ABD Başkanı Donald Trump’ın tek taraflı olarak “nükleer anlaşmadan” çekilmesiyle yeni bir krizin ortaya çıktığını anlatan Dr. Öğretim Üyesi Abbas Karaağaçlı, “Bilindiği gibi 2015 yılında Birleşmiş Milletler daimi üye ülkeleriyle İran arasında nükleer anlaşma imzalandı. Bu anlaşmaya göre İran’a uygulanan ambargo ve yaptırımlar kalkacak, İran ise nükleer zenginleşmeyi durduracaktı. İran bu anlaşmaya uydu. Ancak ABD Başkanı Donald Trump geldikten sonra tek taraflı olarak anlaşmadan çekildi. Avrupalı şirketler de İran’dan petrol alımını durdurdu. İran da önemli bir gelir kaynağının ihracatını kaybetmiş oldu. ABD bununla da yetinmedi, İran’ın diğer ihracat ürünlerine de ambargo koydu. Açıkçası bu bir krizdir. Bu krizin ne bölgeye ne de Avrupalı ülkelere faydası yoktur” dedi.
“Türkiye, İran’ın batıya açılan kapısı”
Krizin büyümesi halinde bölgede en büyük zararı görecek ülkenin Türkiye olacağına dikkat çeken Karaağaçlı, “Türkiye, İran’ın batıya açılan kapısı, İran da Türkiye’nin doğuya açılan kapısıdır. İran’da yakılan bir ateşin Türkiye’ye de sıçraması kaçınılmazdır. Irak, Suriye, Mısır gibi ülkelerden sonra yanı başımızda bir ateş daha yaşanmış olacaktır. Nasıl ki Suriye’de bir otorite varken PYD/YPG, DEAŞ gibi terör örgütlerinden söz etmiyorduk, bugün İran’da yaşanabilecek bir istikrarsızlık sonucu da Türkiye’nin etkilenmemesi mümkün değildir” şeklinde konuştu.
“ABD, potansiyel tehlike gösterip silah satıyor”
ABD’nin tek derdinin potansiyel tehlike oluşturarak silah ticareti yapmak olduğunu anlatan Karaağaçlı, “ABD Başkanı Trump’ın tek derdi ülkesindeki işsizlik. Şu an ABD’de işsizlik en hat safhada. Buna karşılık 6 milyon kişilik yeni iş sahası açıldı. Dolayısıyla Körfez ülkelerine İran tehlikesi var diye silah satıyor. Bu alınan silah siparişleri ABD’de açılan fabrikalarda yapılıyor. Yani işsizlik sorunu silah ticaretiyle çözülmeye çalışılıyor. ABD’nin kendi ülkesi için bizim bölgede yakacağı mezhepsel, etnik çatışmalar, bölgedeki her ülkeyi istikrarsızlığa sürükler” diye konuştu.
“Astana süreci, ABD’ye karşı engeldir”
Türkiye’nin öncülüğünde Astana sürecinin bölgede en önemli diplomatik girişim olduğuna vurgu yapan Karaağaçlı, “ABD’nin kendi ülkesi için bölgemizdeki oyunlarına karşı Astana süreci diplomatik önemli bir girişimdir. Bu bölgenin merkezi hükümetleri olan Türkiye, İran, Rusya, Irak, Azerbaycan iş birliği yaptığı sürece okyanus ötesi dışarıdan bölgeyi karıştırmaya çalışanlara karşı bir engel olacaktır. Bu iş birliği bölgeyi istikrarsızlaştırmaya çalışanlara karşı güç birliğidir. Bu güç birliğinin daha da geliştirilmesi önemlidir” ifadelerini kullandı.
KARASAM Müdürü Dr. Karaağaçlı Açıklaması 'ABD, Potansiyel Tehlike Göstererek Silah Satıyor'
Giresun Üniversitesi (GRÜ) Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve Karadeniz Stratejik Araştırma ve Uygulama Merkezi (KARASAM) Müdürü Dr. Abbas Karaağaçlı, ABD’nin ülkesindeki ekonomik krizi silah satarak aşabilmek için İran’ı potansiyel tehlike olarak gösterdiğini söyledi. Dr. Karaağaçlı, ABD’nin İran’ı öne sürerek bölgedeki istikrarsızlaştırma girişimine en büyük engelin Astana süreci olduğunu da kaydetti.