Kaymakamlığın Aldığı Spor Aletleriyle Yaşama Tutundu

Elazığ'ın Maden ilçesinde spinoserebellar atrofi hastalığı sonucu iki amcasını kaybeden ve halası da 31 yıldır yatalak olan Mustafa Özger, aynı hastalıkla 10 yıldır mücadele ediyor Rahatsızlık nedeniyle konuşmakta zorlanan ve denge bozukluğu sebebiyle yürüyemeyen Özger, evde kitap okuyarak konuşmasını düzeltti, yaptığı sporla da kaslarını güçlendirerek kendi ihtiyaçlarını gidermeye başladı Özger: 'Kaymakam beyin yanına gittim, görüştüm. Kaymakamlık ve belediye yardımıyla spor yaptım. Spor aletleriyle kaslarımı güçlendirdim. Şu anda kendi ihtiyaçlarımı kendim görebiliyorum'

RAMAZAN KAYA - Elazığ'ın Maden ilçesinde spinoserebellar atrofi (beyincik ve omurilik bölgesini tutan sinirlerde zayıflama) hastalığı nedeniyle iki amcasını kaybeden ve halası da 31 yıldır yatalak olan Mustafa Özger, aynı hastalığa karşı 10 yıldır mücadele veriyor.

33 yaşındaki Özger, AA muhabirine, yaklaşık 10 yıl önce konuşma güçlüğü ve denge bozukluğu nedeniyle yürüme zorluğu yaşamaya başladığını ve bunun üzerine Diyarbakır ve Ankara'da gittiği hastanelerde doktorların kendisine genetik bir hastalık olan spinoserebellar atrofi hastalığı teşhisi koyduklarını anlattı.

Daha önce bu hastalıktan amcaları Ali ve Nezir Özger'i kaybettiğini ve halası Hacer Özger'in de 31 yıldır yatalak olduğunu anlatan Özger, '2 amcam bu hastalık yüzünden biri 35, diğeri de 30 yıl yatakta yattı. Her ikisinin de vücudunda zamanla yaralar oluştu, yatalak oldukları için. Halam da 31 yıldır yatalak. Halamın psikolojisi de bozuk, insan bir kelime dediği zaman hemen ağlayabiliyor.' diye konuştu.

- 'Ben de onlar gibi olmak istemiyorum'

Hastanede bir süre fizik tedavi gördüğünü ve doktorların konuşma bozukluğu için kitap okumasını önerdiğini aktaran Özger, amcaları ve halasını düşünerek hastalığı yenmek için mücadele etmeye karar verdiğini dile getirdi. Yatağa mahkum yaşamak istemediğini dile getiren Özger, şöyle devam etti:

'Kaymakam beyin yanına gittim, görüştüm. 'Benim ailemde böyle hastalıktan yatalak olanlar var. Ben de onlar gibi olmak istemiyorum. Onun için bana spor aletlerini alırsanız, spor yapıp kaslarımı güçlendiririm, kireçlenmeyi engellerim. Yani en azından yatalak olmaktan kurtulurum' dedim. Allah razı olsun, bana bütün spor aletlerini aldı. Evim de yoktu, alt kat ahırdı. Kaymakamlık ve belediye yardımıyla yaptım. Spor aletleriyle kaslarımı güçlendirdim. Şu anda kendi ihtiyaçlarımı kendim görebiliyorum. Amcalarım ve halam gibi yatalak değilim. Konuşma bozukluğu da yaşamıyorum. En azından derdimi anlatabiliyorum. Allah devletten razı olsun.'

- 'Başbakanlığa mektup yazdım'

Yaşadığı ilçe çok engebeli olduğu için tekerlekli sandalyeyle dışarıya çıkamadığına dikkati çeken Özger, 2014 yılında engelli aracı için Başbakanlığa yazı yazdığını, bir hafta sonra Kaymakamlık tarafından kendisine ATV motoru alındığını belirtti.

Özger, 'Şu anda dışarıya çıkıp rahat rahat gezebiliyorum. Bütün ihtiyaçlarımı da kendim karşılıyorum.' ifadesini kullandı.

İşkur bünyesinde Maden Kaymakamlığı girişinde bulunan danışmada çalışarak annesi ve kardeşinin ihtiyaçlarını da karşıladığını aktaran Özger, hastalığını tamamen yenmek istediğini vurguladı.

- 'Oğlum dışarı yüzü gördü'

Anne Gülüşan Özger ise oğluna ATV motoru verilmeden önce adeta evde mahkum hayatı yaşadığına işaret ederek, 'Oğlum dışarı yüzü gördü. İhtiyacını kendisi görüyor. Bir şeye ihtiyacımız olsa 'anne ben gider, çarşıdan hemen alır gelirim, sen üzülme' diyor. İşkur da oğlumu işe aldı. Her ihtiyacımızı devletimiz görüyor. Allah devletimizi başımızdan eksik etmesin.' şeklinde konuştu.

- 'Örnek bir hasta olsa gerek'

Fırat Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Başkanı Prof. Dr. Bülent Müngen de bu rahatsızlığın bir grup genetik dejeneratif hastalık olduğunu söyledi.

Beyincik ve omurilik bölgesini tutan sinirlerde zayıflama söz konusu olan hastalığın genellikle gençlik çağında başladığını ifade eden Müngen, yıllar içerisinde yavaş veya hızlı ilerleyerek hastayı yatağa bağımlı duruma getirebildiğini kaydetti.

Genetik özellikteki bu rahatsızlığın ortaya çıkışını engellemenin mümkün olmadığını vurgulayan Müngen, şöyle konuştu:

'Ortaya çıktıktan sonra da belli bir ilaç tedavisi söz konusu değil, ancak belirtileri azaltıcı ilaçlar verebiliyoruz. Fizik tedavinin oldukça yararı oluyor. Mevcut dengesini korumasında, konuşma fonksiyonunu geliştirmesinde hastaya yardımcı oluyor. Her ne kadar genetik ilerleyici bir hastalık ise de tedaviden vazgeçmemek lazım. Hem fizik tedavi hem gereken şikayetler için ilaç tedavisiyle hastayı olabildiğince uzun süre aktif yaşamda üretken bir durumda tutmak gerekiyor.'

Özger'in durumunun şu anda çok iyi sayılabileceğine dikkati çeken Müngen, 'Hırslı, hayata bağlı, 'ben bu hastalığı yeneceğim' diyen birisi olsa gerek. Önemli bir şey. Çünkü insanlar önce moral olarak yıkılıyorlar. Böyle olunca 'ben artık iflah olmam' dedi mi kimse onu iyi edemiyor. Gerçekten örnek bir hasta olsa gerek.' dedi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile