Kapalı Ameliyatın Avantajları

Laparoskopik cerrahinin, veya kapalı ameliyatın, geleneksel açık ameliyatlara göre çeşitli avantajlar sunan bir yöntemi olduğunun bildiren Doç. Dr. Ali Seven, ameliyat sonrasında yapılan kesiler estetik cerrahi prensiplerine uyarak kapatıldığını belirterek, “Ameliyat sırasında kanama riski daha azdır, çünkü yapılan kesinin boyutu açık ameliyat için yapılan büyük kesiden çok daha küçüktür. Bu durum olası bir kan kaybını telafi etmek için bir kan transfüzyonu yapılma ihtimalini azaltır” dedi.

Kadın-Doğum Kliniği’nde açık cerrahi yöntemle yapılan ameliyatların çoğu kapalı cerrahi yöntemle de olabileceğini bildiren Medicana International Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Ali Seven, kapalı ameliyatların nasıl yapıldığını şu şekilde anlattı:

“Açık bir ameliyatta, karın içerisindeki dokuları ve yapıları incelemek ve ameliyat yapmak için karın duvarına büyük bir kesi yapılır. kapalı yöntemle yapılan ameliyatlarda, genellikle göbek deliğinin olduğu yerde sadece 1 cm uzunluğa sahip küçük bir kesi yapılır ve oluşturulan bu açıklıktan kamera ile karın içerisine girildikten sonra karın duvarlarını genişletmek, cerraha içerideki organları net bir şekilde gösterebilmek ve aynı zamanda çalışmasına imkan verecek kadar yer açabilmek için karın içerisi karbondioksit ile şişirilir. Kesi yerinden bir laparoskop sokulur ve karın içindeki organları ve dokuları incelemek için kullanılır. Eğer gerekli ise, daha sonra operasyon bölgesine ve diğer küçük aletlere erişim sağlamak için yarım santimetrelik küçük kesiler yapılabilir, böylece hasarlı ve/veya hastalıklı doku tamir edilebilir, çıkarılabilir veya bir örnek alınabilir. İşlem bittikten sonra, karbondioksit karın içinden çıkarılır ve yapılan kesiler estetik cerrahi prensiplerine uyarak kapatılır.”

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Ali Seven, kapalı (Laparoskopik) cerrahinin avantajlarını ise şu şekilde sıraladı:

“Ameliyat sırasında kanama riski daha azdır, çünkü yapılan kesinin boyutu açık ameliyat için yapılan büyük kesiden çok daha küçüktür. Bu durum olası bir kan kaybını telafi etmek için bir kan transfüzyonu yapılma olasılığını azaltır. Küçük kesi yapılması ameliyat sonrası ağrı ve kanama riskini azaltır. Büyük bir kesi yapıldığında, hastalar dikiş hattı iyileşirken genellikle uzun süreli ağrı kesici ilaçlara ihtiyaç duyarlar. Kapalı yöntemle ameliyat sonrası oluşan yara daha küçük ve iyileşme süreci daha az ağrılıdır. Jinekolojik kapalı ameliyatlarda yapılan küçük kesiler ameliyat sonrası belirgin olarak daha küçük bir skar (yara izi) oluşumuna yol açar. Ameliyat yarasının daha büyük olduğu durumlarda, özellikle aşırı kilolu ve obez hastalarda, karın fıtığına ve enfeksiyona (iltihabi duruma) meyil daha yüksektir. Ayrıca iç organların dış ortamdan gelebilecek kirletici maddelere maruz kalma ihtimali, laparoskopik ameliyatta açık ameliyatla karşılaştırıldığında önemli ölçüde azalır, dolayısıyla ameliyat sonrası enfeksiyon riski daha az olur. Son olarak ameliyat sonrası hastanede kalış süresi laparoskopik ameliyat ile önemli ölçüde kısalır, çünkü iyileşme çok daha hızlıdır. Hastaların çoğu aynı gün veya ertesi gün taburcu olur ve açık ameliyatlardan sonrası ile karşılaştırıldığında çok daha hızlı bir şekilde normal günlük yaşamlarına dönebilir.”

Medicana International Ankara Hastanesi Kadın-Doğum Kliniği’nde açık cerrahi yöntemle yapılan ameliyatların neredeyse hepsini kapalı cerrahi yöntemle de yapabildiklerini belirten Seven, hastalara çağın en son teknolojik, bilimsel ve cerrahi imkanlarla hizmet verildiğini bildirdi.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile