Konferansa Balyoz ve Ergenekon davasının avukatlarından Celal Ülgen ve Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu konuşmacı olarak katıldı
Avukat Celal Ülgen konuşmasında yargının içinde çetelerin olduğunu ve bu çetenin başında polisin olduğunu ifade etti.
Aydınların cezaevine gönderilmesi dönemine geçildiğini söyleyen Celal Ülgen, zamanında kimsenin kendilerine kulak asmadığını belirterek, "Televizyonlarda, basında hiç kimsenin sesi çıkmazken, bu kumpası, bu yargı içerisine çöreklenmiş insanları söylüyorduk. Bugün yargı içinde çete var diye bağıranlar o gün bize kulak asmıyor, bizi dinlemiyordu. Şimdi geldiğimiz noktada dönüp geriye baktığımızda 5-6 yılını tamamlayan çok sayıda aydınımız olduğunu, askerimiz olduğunu görüyoruz" dedi
Ergenekon davasında yargılananların failimeçhullerden yargılanacağının söylendiğini ancak tek bir kişi bile yargılanmadığını ifade eden Avukat Ülgen, şöyle konuştu: "Siyasi davalarda tek bir suçlu yoktur. Eğer suçlu varsa onlar işledikleri davadan yargılanmıyor. Örneğin failimeçhul var dediler. Onlar yargılanacak dediler. Ergenekon'da tek bir failimeçhul yargılanmamıştır. Yargı içinde bir çete var. Bu çetenin başı polis. Polis, hem savcının mahkemeye yazacağı talepnameyi yazıyor. Sonra da mahkeme kararını yazıyor. Ben bunu duruşmada söyleyince itiraz ettiler, 'Nereden çıkardınız?' diye. Polisin çektiği faks numarasını unutup dosyaya koymuşlar. Kendilerini ele veren yüzlerce belge var bu şekilde. Biz hem Balyoz'da hem Ergenekon hem Oda TV davasında bu gerçekleri açık şekilde anlattık. Yargıçlara hakaret edercesine bunu söyledim ama yargıçlar bana hiçbir şekilde karşılık veremedi. Hakkımda hiç suç duyurusunda bulunmadılar. Ta ki Balyoz davası gelinceye kadar"
TÜRKİYE'NİN İKİ SORUNU VAR
Türkiye’nin iki sorunu olduğunu belirten Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ise şunları söyledi: "Birisi adam gibi aydınımız az. TBMM’de yapılan görüşmede bir milletvekili ellerini ayaklarını kullanarak yargı sendikasının başkanına uçarak tekme atıyorsa, bir diğeri 25 metre koşarak bir milletvekilini yaralıyorsa, Türkiye’de adam gibi aydın azdır. İkincisi ise kendisine ve bilime saygı duyan gerçekte bilim adamı sıfatı özelliği taşıyan adam yok."
Türkiye’nin hukuk devleti olamadığını dile getiren Kanadoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugün Türkiye devleti bir Cumhuriyettir. Nitelikle 2’nci maddede yazılıdır. İnsan hak ve özgürlüklerine saygı der. Türkiye bir hukuk devleti ise ilk koşulu bağımsız yargıdır. Türkiye’de bağımsız yargı var dediğimiz zaman AB gülüyor. Gerçekten bağımsız bir Türkiye zaten AB’nin işine gelmez. Böyle bir yargı ile demokratik olduğunuz ileri sürülemez. Savcının talimatı polis tarafından uygulanmıyorsa Türkiye kanun ve hukuk devleti değil polis devletidir."
TÜRKİYE’DE 13 BİN HAKİM SAVCI VAR
Yargıda 13 bin savcı ve hakimin olduğunu dile getiren Kanadoğlu, şunları kaydetti: "Özel yetkili mahkemeleri kaldıracaksınız. Bunların hepsi doğru ama eksik. Gizli tanıklık kurumu aynen muhafaza ediliyorsa bu sorunu çözemezsiniz. Samimi bir irade lazım." Türk milletinin sanıldığı kadar aptal olmadığını anlatan Kanadoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Neyin ne olduğunu görecek kadar gözümüz vicdanımız var. Seçim silsilesi geliyor bu yerel seçimle başlıyor. Ardından Cumhurbaşkanı seçimi, bunun ardından genel seçim. Bunu değiştirecek ilk adım yerel seçimdir. Hukukçu olmaya gerek yok. Her şey çok net açık. Yargıda kahraman yoktur. Görevini yapan ve yapmayan vardır. Türkiye’de 13 bin hakim savcı var."
Kanadoğlu Açıklaması
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde Adalet ve Demokrasi Şehitleri Haftası etkinliklerinde "Cumhuriyet Yolunda Eğilip Bükülmeden Yürüyenler" konferansı Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlendi.