Kanserde Erken Teşhis Önemli

Kanserde Erken Teşhis Önemli

Yozgat Kanser Erken Teşhis Eğitim Merkezi (KETEM) Atatürk Sağlık Meslek Lisesi Öğrencileri ve Devlet Hastanesinde çalışan sağlık personeline 'meme kanseri ve serviks kanseri' hakkında bilgi verdi.

  Yozgat sağlık il müdürlüğü toplantı salonunda KETEM Başhekimi Fatih Yıldırım , Atatürk Sağlık Meslek Lisesi öğrencilerine ve hastanede çalışan sağlık personeline slayt gösterileriyle serviks kanseri ve meme kanseri hakkında bilgi verdi . Önce Serviks ( Rahim Ağzı ) Kanseri hakkında katılımcılara bilgi veren KETEM Başhekimi Dr . Yıldırım , Serviks , rahmin alt üçte bir kısmını oluşturan , vajinayı rahim boşluğuna bağlayan 2 ile 4 santimetrelik bir yapı olduğunu belirterek , " Bu bölgede sürekli bir yıkım-yenilenme söz konusudur . Serviks kanseri , kanser öncesi evrelerden geçerek gelişir . Dünyada her yıl 500 bin serviks kanseri geliştiği tahmin ediliyor . Bunların yüzde 80 ' i gelişmekte olan ülkelerdedir ve 240 bin ölüm gerçekleşmektedir . Dünyada 35 yaş altı kadınlarda meme kanserinden sonra ikinci sıklıkta görülür " dedi .
Serviks kanserinin başlangıç evrelerinde genellikle belirti ve bulgu görülmediğini ifade eden Dr . Yıldırım , " En sık görülen yakınma anormal vajinal kanamalardır . Adetler arasında veya menepoz sonrası kanama , Kanserli dokuda damarlanma arttığı için cinsel ilişki , muayene gibi durumlarda kanama başlar . Klasik olarak ağrısız kanama ve et suyu kıvamında ( kötü kokulu ) akıntı serviks kanserini düşündürmelidir . Serviks kanserini teşhisi için Papsmear testi yaptırılmalıdır . Bu test , kansere dönüşebilecek hastalığı bulunan ya da serviks kanseri için yüksek risk taşıyan kadınları belirleyen bir tarama testidir . Hastalığın veya tedaviye cevabın değerlendirilmesi konusunda hekime avantaj sağlayan bir testtir . Papsmear 1941 ' den beri kullanılan bir kanser tarama testidir ve bugüne kadar geliştirilmiş kanser erken tanı yöntemleri arasında en etkili olanıdır . Hücrelerde atipikleşme yani şekil bozuklukları başlamasından kanser oluşumuna kadar geçen süre 5-10 yıldır . ABD ' de kullanılmaya başlandığından bugüne kadar serviks kanserinden ölümde yüzde 75 oranında azalma gerçekleşmiştir . Ne yazık ki böyle etkili bir yöntem olmasına karşın ülkemizde kadınlarımızın çoğu bu yöntemi bilmemekte yada gözardı etmektedirler . Serviks kanserine yakalanan kadınların sorgulamasında yüzde 80 ' inden fazlasında bu testin hiçbir zaman yapılmadığı yada düzenli olarak yapılmadığı ortaya çıkmaktadır " diye konuştu .
Serviks kanserinin tedavisi hastalığın evresine bağlı olduğunu ifade eden Dr . Yıldırım , " Eğer kanser dokusu sevikste milimetrik ölçüler içersinde sınırlı ise buna " insitu serviks kanseri " denmektedir . Bu durumda eğer kadının çocuk istemi varsa , serviks lokal olarak " konizasyon " denilen bir işlemle çıkartılır . Kadının çocuk istemi yoksa rahim tamamen alınabilir . Kanser yayılımı çevre dokuları da içerisine almışsa bu durumda çevre dokuları da içersine alacak bir şekilde geniş bir cerrahi işlem uygulanır . Bu işlemde rahim , overler ve alt karın bölgesindeki lenf bezleri çıkartılır . Işın tedavisi ilerlemiş serviks kanserinde oldukça etkili bir işlemdir . Işın tedavisi cerrahi işlem uygulanmış hastalarda yardımcı tedavi veya cerrahi uygulanamayacak kadar yayılmış hastalarda esas tedavi olarak kullanılmaktadır . Serviks kanserinde ilaç tedavisi ( kemoterapi ) çok sık olmasa da bazı durumlarda kullanılabilmektedir . Son yıllarda serviks kanserlerine neden olan HPV ile ilgili aşı geliştirme çalışmaları da umut vericidir . Çünkü servikal kanserler HPV kökenli tümörler olduğundan özellikle HPV E6 ve E7 proteinlerini bol miktarda içermektedirler . HPV aşılarındaki amaç E6 ve E7 proteinleri sayesinde vücudun immün sistemini ve T Lenfositlerini harekete geçirerek anti-tümör etki oluşturmaktır . HPV ( Tip 6 , 11 , 16 ve 18 ) ' ye aşı geliştirilmiştir . Gardasil 11-26 yaşlarındaki bayanlara aşı yapılması önerilmektedir . Cervarix HPV ( Tip 16 ve 18 ) ' ye etkilidir . Hekimlerin uygun görmesi halinde 9-10 yaşlarındaki kızlara da uygulanabilir " ifadelerini kullandı .
Daha sonra Meme Kanseri hakkında bilgi veren KETEM Başhekimi Dr . Fatih Yıldırım , Meme , süt bezleri ve burada üretilen sütü meme başına taşıyan kanallardan oluştuğunu belirterek , " Bu süt bezleri ve kanalları döşeyen hücrelerin kontrol dışı olarak çoğalmaları ve vücudun çeşitli yerlerine yayılmalarına meme kanseri denir . En sık rastlanan duktal karsinoma , memenin süt kanallarında başlar . Meme kanseri memenin dışına yayıldığında , en sık koltuk altındaki lenfatik nodüllere yayılır . ABD ' de her yıl 185 bin kadına meme kanseri tanısı konulmakta ve bu hastaların 46 bini yaşamını yitirmektedir . Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerinde görülme sıklığı , dünyanın diğer bölgelerinde görülme sıklığından daha fazladır . Akciğer kanserinden sonra , dünyada görülme sıklığı en yüksek olan kanser türüdür . Her 8 kadından birinin hayatının belirli bir döneminde meme kanserine yakalanacağı bildirilmektedir . 1970 lerden bu yana meme kanserinin görülme sıklığında artış yaşanmaktadır ve bu artışa modern , batılı yaşam tarzı sebep olarak gösterilmektedir . Meme kanseri , yayılmadan önce erken teşhis edilirse , hasta yüzde 95 yaşam şansına sahiptir . Meme kanseri kadınlarda görülen en sık kanser türüdür , erkeklerde ise sıklığı daha az olmakla birlikte 150 ' de bir oranında görülmektedir " dedi . Meme kanserinde risk faktörlerinden bahseden Dr . Yıldırım , " Kadın olmak meme kanseri riskini artırır . 12 yaşından önce adet başlangıcı ve 50 yaşından sonra menopoz meme kanseri riskini artırır . Geç yada hiç doğum yapmamış olmak , yaşlandıkça risk artar . 50 yaş üzerindeki kadınlarda , 50 yaş altına göre 4 kat fazla risk vardır . Meme kanserinde dikkat edilmesi gerekenleri ise şöyle sıralayabiliriz , memede büyüme , küçülme veya büzülmeler . Meme başında , genişleme , düzleşme , içe doğru çökme , yön değiştirme , kabuklanma , çatlak ve yara olması . Meme başından akıntı gelmesi ( özellikle kanlı ) , eme derisinin pullu , kırmızı yada şiş olması , yara olması , portakal kabuğu görüntüsü oluşması . Memede veya koltuk altında 2 haftadan uzun süren kitle veya kalınlıklar . Bu tür değişiklikler genellikle fibrokistik değişiklikler olarak yorumlanır . Her ne kadar erken meme kanseri acı vermese de , kadın ; ağrının veya başka bir belirtinin kaybolmaması halinde doktora başvurmalıdır . Adet döneminden hemen önce ortaya çıkan ve adetten sonra kaybolan veya boyutça küçülen yumrular genellikle önemsizdir . Çoğunlukla bu belirtiler kanser değildir , ama herhangi bir problemin erken teşhis ve tedavi edilmesi için doktora başvurulmalıdır . Günümüzde memede kanser olabilecek değişiklikleri teşhiste en etkili yöntem mamografidir " dedi .
Kansere yakalanmamak için birincisi sigara gibi kanser edici nedenlerden uzak durmak , diğeri de erken teşhistir diyen Dr . Yıldırım , " Biz ketem olarak erken teşhis gibi güçlü bir silahı vurgulamak istiyoruz . Çünkü kanserler yıllar içerisinde oluşan prekansöröz dediğimiz lezyonlardan oluşmaktadır . Eğer bu zinciri yeni oluşma aşamasında , yayılmadan teşhis edersek kanserden kurtulmak mümkün olacaktır . Yozgat halkına buradan çağır yapmak istiyorum . Burada meme ve serviks kanseri taramaları yapılmaktadır ve taramalar ücretsizdir . Vatandaşlarımız kanser olmamak için tarama yaptırıp erken teşhisle kanserden kurtulur " şeklinde konuştu .
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile