Kayseri'de 'Türk El Sanatları Şöleni' Başladı

Büyükşehir Belediyesi tarafından oluşturulan el sanatları sokağının açılışında konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik, dünyada gelişen teknolojinin pek çok değişimi de beraberinde getirdiğini, teknolojinin hayatı kolaylaştırdığı gibi insan hayatından bazı güzellikleri de aldığını söyledi.

Eski dönemlerde evde kullanılan araç gereçlerde bile bir ustanın el emeğinin ruhunun olduğunu vurgulayan Çelik, fabrikasyona geçilmesiyle birlikte geçmişle olan bağın hızla kesildiğini ifade etti.

Çelik, 'Bu süreçte geçmişte geleceğe taşıdığımız değerlerimiz de bir bir kayboldu. Bu kaybolan değerler sadece bizler için değil tüm dünya insanlığı için evrensel bir değerdir. Bu evrensel mirasa sahip çıkmak da hepimizin görevidir. Biz de bu sokağı oluşturarak bu değere az da olsa sahip çıkıp yeni nesle tanıtmak gayreti içerisindeyiz.' dedi.

UNESCO'nun somut olmayan kültürel mirasın korunması sözleşmesinde ülkelerin geleneksel el sanatlarının da sözleşme kapsamına alındığını anımsatan Çelik, 'Bu sözleşme tüm ülkelere geleneksel el sanatlarının korunması ve gelecek nesillere aktarılması konusunda birer sorumluluk yüklemiştir. İşte bu nedenle açtığımız Türk El Sanatları Şöleni bizim için çok önemlidir ve çok özeldir. İnşallah bir hafta boyunca burada 60'a yakın Türk el sanatından örnekler sergilenecek.' diye konuştu.

Vali Süleyman Kamçı, geleneksel Türk el sanatlarının tarihinin Orta Asya'ya kadar uzandığını ve zengin bir mozaik oluşturduğunu söyledi.

Kamçı, 'Bu önemli etkinlikte 60'a yakın geleneksel el sanatımızın en iyi icracıları yer almaktadır. Ayrıca Türk el sanatlarının yapımını izleme ve titizlikle yapılmış eserleri görme imkanı sokağı ziyaret edecek tüm sanatseverlerin hizmetine sunulmuştur.' ifadesinde bulundu.

AK Parti Kayseri Milletvekili Taner Yıldız ise Türkiye'nin gelişen büyüyen ve ilerleyen yüzünü tarihi derinlikleriyle beraber birleştirebilmenin önemli bir güç olduğunu vurgulayarak şunları dile getirdi:

'Hem değerlerimizden kopmayacağız hem de ileriye dönük gelişen dünyayı kucaklayabiliyor olacağız. Bu iki bir birine zıt kutup gibi görülen ama birleştirdiğinizde güç haline gelen yapıyı bir aidiyet duygusuyla beraber mutlaka yaşayabilmek lazım.'