Kapatılan Belde Belediyelerinin Ak Parti'li Başkanları Toplantısı

ANKARA - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Taksim Gezi Parkı konusunda dün görüştüğü heyete parkın geleceğine ilişkin "plebisit yapalım" önerisi sunduğunu belirterek, "Referandum sadece Anayasa değişikliklerinde uygulanabilir yasalarımıza göre ama plebisit o ildeki belediyenin yapabileceği bir uygulamadır. Bunlar Yüksek Seçim Kurulu ile olan bir iş değil. Öyle bir durum da yok. Yerel Yönetimler Yasası ile alakalı olarak 15'inci maddede belirlenmiş bir şey" dedi

Başbakan Erdoğan, kapatılan belde belediyelerinin AK Partili başkanlarının katılımıyla düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, dün akşam saatlerinde bazı samimi ve dürüst Gezi Parkı eylemcileriyle bir araya geldiğini anımsattı.

Bu görüşmede, samimi çevrecilerin, illegal örgütlerle aralarına perde çekmek zorunda olduklarını vurguladığını ifade eden Erdoğan, heyettekilerin illegal örgütlerle ilişkileri olmadığını dile getirdiklerini söyledi.

Erdoğan, "Siz, ne kadar bunu söylerseniz söyleyin, aynı olay mevkiindesiniz, aynı yerdesiniz dolayısıyla burada benim polisimi de eleştiremezsiniz ve kurunun yanında yaş böylece yanar" dedi.

Atatürk Kültür Merkezi ve Taksim'deki Atatürk Anıtı'nın işgal altında olduğunu, üzerlerine paçavralar asıldığını anlatan Başbakan Erdoğan, ilgili bakana "24 saat içinde bu paçavralar indirilecek" talimatı verdiğini, sonrasında AKM ve anıtın paçavralardan temizlendiğini kaydetti.

Erdoğan, "Meydan artık bu halkın meydanıdır, tüm İstanbulluların, tüm ülkemin, tüm uluslararası ülkeme gelen insanların meydanıdır. Dolayısıyla biz, bu illegal örgütlerin cirit attığı bir yer haline bu meydanımızı getiremeyiz, bunları oradalardan temizleyeceğiz" diye konuştu.

Erdoğan, "samimi, dürüst olanların başımız gözümüz üstünde yeri var" dediklerini hatırlatarak, şöyle konuştu:

"Sorun Gezi Parkı olayı ise kusura bakmasın bazılarının otelin üst katlarından Gezi Parkı'nı seyretme ihtiyaçları olabilir ama benim böyle bir ihtiyacım yok. Çünkü ben o Gezi Parkı'nı çok iyi bilenlerdenim. Çünkü gençliğimin en ideal yılları, hep o Gezi Parkı çevresinde geçti. Belediye başkanlığımın bütün hizmetinin ağırlıklı kısmı oralarda geçti, bir Kasımpaşalı olarak ve Beyoğlu'nun bir çocuğu olarak, doğmuş, büyümüş bir genci olarak orayı çok iyi bilirim. Kimse bize Gezi Parkı ile ilgili ders vermesin. Kaldı ki Gezi Parkı'nda bu ağaçların tamamının temizlenmesi gibi bir şey söz konusu değilken bu yaygaralar kopartıldı. Çevre bilincini iyi anlamamız lazım. Çevre sadece yeşil değildir, çevre kavramının içinde yeşil bir başlıktır ama bunun yanıda tarih, kültür, gürültü kirliğili vardır, görüntü kirliğili, ses kirliliği vardır. Bütün bunların hepsi çevre kapsamı içerisindedir. Siz bunları yok farz edemezsiniz.

Taksim Meydanı otobüslerden geçilmezdi. Egzoz, bu gazların kokusunu mu teneffüs edelim? Bu kardeşiniz İstanbul'a belediye başkanı olduğu zaman şu anda aleyhte yazı yazanlar maske dağıtıyordu İstanbul halkına, hava kirliğinden olumsuz etkilenmesinler diye. Ama biz kısa zamanda İstanbul'u tertemiz bir havaya kavuşturduk. Çöp yığınlarından geçilmiyordu. Şu anda Gezi Parkı çevrecilik adına pislikten geçilmiyor. Bazıları çok muhteşem falan diyor, kusura bakmasınlar bizi de aldatmaya yeltenmesinler, sidik kokusundan geçilmiyor ve birçoğu büyük abdestini de oraya yapıyor. Bunların hepsi tespitle mevcuttur. Burada samimi olanları kast etmiyorum, onlar gidiyorlar orada anlaştıkları bazı otellerde bu ihtiyaçlarını gideriyorlar. Orada her şey ücretsiz biliyorsunuz. O ücretlerin de tabi kaynağı enteresan. Her durum orada onlara göre meşru, böyle bir tablo var, bunu da güya çevrecilik adına yapıyorlar."

-"Biber gazını yeri geldiğinde güvenlik gücü kulanır, bu onun en doğal, tabi, hukuki bir hakkıdır"

Başbakan Erdoğan, AKM ve Taksim Anıtı'nın temizlendiğini, polisin orada görevini yaptığını ve biber gazı kullanımını eleştirenleri de anlamadığını belirterek, "Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletiyiz. Herkesin bu hukuk devletinde hukuk kurallarına uygun hareket etme mecburiyeti vardır. Biber gazını güvenlik güçlerimiz kullanabiir mi? Evet, gerek AB müktesebatı gerek ileri demokraside, Amerika dahil hepsinde biber gazı kullanılır. Bu suydu, hatta boyalı suydu, ardından aynı şekilde biber gazını yeri geldiğinde güvenlik gücü kulanır, bu onun en doğal, tabii, hukuki bir hakkıdır, yetkisidir. Bunu kimse saptırmasın" değerlendirmesinde bulundu.

Gezi Parkı olayları sırasında 600'ü aşkın polisin de yaralandığını, şu anda hastanede yatan polisler bulunduğunu, bir komiserin de şehit olduğunu hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Bunları niye konuşmuyorsunuz? Yatıyorlar, kalkıyorlar, polis de polis. Bunların sorgulanması lazım diyorsunuz da bu illegal örgütlerin, bu yakıp yıkanların sorgulanmasını niye gündeme getir miyorsunuz? Bunları kimse gündeme getirmiyor. Açıklama yapıyorlar, 'gözaltına alınanlar bırakılsın' diyorlar, emriniz olur, hemen bırakacağız zaten" diye konuştu.

Yürütme olarak görevlerini yaptıklarını, yargının da üzerine düşen görevi yapmasını beklediklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ben yargından da üzerine düşeni yapmasını bekliyorum. Bu kadar açık konuşuyorum, bu mesajın nereye gittiği bellidir. Çünkü molotofkokteyli kullanmak suçtur, yakıp-yıkmak, kamu düzenini bozmak suçtur, bunların hemen hemen tamamı kamu düzenini bozmaya yönelik girişimler içindedir. Molotofkokteyliyle yaptıkları ortadadır, kamu mallarına zarar vermek ortadadır. Şu anda 100 trilyonu aşkın zarar var, kim ödeyecek bunu? O fakir vatandaş adına devlet ödeyecek yani sizlerden toplanan vergilerden elde edilen imkanlarla bunu şimdi biz ödeyeceğiz. Bu 100 trilyon şu anda, bunun daha fazla olduğu kanatindeyim. Esnaflarımız, tüccarlarımız iş yapamaz hale geldi. Bu sadece Taksim Meydanı'nda İstiklal Caddesi'nde ve çevresinde değil Türkiye genelinde. Aynı şekilde şoför esnafımız, taksici, minibüscü bunlar da...

Belediye otobüslerini yakıp yıkıyorlar, ondan sonra da geçiyor şoförün makamına oradan poz veriyor. Yaktıkları, yıktıkları yerde bunu yapıyorlar. Bu bir vatansevere, bu ülkenin evladına, vatandaşına yakışır mı? Bunun adı bir özgürlük mücadelesi, hak arama mücadelesi olamaz. Ben o samimi, çevreci dürüst olan kardeşlerime diyorum ki: Bizi daha fazla üzmeyin, siz oradan çekilin ve bizi o uç terör örgütleriyle iç içe olanlarla karşı karşıya bırakın, biz o Gezi Parkı'nı temizleyelim ve bunu sahiplerine teslim edelim. Çünkü, oranın sahibi onlar değil oranın sahibi tüm İstanbul'dur, İstanbul halkıdır, tüm gelen yurt içinden, yurt dışından turistlerdir. Herkes geldiği zaman orayı rahatlıkla gezebilsin."

-"Plebisit, referandumun değişik şekli"

Başbakan Erdoğan, dün akşam Gezi Parkı heyetiyle Topçu Kışlası konusunu da görüştüklerini anımsatarak, "Akşam gelenlere dedim ki 'bu konuda bu kadar hassas mısınız, direniyor musunuz? Peki o zaman plebisit yapalım.' Referandumun değişik şekli, referandum sadece anayasa değişikliklerinde uygulanabilir, bizim yasalarımıza göre ama plebisit o ildeki belediyenin yapabileceği bir uygulamadır. Yani kendi halkına bunu sorar, bunu dar çerçevede Beyoğlu'nda da daha geniş çerçevede İstanbul için de yapabilir. Bunlar Yüksek Seçim Kurulu ile olan bir iş değil. Yerel Yönetimler Yasası ile alakalı olarak bu 15'inci maddede belirlenmiş bir şey, bu adımı bu şekilde atabiliriz. Tabii gelen arkadaşların bir kısmı buna sevindi, bir kısmı ise buna sıcak bakmadı. Fakat ya buna evet diyeceksin ya da uygulamamıza evet diyeceksin" diye konuştu.

Topçu Kışlası ile ilgili projeye ilişkin araştırmayı 2011 seçimlerinden önce yaptırdıklarını ve "İstanbul'a 7 dev, çılgın proje" olarak 3 bin kişinin katıldığı basına açık bir toplantıda tanıttıklarını anımsatan Başbakan Erdoğan, "Bunu açıkladığım anda salon ayaktaydı, ayakta alkışladı. O kadar sevdiler, beğendiler ve o günden bugüne biz bir olumsuz yaklaşım duymadık" dedi.

İstanbul'a üçüncü havalimanı ihalesinin de 22 milyar 152 milyon avro bedelle bir Türk konsorsiyumuna verildiğini, bu bedelin KDV ile yaklaşık 30 milyar, yapılacak diğer yatırımlarla da 36-37 milyar avroyu bulacağını anlatan Başbakan Erdoğan, 2017'de bu havalimanın bitirileceğini, Cumhuriyet'in 100'üncü yıl dönümü olan 2023 hazırlıklarını bu çerçevede sürdüreceklerini vurguladı.

Başbakan Erdoğan, "nefes alacak yerimiz yok" eleştirilerini de cevaplandırarak, "Burada ağaçlar kesilmiyor. Değerli kardeşlerim, sevgili İstanbullular, ülkemin sevgili insanları, burada şu an bulunan toplam ağaç sayısı 600'e yakın, bunun içinden 70-80 tanesi kesilmiyor, sökülüyor ve bunlar Topçu Kışlası'nın çevresine dikiliyor, yeni yayalaştırma projesiyle uygun yerlere dikiliyor. Daha önce egzoz kokusundan geçilmiyordu, şimdi ne otobüsler, ne araçlar olacak. Herkes çocuğuyla, çoluğuyla Taksim Meydanı'nda dolaşabilecek."

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile