sinsi ve sessiz seyredebilmektedir. Bu özellikleriyle AF, hastalarda erken teşhis edilen bazı kanser türlerinden daha fazla sorun oluşturabilen ve daha ölümcül olabilen bir hastalıktır' 'AF tedavisinde son yıllarda radyofrekans enerjisi kullanılarak kalpte ritim bozukluğu alanlarının yok edilmesine dayanan ablasyon tedavisi ile yüzde 80'e varan başarılı sonuçlar alınmaktadır'



















