Hiçbir yolsuzluğun üstü örtülmemelidir ve varsa bir iddianın sonuna kadar gidilmeli, adil yargılama süreçlerinde de bunun ne kadarı gerçektir ne kadarı değildir bunların ortaya çıkarılması bu işin tabiatında vardır. Böylece, Türkiye'nin kredibiletesi ve itibarı daha iyi noktalara gelecektir" dedi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Hilton Otel'de düzenlenen 'Kamu Sektöründe Etiğin Güçlendirilmesi Projesi'nin kapanış toplantısında yaptığı konuşmada, "Etik değerler en genel anlamda doğru ile yanlışı, haklı ile haksızı, iyi ile kötüyü, adil olan ve olmayanı ayırt etmek anlamına gelmektedir. Tarafsızlık, dürüstlük, saydamlığa sahip olunması etik değerlerin kamu yönetiminde uygulanması anlamına gelmektedir. Toplumsal değerlerin muhafazasını sağlamak için etik tutum ve davranışlar, toplumda yaygın olduğunda sonuçların çok daha olumlu olduğunu, o toplumlarda huzur, refah ve güven ortamının gelişmiş olduğunu görüyoruz. Bunlar dikkate alınmadığında siyasi faturanın çok daha ağır olduğunu görüyoruz. Gelir dağılımının bozulması, yoksulluğun artması gibi istenmeyen tablolarla karşı karşıya kalınıyor" dedi
Babacan, günümüz dünyasında devletin bireylerle kurduğu ilişkinin sağlıklı olabilmesi için karşılıklı güvenin önem arz ettiğini ve en önemli aracın etik davranış ilklerinin olduğunu ifade etti.
Çalışmaların en önemli boyutu, hangi davranışın, hangi işlemin, hangi tutumun etik veya etik olmadığının yazılı hale getirilmesi olduğunu söyleyen Babacan, bazı kararlar sorgulandığında yetkili kurumlar tarafından gerekli ayrıştırmaların yapılabilmesi konusunda bir hükme bağlanabildiğine işaret etti. Babacan, kurallar yazılı hale getirilmediğinde neyin etik neyin etik olmadığı konusunda ciddi kafa karışıklıklarının olduğunu anlatarak, "Neyin etik, neyin etik olmadığı konusunda uluslararası standartlar ve evrensel ölçütler var. BM gibi pek çok uluslararası yapı bununla ilgili standartlar koymuştur. Ülkelerden, kültürlerden bağımsız bütün kuruluşlara üye olan ülkelerin beraberce kabul ettiği yazılı kurallar var" diye konuştu.
Yolsuzlukla mücadelede konusunda Türkiye'nin AB Konseyi tarafından hazırlanan sözleşmeleri imzaladığını belirten Babacan, "Hükümetimiz kurulduğunda Sayın Başbakanımız 3Y ile mücadele edeceğiz' dedi.
Yasaklar, yoksulluk ve yolsuzluk. Bu konuda da kararlı bir tutum takındık. Pek çok yasal düzenleme yaptık. Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün yaptığı en son araştırmada 177 ülkede 53. sıradayız. Bunun her sene daha da yükselmesi, Türkiye'nin ekonomi, demokrasi, hukuk alanında ilerlemesi için son derece önemli" dedi.
Etik Kurulu tarafından yönetmeliklerin yayınlandığını belirten Babacan, "Halka hizmet bilinci gibi, nezaket ve saygı, görev ve yetkilerin menfaat sağlamak için kullanılmaması gibi düzenlemeler yaptı. Kurula çok sayıda başvuru oluyor. Her yıl 500 küsur başvuru oluyor. Bunlar değerlendiriliyor, karara bağlanıyor. Bir bakıma kurallar önemli ama kurallara uyulmadığında yaptırımı da çok önemli. Kurala uymamanın karşı karşıya olduğu yaptırım yoksa o kurallar anlamını yitiriyor. Eğer kural varsa, kurala uymamanın da ihlalin derinliğine göre ölçülür. Oranlı bir yaptırımla karşı karşıya kalması son derece önemli. Bu konu öyle bir konu ki sadece kural koymakla iş bitmiyor. Toplumda bu kültürün oluşması, uygulamaların yapa yapa gerçekleşmesi büyük bir önem taşıyor. Bu kültürün oluşması için işin iletişim boyutunun son derece önemli" şeklinde konuştu.
YOLSUZLUKLA MÜCADELE
Etik kültürünün yerleştirilmesi konusunda AB fonlarının da önemli olduğuna işaret eden Babacan, Yolsuzluğun Önlenmesi için Etik Projesi'nin yolsuzlukla mücadele konusunda bir ilk olduğunu ifade etti.
Demokraside halkın tercihlerinin son derece önemli olduğunu belirten Babacan, kamuda yapılan tüm hizmetlerin vatandaşların tercihi ve desteği ile yapılan hizmetler olduğunu söyledi.
Babacan, kamu sektörü denilen sektörün aslında bir hizmet sektörü olduğunu anlatarak, bu hizmeti verirken çok dikkatli olunması gerektiğini ve bunun emanet bir görev olduğunun bilinmesi gerektiğini ifade etti.
Babacan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yaptığımız çalışmalarda, aldığımız kararlarda mutlaka ve mutlaka bunlar 'kabul edilmiş, uluslararası etik standartlara uygun mu değil mi' bunun sorgulamasıyla hareket etmemiz lazım. Burada etik kurallar deyince sadece yolsuzluklarla ilgili konu değil. Vatandaşlarımızın bir sorusuna cevap verirken kullandığımız ifadeler de aslında etik çerçevenin içerisinde yer alan konular. Sayın Başbakanımız 'Biz burada hizmet için varız, efendi olmak için var değiliz' der. Kuşkusuz, yolsuzluklar meselesi önemlidir. Yolsuzluklarla mücadele sıfır tolerans son derece önemli bir yaklaşımdır. Hiçbir yolsuzluğun üstü örtülmemelidir ve varsa bir iddianın sonuna kadar gidilmeli, adil yargılama süreçlerinde de bunun ne kadarı gerçektir ne kadarı değildir bunların ortaya çıkarılması bu işin tabiatında vardır. Böylece, Türkiye'nin kredibiletesi ve itibarı daha iyi noktalara gelecektir" dedi
Kamu Sektöründe Etiğin Güçlendirilmesi Projesi Kapanış Toplantısı
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Yolsuzluklarla mücadelede sıfır tolerans son derece önemli bir yaklaşımdır.



















