Kanserden Korunmak İçin 9 Öneri

Kanserden Korunmak İçin 9 Öneri

Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. M. Ali Kaplan, kanserin dünyada ve Türkiye’de yaşamı tehdit eden nedenler arasında, kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer aldığını belirterek, önemli bir bölümünü ortadan kaldırmak ve kanserden korunmanın alınacak basit önlemler ve yaşam tarzı değişiklikleri ile mümkün olabileceğini ifade etti.

Memorial Diyarbakır Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümü’nden Doç. Dr. M. Ali Kaplan, 1-7 Nisan Kanser Haftası öncesinde, kanserden korunmak için 9 öneride bulundu. Kanserden korunmada sağlıklı beslenmenin öneminin büyük olduğunu belirten Kaplan, taze meyve ve sebzeden zengin bir beslenme alışkanlığı kazanılması ve yeterli miktarda su tüketilmesi gerektiğini ifade etti.

Saat başı bir bardak suyun vücudun sıvı ihtiyacını karşılayacak ve toksinlerin atılmasına yardımcı olacağını anlatan Kaplan, “Et tüketiminde tercih, daha çok beyaz et ve balıktan yana olmalıdır. Balık, özellikle kış aylarında haftanın 2 günü menüye eklenmelidir. Kırmızı et tüketimi kalın bağırsak kanseri riskini artırdığı için haftada en fazla kişi başına yarım kilo et yeterli olacaktır. Etler haşlama veya buğulama yöntemiyle pişirilmeli, mangalda ve ateşe yakın pişirme yöntemlerinden olabildiğince uzak durulmalıdır. İşlenmiş et grubunda olan salam, sosis ve sucuk gibi şarküteri ürünleri tüketilmemelidir. Tuz, şeker ve unlu besinler de sınırlandırılmalı, günde 3-4 gramdan fazla tuz ile şerbetli, ağır tatlılardan uzak durulmalıdır. Bakla, kuru fasulye, nohut, mercimek gibi besinlerden zengin sofralar hazırlanmalıdır. Plastik kaplar ve şişeler yerine cam olanları kullanılmalı, besinlerin saklanma koşullarına ve son kullanma tarihlerine dikkat edilmelidir” dedi.



“Hareket edin ve kilo verin”

Çağın önemli hastalıkları arasında gösterilen obezitenin, kanser oluşumunda etkili olduğuna dikkat çeken Kaplan, şunları kaydetti:

“Meme kanseri başta olmak üzere, kalın bağırsak, rahim, yemek borusu, pankreas, prostat gibi kanser türlerinin oluşumuna zemin hazırlar. Bu nedenle kilo vermek için gerekirse bir beslenme ve diyet uzmanından yardım alınmalıdır. Günlük egzersizler de kanseri önlemeye yardımcıdır. Hareketli yaşam ve düzenli spor, özellikle meme, kalın bağırsak, rahim ve prostat kanserleri üzerinde etkilidir.”

“Sigara ve alkolden uzak durun”

Tüm kanser vakaları içerisinde ölümlerin yüzde 30’undan, akciğer kanserinin de yüzde 90’ından sigaranın sorumlu olduğuna vurgu yapan Kaplan, şunları söyledi:

“Alkol, sigara ile birlikte kullanıldığında kanser riskini daha da artırır. Özellikle ağız, boğaz, gırtlak, yemek borusu, karaciğer, pankreas, kalın bağırsak ve meme gibi organlarda kanser gelişimini tetiklemektedir. Sigara ve alkolden uzak durmak, kanserle savaşta çok önemli bir kuraldır.”

“Stres kontrolü sağlayın”

Tüm hastalıklara zemin hazırlayan stresin dolaylı olsa da kanser oluşumunu tetikleyebileceğini dile getiren Kaplan, “Psikolojik destek almak, spor yapmak, sosyal aktivitelerde bulunmak veya doktor kontrolünde bazı ilaçları kullanmak, stresle mücadelede etkilidir. Güneş ışınlarına uzun süreli maruziyet, ultraviyole B ışınlarının cilde nüfuz etmesine ve kanser oluşumuna zemin hazırlar. Bu nedenle güneş ışınlarından 15 dakika süre ile yararlanmak, D vitamini alımı açısından yeterlidir. Güneşin zararlı ışınlarına karşı kışın da gerekli koruma sağlanmalıdır. Zorunlu olarak güneş altında vakit geçirenler ya da yazın tatil beldelerinde uzun süre bulunanlar, koruyucu güneş kremleri kullanmalıdır. Vücudunda lezyonlar bulunan kişilere ilaç tedavisi başlanabilir. Çünkü bu lezyonlar meme veya prostat kanserinin habercisi olabilir. Genetik açıdan meme ve yumurtalık kanseri riski taşıyan kişilere ameliyat önerilebilir. Rahim ağzı kanserini düşündüren öncü lezyonlar saptandığında ise koruyucu cerrahi müdahaleler yapılabilir. Bağırsaklarında yaygın polipler görülen hastaların bağırsaklarının bir bölümü alınabilir. Bu tedavi yöntemlerinin kansere karşı koruyucu önlemler olduğu unutulmamalıdır” diye konuştu.



“Kanseri haber veren belirtileri dikkate alın”

Kanserin erken belirti ve bulgularını bilmenin hastalığa karşı gerekli önlemleri almak açısından önemli olduğunu anlatan Kaplan, şu ifadelerde bulundu:

“Açıklanmayan kilo kaybı, ateş, halsizlik, ağrı, bağırsak alışkanlıklarındaki değişiklikler, idrarda ve büyük abdestte kan, beklenmedik ve anormal kanamalar ile akıntılar, iyileşmeyen yaralar, vücutta ele gelen kitleler, şişlikler, yutma güçlükleri, hazımsızlık ve ses kısıklığı kanserin belirtileri olabilir. Bu belirtiler fark edildiğinde en kısa zamanda doktora başvurulmalıdır. Ayrıca dünyada tüm kanserlerin yüzde 20’si kronik enfeksiyonlar nedeniyledir. Human Papilloma virüsü (HPV) rahim ağzı kanserine, Hepatit B virüsü karaciğer kanserine neden olabilmektedir. Ayrıca AIDS hastalığı olanlarda birçok kanser daha fazla görülmektedir. Güvenli bir cinsel yaşam ve aşılanma ile bu enfeksiyonlardan ve kanserden korunmak mümkündür.”

“Düzenli kontrolleri ihmal etmeyin”

Herhangi bir şikayetleri olmasa da erkeklerin 35, kadınların ise 40 yaşından sonra checkup veya tarama programları yaptırmalarının kanserde erken tanı için oldukça önemli olduğunu belirten Kaplan, “Meme, rahim ağzı, prostat ve kolon kanserlerine özel yapılan tarama programları, ilgili branş doktorlarının önerileri ile gerekli zaman dilimlerinde yaptırılmalıdır” dedi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile