Karakaya, yaptığı açıklamada, hükümet tarafından yasalaştırılmak üzere meclise getirilen "Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" sonucu 16 olan büyükşehir belediye sayısının 29'a çıkartıldığını söyledi.
Karakaya, yeni yasa ile büyükşehir belediye sınırlarının büyütülerek, köylerin mahalle statüsüne dönüştürüldüğünü, 1591 belde belediyesi kapatıldığını belirtti.
Türkiye'nin Kasım-1988 yılında imza koyarak taraf olduğu "Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı" hükümlerinin tam aksine bu yasa tasarısı ile ülkede yerel yönetimlerdeki yerinden yönetim ilkesinden uzaklaşılarak, yerel demokrasiye karşı anti-demokratik bir darbe yapıldığını ifade eden Karakaya şöyle devam etti: "Batıda olduğu gibi köklü bir yerel yönetim geleneğinden yoksun olan ülkemiz idari sistemi getirilen bu yeni büyükşehir yasa tasarısı ile bugüne kadar ülke olarak imza koyduğumuz uluslararası yerellik şartını göz ardı ederek, daha merkezi ve daha otoriter bir sistemin kurumları teşkil edilmek istenilmektedir. Bu sistem beraberinde mahalli idarelerin denetimini güçleştirecek ve yolsuzlukların artmasına neden olacaktır. Demokrasinin yerelin, yerinden yönetim ilkelerine tümden aykırı olan bu düzenleme ile iktidar adı büyük içi boş yeni büyükşehirler oluşturarak, oy hesabı içerisinde bu belediyeleri ele geçirmek gibi, sığ ve küçük hesaplarla konuya bakmakta, bu arada büyük ölçekli fotoğrafı görememektedir veya siyasi ikbali için görmezden gelmektedir. Mevcut iktidarın bu küçük hesaplarından biride Adana büyükşehir belediyesini de bu yolla ele geçireceğini sanmasıdır, oysa Türkiye tarihi bu tür yasal hokkabazlıklarla seçim alınabileceğini sananların sandık hezimetlerine çok tanık olmuştur."
"DEMOKRASİNİN YEREL BİRİMLERİ ORTADAN KALDIRILIYOR"
Getirilen yeni büyükşehir yasası ile katılımcı demokrasinin yerel birimleri ortadan kaldırıldığını savunan Karakaya, "Başta kırsala dengeli yatırım sistemi olan idari kurgunun temel kurumu olan il özel idareleri ortadan kaldırılarak, buralara hizmeti oy kaygısı ile seçilmiş bir büyükşehir belediye başkanının önceliklerine bırakarak, küçük yerleşim yerlerinin hizmet alma imkânları sınırlanmaktadır. Bu yerleşimlerde direkt olarak yerelde belde belediyeleri tarafından sunulan hizmetlerde de belde belediyeleri kapatılarak halkın hizmet talebindeki ilişkide esas olan yönetici yakınlığı imkanı da ortadan kaldırılmaktadır" dedi.
"Bu tasarı ile getirilen en önemli hükümlerden birisisi de yüzyılların birikimi ile ortaya çıkmış olan köy kavramı ortadan kalkıyor" diyen Karakaya şunları kaydetti: "Tüm bu yerleşimler mahalle statüsüne dönüştürülerek, büyükşehir belediyesine bağlanıyor. Konuyu Adana ölçeğinde değerlendirecek olursak, Tufanbeyli ilçesinin su, kanalizasyon, mezarlık gibi hizmetlerinin Adana merkezinde bulunan büyükşehir belediyesinden nasıl idare edilebileceğinin zorluğu bir yana birde bu ilçemize bağlı dağ köylerinin su, kanalizasyon ve hatta mezarlık işlerinin nasıl idare edilebileceğinin açılımlarının da sistematiği bu tasarıda görülememektedir. Adana Büyükşehir Belediyesinin mahallesi olan ve merkeze 5-6 saatte ancak ulaşılabilen bu köylerimiz atık su bedeli ödemek gibi tarihlerinde ilk kez karşılaştıkları yeni, yeni vergilerle de tanışacaklar.
Bu köylerin, beldelerin ve ilçelerin yollarının köprülerinin Adana’da oturan bir büyükşehir belediye başkanının iki dudağının arasından çıkacak kararlara bırakmak, yerelleşmeyi bir yana bırakırsak olsa olsa ülkemize getirilmek istenilen başkanlık sisteminin bir alt yapısı oluşturulmak istenilmektedir. "
Karakaya: 'Yerelleşiyoruz Denilerek Daha Merkezileşiyoruz'
TMMOB Yüksek Onur Kurulu Üyesi Erkan Karakaya, iktidarın yerel yönetimler kanunu ile demokrasinin yerel birimlerini ortadan kaldırıldığını savunarak, “Yerelleşiyoruz denilerek, daha merkezileşiyoruz“ dedi.