Serkan Yalaz, (27) 3 yıldır lösemi tedavisi görüyor. Yaklaşık 20 gün öncede ailelerinin karşı çıkmasına rağmen hayatını Kezban Koş (20) ile birleştirdi. Genç çift şimdi gidecek yerleri olmaması ve ailelerinin de sahip çıkmaması yüzünden dernek binasına sığındı. Çiftin en büyük isteği başlarını sokabilecek ve ayakkabısız gezebilecek bir ev.
Dernek binası olmasaydı sokakta kalacaklarını belirten Yalaz, "İstanbul'dan 8 ay önce Sakarya'ya geldik. Ailem eşimi istemedi. Bu sebeple dışarıda kaldık. Dernek bize kapısını açtı. Bir aydan beri dernek binasında kalıyoruz. 20 gün önce de dernekte düğünümüz yapıldı. Ev ve işimiz olmaması sebebiyle dernekte yatıp kalkıyoruz. Su ısıtıcısıyla su ısıtıp öyle duş yapıyoruz." dedi.
Tedavisinin ayakta sürdüğünü, kendisini iyi hissettiğini ve çalışabilecek bir durumda olduğunu ifade eden Yalaz, ancak hiç kimsenin kendisine iş vermediğini dile getirdi.
Yalaz şöyle konuştu: "Valilik, belediye ve birçok kuruma iş için müracaat ettik. Ancak bize kimse iş vermedi. Artık Başbakanımıza sesleniyorum. Ne olur bizim feryadımızı duysun. Bize yardımcı olsun. Dernekte yaşamak çok zor. İmkânlar kısıtlı. Ayrıca sağlığım açısından son derece sakıncalı. Çalışabilecek bir i istiyorum. Eşimle birlikte ev ortamında kalmak istiyorum."
"KENDİ EVİMDE EŞİME YEMEK YAPMAK İSTİYORUM"
Kezban Koş Yalaz ise dernek binasında yaşamanın çor zor olduğunun altını çizerek, "Evim olmasını istiyorum. Evimde yemek yapmak istiyorum. Kendi evimi temizlemek, kendi kapımı kendim açmak istiyorum." diyerek gözyaşı döktü.
Eşinin rahatsızlığı sebebiyle ev ortamında kalması gerektiğini vurgulayan Yalaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Birçok kişi ve kurum bize iş vereceğini söyledi. Ancak kapılar yüzümüze kapandı. Gelin iş vereceğiz görüşelim dediler, ama görüşmeye gelmediler. Yaşamak için ne yapmamız gerekiyor, kendimizi mi öldürelim? Ben son noktaya geliyorum. Çok şey istemiyoruz bir iş ve bir ev. Çalışıp kendi ayaklarımızın üzerinde durmak istiyoruz ama bu bile insanlara çok geliyor. Bir kanser hastası yaşadığı bu stresle ne kadar iyi olabilir. En önemlisi de bu küçük bir tozdan dahi tekrar hastalık başlayabiliyor. Dernek ortamında bu mümkün değil. Burada yemek bile yapamıyoruz. Yemeklerimiz bir vakıftan geliyor. Eşime hastalığına özel yemekler yapılması icap ediyor. Ben de sedef hastasıyım, artık dayanamıyorum. İntihar etmeyi düşünüyorum."
"KİMSE BU ÇARESİZLERİN SESİNİ DUYMUYOR"
KANSERDER Başkanı Nihal Akar'da çok çaresiz kalan bu çifti sokakta bırakmamak için dernek binasında kalmalarına izin verdiklerini belirterek, ancak bu ortamın bir kanser hastası için riskli olduğunu kaydetti.
Bir aydır çifti misafir ettiklerinin altını çizen Akar, " Serkan için ev gibi hijyenik bir ortam gerekiyor. Psikolojik ve moral yönünden de böyle bir yerde kalması tehlikeli. İş ve ev için en az 35 yeri aradım. İlin başta gelen yetkililerinden belediye başkanlarıma, iş adamlarına kadar herkesle görüşmeler sağlandı. Çalışabilir noktadalar. Çalışmak ve ayaklarının üzerinde durabilmek istiyorlar. Maalesef bugüne kadar hiçbir girişimimize cevap gelmediği gibi bir yetkili gelip görüşmedi ya da görüşme kabul etmedi." diye konuştu.