Içtihat Bülteni’nden edinilen bilgiye göre, “Davaci-davali erkek vekili 10.01.2022 tarihli cevaba cevap ve karsi davaya cevap dilekçesinde özetle; davaci-karsi davali erkek vekili, iddialarin asilsiz oldugu, kadinin engelli esini baskalarinin yardimina muhtaç birakip evi sebepsiz terk ettigi, kredinin kadinin evi terk etmesinden sonraki bir zamanda ihtiyaç nedeniyle çektigini, satildigi iddia edilen gayrimenkulün ise kadinin istemi üzerine satildigi, oglu Mustafa’nin evini kendisinin aldigini bu nedenle kadinin davasinin reddine karar verilmesini” talep etti.
“Davali-davaci kadin vekili cevap ve karsi dava dilekçesinde özetle; iddialarin asilsiz oldugu, adeta evi terke zorlayan davaci erkek oldugu, bagimsiz konut temin etmedigi gibi eve dön ihtarini da bagimsiz olmayan bu konuta yaptigi, evlilik birligi içinde edindikleri gayrimenkulleri habersiz satarak ogluna daire aldigi ve bu alim için ayrica kredi çekerek borçlandigini, dolayisiyla kizinin evinden baska gidecek yer bulamayan kadin yokluga düsmüs olmasi göz önünde bulundurularak, adli yardim talebinin kabulü ile asil davanin reddine, 4721 sayili Kanun’un 166 nci maddesi geregince taraflarin bosanmalarina, kadin yararina 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 manevî tazminat ile 1.000,00 TL tedbir ve sonrasinda yoksulluk nafakasina hükmedilmesine, yargilama giderleri ile vekâlet ücretinin karsi tarafa yüklenilmesini” dava ve talep etti.
Ilk derece mahkemesi erkegin bosanma davasini kabul etti. Kadinin karsi dava olarak ileri sürdügü bosanma davasini reddetti
Ilk Derece Mahkemesi “davaci erkek tarafindan Kumru Noterligi araciligi ile davali kadina terk ihtari gönderildigi, terk ihtarinin davali kadina teblig edildigi, eldeki davanin terk ihtarindan 2 ay sonra açilmis oldugu, dosya çerçevesinde dinlenen tanik beyanlarindan davaci erkek ve davali kadinin, davaci erkegin ilk esinden olan oglu, gelini ve çocuklariyla uzun yillardir birlikte yasadiklari, davali kadinin davaci kocadan ayri bir konut talebinde bulunmadigi, davali kadinin evi terk etmesinden önce degil terkten sonra davaci erkek tarafindan bir tarla satisinin yapilmis oldugunun anlasildigi, davali kadinin evi terk etmesinin hakli bir sebebe dayanmadigi gerekçesi ile davaci erkegin 4721 sayili Kanun’un 164 üncü maddesinde düzenlenen terk hukuksal sebebine dayali bosanma davasinin kabulüne, taraflarin bosanmalarina, karsi davanin reddine” karar verdi. Ilk Derece Mahkemesinin kararina karsi süresi içinde davali - davaci kadin vekili istinaf basvurusunda bulundu.
Bölge Adliye Mahkemesi erkegin bosanma davasini reddetti, kadinin bosanma davasini kabul etti ancak kadin lehine manevi tazminat vermedi
Bölge Adliye Mahkemesi “somut olayda erkegin ihtari samimi olmadigi bu nedenle davaci erkegin terke dayali bosanma davasinin reddinin gerektigi belirtilerek hükmün kaldirilmasina davaci-karsi davali erkegin davasinin reddine karar verilmis kadinin davasi açisindan ise erkegin kendi adina kayitli tasinmazi esinin görüsünü almadan sattigi anlasildigindan bu vakianin davaci erkege kusur olarak yüklenmesinin gerektigini, bu durumda bosanmaya sebep olan olaylarda davaci-davali erkegin tam kusurlu oldugu belirtilerek gerekçenin düzeltilmesine, 6100 sayili Kanun’un (6100 sayili Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fikrasinin (b) bendinin (3) üncü alt bendi geregince kadinin istinaf basvurusunun kismen kabulüne infazda tereddüte mahal vermemesi için hükmün bu kisminin kaldirilmasina, yeniden esas hakkinda hüküm kurulmak suretiyle kadinin davasinin kabulü ile 4721 sayili Kanun’un 166 nci maddesinin birinci fikrasi geregince taraflarin bosanmalarina, davali-davaci kadin yararina 25.000,00 TL maddî tazminata, sartlari olusmayan manevî tazminat talebinin reddine, davali-davaci kadin yararina aylik 500,00 TL tedbir ve 750,00 TL yoksulluk nafakasina” karar verdi.
Bölge Adliye Mahkemesinin kararina karsi süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunuldu. Böylelikle dosya, Yargitay 2. Hukuk Dairesi gündemine tasindi.
Yargitay 2. Hukuk Dairesi kadin lehine manevi tazminat verilmelidir dedi
Yargitay 2. Hukuk Dairesi, bozma ilâminda su ifadelere yer verdi.
“Bölge Adliye Mahkemesi tarafindan yukarida da belirtildigi üzere; erkege "kendi adina kayitli tasinmazi esinin görüsünü almadan sattigi" vakiasinin kusur olarak yüklenildigi, kadindan habersiz yapilan bu eylemin ekonomik anlamda güven sarsici davranis niteliginde oldugu, belirlenen ve gerçeklesen bu kusurun kadinin kisilik haklarina saldiri teskil ettigi anlasilmaktadir. 4721 sayili Kanun’un 174 üncü maddesinin ikinci fikrasi sartlari kadin yararina olusmustur. Hal böyle iken Bölge Adliye Mahkemesince kadinin yararina uygun miktarda manevî tazminat hükmedilmesi gerekirken yazili gerekçe ile manevî tazminatin reddine karar verilmesi dogru olmayip bozmayi gerektirmistir.”
Karari degerlendiren Istanbul Barosu üyesi Avukat Fatih Karamercan sunlari söyledi: “Bosanma davalarinin çogunda, bosanma ve mal rejiminin tasfiyesinden kaynakli alacaklarin tahsil kabiliyetini azaltmak veya yok etmek için bosanma davasi açilmadan eslerden biri veya her ikisi kendi adina kayitli mallari satmaktadir. Yargitay 2. Hukuk Dairesi’ne göre, esin kendi adina kayitli mali, esinin görüsünü almadan satmasi, bosanma davasi açisindan kusur olusturmaktadir. Yargitay 2. Hukuk Dairesi’nin bu karari disinda 14 Aralik 2020 ve 09 Kasim 2016 tarihli kararlari ile de ‘esin kendi adina kayitli mali, esinin görüsünü almadan satmasi’ vakiasi diger es açisindan manevî tazminat sebebi olmustur. Bu vakia ile baglantili olarak Yargitay 2. Hukuk Dairesi’nin 25 Nisan 2018 tarihli kararina göre, ‘esinden habersiz kredi çekme’ vakiasi güven sarsici davranis olarak kabul edilmesine ragmen manevî tazminat sebebi olarak görülmemistir”
Kendine Ait Tasinmazi Esinin Görüsünü Almadan Satanlara Yargitay'dan Kötü Haber
Yargitay 2. Hukuk Dairesi, "Esin kendi adina kayitli tasinmazi esinin görüsünü almadan satmasi güven sarsici bir davranis olup diger esin kisilik haklarina saldiri teskil eder" dedi.