Kelaynakların 'Tehlike' Kategorisi 1 Derece Düşürüldü

Kelaynakların kırmızı liste statüsü 'yok olmak üzere' kategorisinden 'tehlike altında' kategorisine indirildi Doğa Derneği Genel Koordinatörü Dicle Tuba Kılıç: 'Kelaynakların nesli halen daha dünya ölçeğinde tehlikede ve Türkiye'de yapılması gerekenlerin yalnızca birinci aşaması tamamlandı. Yani yarı yabanıl nüfusun ciddi bir şekilde artması sağlandı. Asıl gayretimiz, Türkiye'de eskisi gibi sağlıklı üreyen, kendi kendine nüfusunun devamlılığını sağlayan ve göç eden bir kelaynak nüfusunun oluşması'

Dünya Doğayı Koruma Birliğinin (IUCN) 2018 Kırmızı Listesi'ne göre nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan kelaynakların tehlike kategorisi "yok olmak üzere" kategorisinden "tehlike altında" kategorisine taşındı.

Doğa Derneğinden yapılan açıklamaya göre, Dünya Kuşları Koruma Kurumu (BirdLife International) tarafından her yıl IUCN Kırmızı Listesi'ndeki türlerle durum değerlendirme raporu hazırlanıyor.

Bu yılki değerlendirme öncesi kelaynaklar, canlılar için en yüksek tehlikeyi ifade eden ve türlerin neslinin tümüyle tükenme olasılığının çok yüksek olduğunu gösteren "yok olmak üzere (CR)" kategorisindeki 222 kuş türünün arasındaydı. Bu yıl, nesli dünya ölçeğinde yok olma tehlikesi altında olan iki kuş türünün, kelaynak ve pembe güvercinin tehlike kategorisi nüfuslarındaki düzenli artış nedeniyle bir derece düşürüldü.

1990'da dünyadaki nüfusu 60 çift olan kelaynaklar, yapılan koruma çalışmaları sonucunda bugün 120 çiftin üzerinde nüfusa sahip. Bu nedenle kırmızı liste statüsü "yok olmak üzere" iken, 2018'de ilk kez "tehlike altında (EN)" kategorisine konuldu.

Değişimin ana nedeni son 20 yılda Fas'taki doğal kelaynak nüfusun düzenli artması olarak görülüyor. Türkiye'deki yarı yabanıl nüfusun da çoğalması ise kelaynakların doğu Akdeniz'de gelecekte yeniden bir göçebe nüfus oluşturmasına yönelik umutları artırıyor.

- Türkiye'de kelaynak nüfusu 250'ye kadar yükseldi

Kelaynaklar, Birecik'te yaygın bir göçmen kuş türüyken, geçen yüzyılda yoğun şekilde kullanılan kimyasal ilaçlar sonucunda yok olma tehlikesiyle karşı karşıya geldi. Geçen 150 yıl içinde nüfuslarındaki büyük düşüş sonrasında kelaynakların varlığını sürdüren sadece iki alt nüfusu bulunuyor. Bunlardan biri Fas'taki yerleşik koloni, diğeri Birecik’teki yarı yabani koloni. Suriye'deki göçmen nüfusun son 2 yıl içinde tümüyle tükendiği düşünülüyor.

Kelaynakların Türkiye'deki ilk kaydı 1879'da gerçekleşirken, 1954'te Türkiye'nin güneyinde görülen 600 ila 800 çiftten oluşan nüfusları, 1986'ya gelindiğinde 5 çifte kadar düştü. Ani nüfus azalması sonucunda nesli yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan kelaynakların korunması ve nüfus artışının sağlanması için Milli Parklar tarafından 1977'de Birecik'te Fırat nehri kıyısına Kelaynak Üreme İstasyonu kuruldu. 1990'a gelindiğinde türün göç eden nüfusu tümüyle tükendi ve Türkiye'deki mevcut kelaynak nüfusu yarı yabanıl bir nüfus olarak koruma altında alındı. O yıldan bu yana Türkiye'de kelaynakların mart ile temmuz arasında serbestçe dolaşan, ancak göç sırasında yaşanan kayıpları önlemek amacıyla sonbahar ve kış aylarında üreme istasyonuna alınan yarı yabanıl bir nüfusu bulunuyor. Yapılan çalışmalar sonucunda 1990'da 40 birey olan Birecik'teki yarı yabanıl kelaynak nüfusu 2018'e gelindiğinde 250 bireye kadar yükseldi.

- "İş birliği gerekiyor"

Doğa Derneği Genel Koordinatörü Dicle Tuba Kılıç, konuya ilişkin değerlendirmesinde, elde edilen başarının, büyük tehditlere rağmen uzun soluklu koruma programlarının türleri yok olmaktan kurtarabileceğini gösterdiğine işaret ederek, şunları kaydetti:

"Doğa Derneği kelaynakların sayısının artması için Birecik'teki üye ve gönüllüleriyle birlikte 2003'ten bu yana kesintisiz olarak bu bölgede, Güney Fırat Vadisi Önemli Doğa Alanı'nda çalışıyor. Milli Parklar teşkilatının Birecik'te 50 yıla yakın süredir devam eden projeleri, şüphesiz bu noktaya ulaşmamızdaki en temel nedenlerden biri. Öte yandan kelaynakların nesli halen daha dünya ölçeğinde tehlikede ve Türkiye'de yapılması gerekenlerin yalnızca birinci aşaması tamamlandı. Yani yarı yabanıl nüfusun ciddi bir şekilde artması sağlandı. Asıl gayretimiz, Türkiye'de eskisi gibi sağlıklı üreyen, kendi kendine nüfusunun devamlılığını sağlayan ve göç eden bir kelaynak nüfusunun oluşması. Sadece kelaynaklar değil bir çok tür yok olma tehdidiyle karşı karşıya. Bu tehditlerle etkin şekilde mücadele etmek ve kelaynaklarda olduğu gibi olumlu sonuçlar almak, konuyla ilgili kuruluşların ve yerel toplulukların iş birliğini gerektiriyor."
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile