Ünlü oyuncu Kerem Bursin, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında düzenlenen "Senaryo Sohbetleri" programına konuk oldu.
DenizBank ve Türkiye Sinema Audiovisuel Kültür Vakfı (TÜRSAK) iş birliğinde hayata geçirilen "4. DenizBank İlk Senaryo İlk Film Yarışması" kapsamında YouTube'dan canlı olarak sinemaseverlerle buluşan ve moderatörlüğünü Bora Talat Oyacı'nın üstlendiği programda, Bursin, "Oyuncu Gözüyle Senaryo" başlıklı bir konuşma yaparak, takipçilerinin sorularını yanıtladı.
Bursin, oyunculuğa 13 yaşında müzikallerde rol alarak başladığını dile getirerek, 2005 yılında ABD'de düzenlenen bir yarışmada "En İyi Oyuncu" ödülünü aldığını söyledi.
- "Tiyatroda olmayı çok isterim"
Film ve dizilerden ziyade sahne üzerinde oyunculuk yapmaktan daha çok keyif aldığını ifade eden ünlü oyuncu, "Gelecek yıllarda tiyatroda olmayı çok isterim. Ama kendimi bildiğim için hem bir dizi yürütüp hem bir oyunda olmak açıkçası bana imkansız geliyor. Çok istiyorum ama tiyatro, biraz dizilere, filmlere dur dediğim bir dönemde olacaktır." dedi.
Genç oyuncu, yurt dışından Türkiye'ye döndükten sonra ilk olarak "Güneş'i Beklerken" adlı dizi projesinde yer aldığını belirterek, şöyle devam etti:
"İlk Türkiye'ye taşındığımda burada ne kadar kalacağımdan emin değildim. Piyasadan kimseyi tanımıyordum. Çok sevdiğim kast yönetmeni Mine Güler benimle çok ilgilendi. Türkçem böyle değildi. Daha fazla aksanım vardı. Sonra beni Devrim Yakut'la tanıştırdı. Her pazar Devrim Ablayla diksiyon dersleri aldım. Kitaplar önerdiler. Kelime hazinemi geliştirdim ve büyük bir emek harcayarak, çaba sarf ettim."
Yer aldığı projelerde oynayacağı karakterin ve dizinin moduna girmek için müziklerin kendisi için çok önemli olduğunu ifade eden Kerem Bursin, Türk dizilerindeki uzun ve yoğun çalışma saatlerinden dolayı karakterini her seferinde eve götürmek zorunda kaldığını da anlattı.
- "Yer aldığınız her işi tutkuyla yapıp onu hissedebilmek çok önemlidir"
Bursin, oyunculukta en önemli unsurun tutku olduğuna dikkati çekerek, "Oyuncu olarak her zaman içinde yer alacağım bir senaryoda karaktere, hikayenin duruşuna ve kendimi o hikayenin bir parçası olarak görüp göremeyeceğime bakarım. Yer aldığınız her işi tutkuyla yapıp onu hissedebilmek çok önemlidir bir oyuncu açısından. 'Bu çok izlenir mi' veya 'ödül alır mı' mantığından çıkıp yapacağınız işleri buna göre kendi zevklerinize göre seçmek bir oyuncunun rolünün hakkını vermesi için en önemli unsurdur." değerlendirmesinde bulundu.
Türk sinemasında son 10 yıldaki filmlerin hikayesel anlamda bir gelişim göstermediği yorumunda bulunan Kerem Bursin, kendisinin kurmuş olduğu Braveborn Films yapım şirketinin de kuruluş amacı hakkında bilgiler paylaşarak, şunları kaydetti:
"Yapım şirketimizi ilk kurduğumuzda yaptığımız işlerde para gelir mi kaygısını gütmedik hiçbir zaman. Doğru projeyle karşılamak bizim ana hedefimizdi. Güvendiğimiz bir fikir bize para kaybettirse dahi sorun değil. Çünkü burada önemli olan şey kimseler tarafından destek almayan veya çok az destek alan birine güvenmektir. Bu güven duygusu hem onun hem de sizin açınızdan çok değerlidir. Tolga Karaçelik’in Kelebekler filminin yapımcısı olmamız da bu şekilde gerçekleşti. O dönem Tolga'nın Kelebekler'i yapıyor olması ve aynı zamanda bizim de yapım şirketimizin açılma dönemine denk gelmesi bizleri bir araya getirdi ve muhteşem bir birliktelik oldu. Tolga'nın muhteşem senaryo yazma becerisi, hikayeleri ve yönetmenliği yüzünden ona çok güveniyorduk ve finansal anlamda da hiç tereddüt etmeden destek olmak istedik. Film de sonunda hak ettiği başarıyı Sundance'te aldığı ödülle kanıtlamış oldu. Tolga Karaçelik gibi yönetmenler bu ülkede desteklenmeli ve yaptığı işler rahatlıkla destek bulabilmeli diye düşünüyorum. Bizim derdimiz iyi senaryo ve hikayeyi bulup, fırsat bulamayan insanları sektöre kazandırmak."
- "Dizilerdeki karakter noktasında akıllı olmak lazım"
Bursin, oyuncu olarak bir projede ilk olarak karakteri analiz ederek senaryoyu kabul ettiğini söyleyerek, şunları kaydetti:
"Genelde karakterlerde heyecanlanıyorum. Farklı bir şey olsun istiyorum. Özellikle dizilerdeki karakter noktasında akıllı olmak lazım. Ama benim için karakter ve hikaye her zaman önemli. Karakter olaya mı, yoksa olay karaktere mi hizmet ediyor genelde buna bakıyorum. Çünkü bazen senaryolarda konu ters gidiyor. Üniversitede de senaryo dersleri aldığımda ilk öğrendiğim şey, eğer senaryo 120 sayfaysa neleri keseceğine bak. Eğer bir Titanic falan yazmıyorsan, senaryo 120 sayfa olmamalı. Yapım tarafında da televizyonlara bir dizi yapacak kafasında değiliz. Burada bizim için ilk olarak tutku, ticaret yapmak başka bir şey."
Son olarak İrem Helvacıoğlu ile birlikte "Eflatun" adlı filmde rol alan ünlü oyuncu, "Filmdeki 'Oflaz' karakterini okuduğum zaman o anki ruh halime bağlı benzerlikler hissettim ve senaryosu çok hoşuma gitti, beni etkiledi. Bağımsız olması da hoşuma gitmişti. Saf ve güzel bir hikayesi vardı. Cüneyt Karakuş'la da çok iyi anlaşmıştık. Çekimler koronavirüs döneminden hemen önce mart ayında bitti. Film hala montajda, kaba kurgusu bitti. Sanırım önce festivalleri gezer, sonra vizyona girer." ifadelerini kullandı.
Bursin, yönetmen Nuri Bilge Ceylan'ı oldukça başarılı bulduğunu, çok sevdiğini ve filmlerini izledikten sonra 'iyi ki oyuncuyum' dediğini anlatarak, kendisiyle bir projede olmayı çok istediğini sözlerine ekledi.
Yaklaşık 2 saat süren yayına ayrıca katılan yapımcı, TÜRSAK Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Bulut Reyhanoğlu, koronavirüs süreciyle ilgili uluslararası deneyiminin farklı yansımalarının anlatılacağı ve üç temadan oluşan (isolation, connection, emergence) kısa filmler çekileceği "Antiviral Proje" ile ilgili bilgiler paylaştı.
Kerem Bursin, Canlı Yayında Sinemaseverlerin Sorularını Yanıtladı Açıklaması
'Gelecek yıllarda tiyatroda olmayı çok isterim. Ama kendimi bildiğim için hem bir dizi yürütüp hem bir oyunda olmak açıkcası bana imkansız geliyor. Çok istiyorum ama biraz dizilere, filmlere dur dediğim bir dönemde olacaktır' 'Genelde karakterlerde heyecanlanıyorum. Farklı bir şey olsun istiyorum. Özellikle dizilerdeki karakter noktasında akıllı olmak lazım. Ama benim için karakter, hikaye her zaman önemli. Karakter olaya mı, yoksa olay karaktere mi hizmet ediyor buna bakıyorum' 'Yapım şirketimizi ilk kurduğumuzda yaptığımız işlerde para gelir mi kaygısını gütmedik hiçbir zaman. Doğru projeyle karşılamak bizim ana hedefimizdi. Güvendiğimiz bir fikir bize para kaybettirse dahi sorun değil'