Konya Tabip Odası Yönetim Kurulu adına bir açıklama yapan Başkan Dr. Seyit Karaca, “Tüm dünya gibi, millet olarak zor günlerden geçtiğimiz salgınla mücadele günlerinde en ön safta yer alan hekimlerimizin doğrudan, sağlık çalışanlarının dolaylı temsilcisi olarak odamızı görmemiz hasebiyle bazı bilgileri kamuoyu ile paylaşma ihtiyacı hasıl olmuştur” ifadelerini kullandı. Dr. Karaca, salgının dünyada ortaya çıktığı ilk günden itibaren alınan ve ülkemizde ilk pozitif vakanın görülmesiyle birlikte artan önlemlerden bu yana, tüm toplantılarında yapabileceklerini sürekli tartıştıklarını belirterek, “Mutabık kaldığımız kararlar çerçevesinde de elimizden geleni yapmaya gayret ettik. Mücadelenin en önemli aktörleri olan sağlık çalışanlarının birinci derecede korunmasının önemine hep vurgu yaptık. Bunun yolunun da sağlık çalışanlarının düzenli olarak eğitilmesi ve risk alanına göre yeterli derecede ekipmanla beslenmesi gerektiğini belirttik. İlk anlarda, salgın konusunda sağlık çalışanlarının da dahil olduğu önemli bir grupta bilinmezlikten kaynaklanan kısa panik havası olmuş olabilir. Bu dönemde bazı arkadaşlarımızın hastadan mümkün olduğu kadar uzak olmaya çalıştıklarına da şahit olabiliriz. Ancak unutmayalım ki gencecik çağında askere giden ve hiç eline silah almamışken teröre ve düşmana karşı vatan, millet, bayrak gibi tüm mukaddesatımızı koruma görevini üstlenerek cephede gerekirse canını vermekten çekinmeyen Mehmetçikler’den bugün hiçbir farkımız yok. Onlara göre birçok avantajımızın olduğunu da unutmayalım. Dünya gibi biz de bir nevi ‘Kurtuluş Savaşı’ veriyoruz. Ben bir ilave daha yaparak diyorum ki; tüm sağlık çalışanları olarak bizler mesleğimizin zedelenen, örselenen onurunu kurtarma savaşı veriyoruz. Meslek onurumuzla oynamaya çalışan dahili ve harici bedhahlar hep olmuştur ve olacaktır. Ama hepsine inat hem içeride hem de dışarıda arınmayı sağlamak yine bizlere, hepimize düşen vazifedir. Ağzımızı açıp ifade ettiğimiz her sıkıntı manipülatörler veya kasıtlı olarak duymak istemeyenler tarafından belki hep çarpıtıldı. Ama nezaket ve vakarımızdan bir şey kaybetmeden sağlık ordusunun neferleri olarak bizler hizmete devam ettik. Yeri geldi öldürüldük bile. Salgın süreciyle beraber bir kırılma yaşanır gibi oldu ve alkışlarla onore edildik. Bazı vatandaşlarımız alkışların yanına, nöbetteki arkadaşlarımıza ikramlar eklediler. Teşekkür ederiz. Sağlık Bakanımızın, meslektaşlarımızın ve diğer sağlık çalışanlarının talep değil aklına bile getirmediği bir dönemde, performans ödemelerine dair sağladığı artış, kamu çalışanı arkadaşlarımızı memnun etmiştir ama birileri, ancak yarısı kapsama giren meslektaşlarımızın kendi talepleri olmadığı ve hükümetimizin bir kararı olduğu halde kazanımlarını itibarsızlaştırmaya çalıştılar. Tüm giderlerini kendileri karşılayan ama bu süreçte talep daralması nedeniyle ortalama yüzde 80’lere varan gelir kayıplarına ulaşan, sonuçta mecburiyetten kapanmaları halinde yine en başta sağlık çalışanlarına olumsuz yansımaları olacak sıkıntılı durumu, çözüm arayışıyla dillendiren özel hastanelerin talebi de yine bazılarınca basitleştirilmeye çalışıldı. Bu alanda yaşanacak kayıplar diğer endüstri alanlarında yaşanacak kayıplarla eşdeğer tutuldu. Halbuki unutmayalım ki özel hastaneler normal hizmet yükünde yüzde 30, yoğun bakım hizmet yükünde ise yüzde 50’ye varan oranda yük paylaşıyordu. Kapanmaları halinde hastalarımızın organize sanayide herhangi bir işletmede veya başka bir endüstriyel tesiste tedavi edilemeyeceği herkesin vakıf olduğu bir gerçektir. Tüm bunlara rağmen hiçbir engele aldırış etmeden, zaman zaman içine düşeceğimiz anlık sıkıntıları dert etmeden, yeri geldiği zaman sevdiklerimize kısa bir süre bile olsa sarılamadan, çocuklarımızı, torunlarımızı öpüp koklayamadan işimizi yapmaya devam edeceğiz. Sevgisini dokunarak ifade eden bir toplumun fertleri olarak bizler için bunun ne kadar zor olduğu da ortada” şeklinde konuştu.
"Önerilerde bulunduk ve faaliyetler gerçekleştirdik"
Dr. Seyit Karaca, bu süreçte oda olarak çeşitli önerilerde bulunduklarını ve faaliyetler gerçekleştirdiklerini belirterek, “İlimizde meslektaşlarımız ve sağlık çalışanlarının hastalarla karşılaştığı tüm ortamlara ilişkin yapılması gerekenleri yönetim kurulumuzda istişare ettik. Kamu tarafından bu amaçla yayınlanan tüm bilgi ve belgeleri meslektaşlarımızla paylaşmaya çalıştık. İlimize has ama mevzuatta farklı düzenlenmiş ve süreç yönetiminde daha uygun olabileceğini düşündüğümüz kanaatlerimizi ilgili paydaşlarla paylaştık. Şu anda ilimizde statü olarak genelge kapsamında Pandemi Hastanesi olmayan kurumlarımızda bile hasta almaya bağlı enfeksiyonlar ve sağlık çalışanlarında pozitif vakalar görüldü.
Bu asla korkulacak ve panikleyecek bir husus değildir. Sahadaki meslektaşlarımızdan an itibarıyla edindiğimiz bilgiler doğrultusunda herhangi bir ekipman zaafiyeti yoktur. Sağlık çalışanlarının tamamında da önce kendilerini ve çevresindekileri korumak gibi son derece insani bir refleks vardır. Bu nedenle de çalışanlarımızın bir kısmının beraber yaşadığı aile fertlerinden uzak yaşama imkanı varsa, salgın yönetimi süresince evde değil başka bir mekanda konaklama talebi ortaya çıkmıştır. Tüm sağlık çalışanlarımızın konaklama talepleri karşılanmaya çalışılacaktır. Yine en fazla risk grubunda yer alan çalışanlar öncelikli olmak üzere iş yerinde giydikleri elbiselerin iş yeri imkanları ile yıkanması ve bir sonraki mesaiye personele ulaştırılması önerimiz kabul görmüştür. İlk anlardan itibaren yeterince bilinç oluşmadığı dönemleri de varsayarsak hastalığı geçirmiş olan sağlık çalışanları Ig G esaslı tarama testlerinden geçirilmelidir. Buna dair planlamayı İl Sağlık Müdürlüğümüz yapacağını belirtmiştir. Süreç yönetimi 24 saattir ve birçok bileşeni vardır. Kesintisiz devam etmesini sağlayabilmek, her bileşende yaşanan sorunların hızlı çözümünü hedeflemek için Yaka Caddesinde yer alan Eğitim Merkezine kurulacak ‘İl İzleme Kurulu’ önerimizin değerlendirme aşamasında olduğunu düşünüyoruz. ‘Taşınabilir besi yeri’ miktarının artırılıp tüm hastanelere dağıtılması ve acile müracaat edip şüpheli semptom veren hastalardan ilgili hastanece alınacak numunelerin sahadan toplanması, bulaşma riski taşıyan vakaların kontrolünü kolaylaştıracaktır. Ücretli de olsa hiçbir semptomu olmayan vatandaşlardan test yaptırma istekleri hızla artmaktadır. Bu konuda ilimizdeki meslek odaları ve basın yayın vasıtasıyla bilgilendirmeler yapılmalı ve ilgili algoritma vatandaşlara anlatılmalıdır. Salgının yönetimi sürecinde zaman zaman bilimsel algoritmaların da değiştiğine şahit oluyoruz. Bu değişikliklerin önerdiğimiz il izlem kurulu vasıtasıyla hızla çözümlenip hem bilgilendirme maksadıyla üst yönetimlere hem de sahadaki uygulayıcılara aktarılması sağlanmalıdır. Salgında ‘eşler olarak’ sahada mücadele eden sağlık çalışanlarımızın çocukları bu dönemde en fazla mağduriyet yaşayan canlarımızdır. Bakım açısından zorlanan çiftlerin envanteri çıkarılarak sayı kalabalık değilse ve sosyal izolasyon kurallarına uyulması şartıyla bakılabilmesi önerilerimiz arasındadır. Hepimiz hesabı salgının uzun süreceği gibi kötü bir senaryoya göre yapmalıyız. Bu süreçte sağlık bilişim altyapımız sağlık çalışanlarını tedaviye odaklanmadan uzaklaştırmayacak şekilde, hızlı ve tek bir yerden bilgi girişinin yeterli olacağı bir entegrasyona kavuşturulmalıdır. Aile hekimlerimiz de sahada özveri ile çalışmaktadır. Aile Sağlığı Merkezi ve Toplum Sağlığı Merkezlerimizde çalışan arkadaşlarımız için tek talebimiz ekipman ve dezenfeksiyon işlemlerine katkı verilmesi ve eksikliğin yaşanmamasıdır. Sürecin temel aktörleri sağlıkçılar ise bu anlamda ilimizde bir sağlık danışma kurulu oluşturulmasını öneriyoruz. Bu süreçte sahada çalışan meslektaşlarımızla haberleşmeyi daha da fazla önemsiyoruz. Bu zamana kadar ki yaşadıklarımızı özetlediğimiz bir web tabanlı toplantıyı odamızdan yaptık” şeklinde konuştu.
Karaca Açıklaması 'Meslek Onurumuzun Kurtuluş Savaşı'
Konya Tabip Odası Başkanı Dr. Seyit Karaca, korona virüs (Covid 19) salgınının ardından yaptıkları tüm toplantılarda neler yapabileceklerini sürekli tartıştıklarını, çeşitli önerileri ve faaliyetleri yaptıklarını söyledi. Dr. Karaca, “Dünya gibi biz de bir nevi ‘Kurtuluş Savaşı’ veriyoruz. Ben bir ilave daha yaparak diyorum ki; tüm sağlık çalışanları olarak bizler mesleğimizin zedelenen, örselenen onurunu kurtarma savaşı veriyoruz” dedi.