Asrın projesi olarak nitelendirilen Kanal İstanbul Projesi de şer ittifakının engellemesiyle karşı karşıya kaldı. Türkiye'yi şaha kaldıracak olan prestij projeye karşı ortak bir dil geliştiren kaos lobisi akıl almaz bir kara propaganda yürütüyor. Sözde millet ittifakı üyeleri, algı operasyonunun siyasi ayağını üstlenirken, devrim rüyaları gören bir avuç marjinalin yönetimlerini ele geçirdikleri meslek örgütleri de Türkiye'nin makus talihini değiştirecek olan projenin engellenmesi için kışkırtıcı faaliyetlere imza atıyor.
İstemezükçü zihniyet devrede
Türkiye'nin uluslararası anlamda elini güçlendirecek, finansal manada ciddi bir döviz girdisi sağlayacak, doğa harikası olan İstanbul boğazının ve 16 milyon vatandaşımızın güvenliğini teminat altına alacak olan Kanal İstanbul Projesi, gerici zihniyetin saldırılarına maruz kalıyor. 82 milyon insanımızın hayrına olacak her projeye takoz olan ve böylece Türkiye'nin gelişmesinin önünde de en büyük engel niteliği taşıyan zillet ittifakı ve sözde meslek kuruluşları göz göre göre bir ihanete imza atıyor. Millet ittifakının en güçlü partisi CHP, Kanal İstanbul'un iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. CHP'nin İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ise Kanal İstanbul karşıtlığını ısrarla körüklüyor. Hiçbir bilimsel karşılığı olmayan iddialarla toplumu manipüle ediyor. Suni bir gündem oluşturarak popülerlik kazanmak gibi bir kurnazlık örneği sergiliyor. Zilletin ikinci bileşeni İYİ Parti'de de benzer bir durum göze çarpıyor. ‘Kanal İstanbul ardındaki gerçekler' ismiyle düzenlediği panelde, aslı astarı olmayan bilgiler gerçek gibi paylaşıldı.
Zillet tam kadro iş başı yaptı
İttifakın sözde muhafazakar üyesi Saadet Partisi de ülkemizi ileriye taşıyan bütün yatırımlara olduğu gibi Kanal İstanbul'a da ‘israf' gözüyle bakıyor. Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu, her platformda ‘israf' algısı oluşturarak toplumu yanıltmaya ısrarla devam ediyor. PKK'nın siyasi tetikçisi HDP'de de benzer bir durum göze çarpıyor. Ülkemizin bölünmez bütünlüğünü tehdit eden HDP, devasa projenin iptali için İstanbul 10. İdare Mahkemesi'ne dava açtı. Bununla da yetinmeyen HDP, her fırsatta proje karşıtlığını körükleyen provokatif eylemlerde başrol oynuyor. Meslek kuruluşlarının yönetimini ele geçiren bir avuç marjinal, Kanal İstanbul aleyhinde çalışma yürütüyor.
Koronavirüs salgınını engellemek için hiçbir çaba göstermeyen Türk Tabipleri Birliği de (TTB) Kanal İstanbul'un yapımını durdurmak için adeta seferber oldu. Yüzlerce bilim adamının onayıyla hazırlanan ÇED raporunun iptali için TTB yönetimi dava açtı. Manipülatif içerikli bilgilerle de ‘Kanal İstanbul'un insan sağlığına zarar vereceği' yönünde korku dolu açıklamalar yapıyorlar.
Her şeyleri yalan
Üzerlerine vazife olmayan her işe burunlarına sokan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) yönetimi de Kanal İstanbul Projesi kapsamında yapılan ihalenin iptali için dava açtı. Yine TMMOB'ye bağlı 9 meslek kuruluşunun yöneticileri de Kanal İstanbul projesinin durdurulmasına yönelik dava açtı. Bilimsel verileri çarpıtan sözde meslek kuruluşu hiçbir gerçekliği olmayan iddiaları kamuoyuna servis etti.
İstanbul, Ankara ve İzmir barolarının yönetiminde bulunanlar da Kanal İstanbul Projesi için verilen, “Çevre Etki Değerlendirilmesi Olumlu” kararının iptali için dava açtı.
Kaos lobisinden ‘kanal’ ittifakı
CHP, HDP, İYİ Parti ve Saadet Partisi’nin oluşturduğu zillet ittifakı, Boğaz’ın güvenliğini güvence altına alacak olan asrın projesi Kanal İstanbul karşıtlığının siyasi ayağını üstlenirken; meslektaşlarının sorunlarına çözüm üretmekten ziyade marjinal sol örgütler gibi davranan TMMO gibi meslek kuruluşları da toplumu manipüle etme görevini yerine getiriyor.