Kanada Büyükelçisi'nden Batman Belediyesi'ne Ziyaret

Kanada'nın Ankara Büyükelçisi Mark Bailey, Batman Belediyesi'ni ziyaret ederek Belediye Başkanvekili Serhat Temel ile görüştü. Görüşme sırasında Büyükelçi Bailey, "Biz de zamanında böyle sorunlar yaşadık, sorunlarımızı kültürel çoğulculuk çerçevesinde çözdük. Kendi deneyimlerimizle sizlere yardımcı olmak isteriz" dedi.
Batman'a gelen Kanada'nın Türkiye Büyükelçisi Mark Bailey ve İkinci Katip Timothy Mackey, Belediye Başkanvekili Serhat Temel'i ziyaret etti. Belediye Başkanlık makamında gerçekleşen ziyaret yaklaşık 1 saat sürdü. Kürt sorunu, bölgede yaşananlar, son dönemdeki gelişmelerin ele alındığı ziyarette, konuşan Büyükelçi Bailey, bir dönem Kanada'da da benzer sorunlar yaşadıklarını belirterek, farklı kültürel yapılar, diller, azınlıklar arasında yaşanan sıkıntıları karşılıklı anlayış ve diyalog çerçevesinde
çözdüklerini söyledi. Büyükelçi Bailey, "Biz de zamanında böyle sorunlar yaşadık. Kanada'da bulunan azınlıklar, çeşitli kültürel yapılar, farklı diller, etnik ve dini gruplar konusunda birtakım sorunlar yaşadık. Biz bu sorunlarımızı kültürel çoğulculuk ilkesi çerçevesinde çözdük. Biz bu deneyimlerimizden yola çıkarak sizlere yardımcı olmak isteriz. Bir dahaki Batman ziyaretimde Başkan Atalay ile görüşmeyi umut ediyorum" diye konuştu.
Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Başkanvekili Temel ise, bölgede yaşanan çatışmalı sürecin devam etmesinin sorunların temelini oluşturduğunu belirterek, esas sorunun bölge halkının temel haklarının tanınmaması olduğunu, kültür ve dil üzerindeki yasakların kaldırılmaması, halkın siyasi iradelerine karşı süren tahammülsüzlüğün çözümsüzlüğü derinleştirdiğini söyledi. Temel karşılıklı müzakere ve diyalogla çözülmeyecek sorunun bulunmadığını ifade etti.

"BİZ BURANIN ASLİ UNSURUYUZ"
Başkanvekili Temel, Diyarbakır'da Kürt siyasetçilerin yargılanmasına da değinerek şunları söyledi:
"Milyonlarca insanın oylarıyla seçilen Kürt siyasetçiler, belediye başkanları, partimizin binlerce çalışanı ve yöneticisi şu anda tutuklu ve yargılanıyorlar. Kişilik hakları yok sayılıyor, adil yargılanma hakları çiğneniyor, kendi anadilinde savunma hakları engelleniyor, özgürlükleri 14 Nisan 2009'dan bu yana ellerinden alınmış vaziyette. Üzerlerinde bir çakı dahi bulunmamış bu insanlar sadece telefon kayıtlarına, ortam dinlemelerine dayanarak hazırlanan 120 bin sayfalık bir iddianameyle bir buçuk yılı
aşkın bir zamandır içeride tutuluyor. Dünyanın her yerinde benzer sorunlar karşılıklı anlayış ve diyalog çerçevesinde çözülür. Devletin resmi televizyon kanalında Kürtçe yayın yapılıyor, ama mahkemede Kürt siyasetçilerin Kürtçe savunma taleplerinin reddedilmesi gibi bir çelişkiyi bile henüz çözme cesareti gösterilmiyor. Biz azınlık değiliz. Azınlık olsaydık, Birleşmiş Milletler'in (BM) azınlıklar protokolünde sözü edilen haklardan yararlanırdık, ama biz buranın asli unsuruyuz."