Kamu Yönetiminde Şeffaflık Programı Açıklandı

Başbakan Ahmet Davutoğlu, değer artış payı uygulamasının İstanbul'daki mega projeleri nasıl etkileyeceğine ilişkin soruya, "Gerekirse İstanbul ile ilgili yasal bir düzenleme dahi yapılabilir. Türkiye'nin, İstanbul'dan daha büyük bir hazinesi yoktur. Hepimiz bu hassasiyetle davranıyoruz" karşılığını verdi.

Davutoğlu, Ankara Palas'ta düzenlediği basın toplantısıyla Kamu Yönetiminde Şeffaflık Programını açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Bir basın mensubunun, değer artış payı uygulamasıyla ilgili sorusu üzerine, uygulamanın yeni olmadığını, yaklaşık bir yıldır üzerinde çalışıldığını belirterek, şunları kaydetti:
"Bu konuda gelebilecek görüş ve önerileri bütün sivil toplum kuruluşlarıyla paylaşabiliriz. İlkeleri ortaya koyduk. Bu ilkelerde, sivil toplum örgütlerinden, odalardan itiraz gelmeyecek temel ilke, her herhalde bu değer artış payının kamuya ait olduğu ilkesidir. Belli yerlerde teşvik uygulanacaksa yine bunu da belediye meclisi belirleyecek. Bir aralık olacak orada. Burada her türlü istişareye hazırız. Hemen bugün yasaya göndermiyoruz. Kamudan ve sivil toplum örgütlerinden öneriler gelirse bunları gözönüne alırız. Bu konuda her türlü görüşe açığız. Bu sadece hükümeti ya da belli bir sektörü ilgilendiren bir konu değil, toplumun her kesimini ilgilendiren bir konu."
Davutoğlu, uygulamanın Üçüncü Köprü'yü etkilemesinin söz konusu olduğuna dikkati çekerek, kamulaştırma sistemiyle ilgili şu anda bir değişikliğin söz konusu olmadığını söyledi.

İlerde kamulaştırmayla ilgili de bir reform düşündüklerini bildiren Davutoğlu, bugün için mevcut mevzuatın devam ettiğini dile getirdi.
Bir başka soru üzerine Davutoğlu, devlet sırrıyla ilgili bir kanun tasarısının Mecliste olduğunu belirterek, "Bütün ülkelerde bu konuda kurallar var. Biz bu konuda daha şeffaf bir yaklaşımla ilgili bir tasarıyı zaten Meclise sevk ettik" dedi.

-"İstanbul için bir değil, beş değil, yüz kere düşünmemiz lazım"-
Değer artış payı uygulamasının İstanbul'daki mega projeleri nasıl etkileyeceğinin sorulması üzerine Davutoğlu, dünyada hiçbir şehrin İstanbul'un özelliklerini taşımadığını, İstanbul'un insanlara tarihin en büyük emaneti olduğunu söyledi.

Davutoğlu, "Üç imparatorluğa başşehirlik yapmış, modernitede merkezi hüviyetini kaybetmemiş, şimdide kürsel bir şehir olmaya yönelen tek şehir var dünyada, o da istanbul. O zaman bizim İstanbul üzerine bir değil, beş değil, yüz kere düşünmemiz lazım" değerlendirmesinde bulundu.
Davutoğlu, İstanbul'un yaşayan ve dinamik bir şehir olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"İstanbul'un dinamik gelişmesi durdurulamaz ama İstanbul'un o tarihi dokusu, doğal dokusu kaybedilirse bir daha geri getirilemez. İşte biz bu doğal dengeyi korumak durumundayız. istanbul'a gözümüz gibi özen göstermek durumundayız. İstanbul'un bu özelliğini korumak, geliştirmek ve küresel bir merkez yapmak konusunda atılacak her adımı, yakından takip edeceğiz. Mega projelerin bu prensip ve ilke etrafında olmasına özen göstereceğiz. Gerekirse İstanbul ile ilgili yasal bir düzenleme dahi yapılabilir. Türkiye'nin, İstanbul'dan daha büyük bir hazinesi yoktur. Hepimiz bu hassasiyetle davranıyoruz."
-"Verilecek en büyük unvan milletvekilliğidir"-
Milletvekilliğinin gerek toplumsal sorumluluk anlamında, gerekse de tarihe karşı sorumluluk anlamında üzerinde taşıdıkları en büyük onur ve sorumluluk olduğunu ifade eden Davutoğlu, "milletvekili olmak, bütün bir milleti kendi şahsında temsil etmek demektir. Hangi partiye mensup olursanız olun, hangi ideolojiye sahip olursanız olun, bir kişiye hayatı boyunca verilecek en büyük unvan milletvekilliğidir. Diğerleri makamdır ama milletvekilliği bir emanettir. Bakanlık, Başbakanlık bu anlamda çok onurludur ama makamdır" diye konuştu.

Davutoğlu, münhasıran milletvekilliğini tanımlayan bir kanuni düzenlemenin olmadığının altını çizerek, bunun olmasının, özlük haklarında değişiklik yapılmadan milletvekilliği görevinin yürütülmesinde çok büyük bir imkan sağlayacağı görüşünü paylaştı.
-"Yeni bir durum ortaya çıkıyormuş gibi algı oluşturmamak lazım"-
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında yapılacak Bakanlar Kurulu toplantısıyla ilgili detayları sorması üzerine Davutoğlu, şu bilgileri verdi:
"Bu toplantı, yani Cumhurbaşkanımızın başkanlığında yapacağımız Bakanlar Kurulu toplantısı, daha önce, hemen hemen iki istisnayla cumhurbaşkanlarının yine yapmış olduğu, Kenan Evren, Turgut Özal, Süleyman Demirel, daha önce hatta Fahri Korutürk, yapmış olduğu, kullandığı anayasal bir yetki. Dolayısıyla -ki sayın Cumhurbaşkanımız bizim altı ay önceki Başbakanımız aynı zamanda- yani bu anlamda bir süreklilik de ifade ediyor. Bunu bu doğallık içinde değerlendirmek lazım. 'Şu mu olacak bu mu olacak' gibi spekülatif sualler üzerinden sanki çok değişik bir uygulamaya geçiliyor, yeni bir durum ortaya çıkıyormuş gibi algı oluşturmamak lazım. Kendi doğal seyri içinde bu çalışma yapılır. Sayın Cumhurbaşkanımızın kanaatlerinden, bilgilerinden biz de istifade ederiz. Haftalık olağan görüşmede, kendilerine değişik konulardaki görüşlerimizi arz ederiz. Açıklamanın ve diğer hususların nasıl olacağını da o gün görürsünüz."
-Down sendromlu çocukla konuştu
Kamu Yönetiminde Şeffaflık Programına, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce de katıldı.

Başbakan Davutoğlu, Ankara Palas'ın çıkışında, "Ahmet Abi" diye seslenen down sendromlu çocuğun yanına gitti. "Allah size çok para versin" dileğinde bulunan çocuğa Davutoğlu, "Allah, devletimizin hazinesine versin" dedi.

Davutoğlu, çocuğa para verdi.
(Bitti)

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile