Kerkük'ün Kürtlere verilmesi yakın

Kerkük'ü Kürtlere vermenin vakti gelmiş olabilir. Maliki'nin, Kürtlerin koalisyona katılma şartlarının hepsini kabul ettiği söyleniyor.


Guardian’da yayımlanan bir haber, Irak’ta yeni hükümet kurmak yönündeki bitmek bilmez süreçte yeni bir dönemece girildiğini öne sürüyor. Haberde sadece İran’ın Irak’taki büyük Şii partilerine yönelik bildik peşrevlerinden değil, bölge çapında bir işbirliği çabasından da dem vuruluyor. Söz konusu çaba çerçevesinde Suriye ve Hizbullah, Nuri el Maliki’nin liderliğinde, halen İran’da sürgünde olan ABD karşıtı Şii din adamı Mukteda Sadr’ın da desteğini alan bir hükümet kurulması amacıyla birlikte davranıyor. 

Kürtler iktidarın anahtarı
Bu esasen bölgede İran, Irak, Suriye ve Hizbullah’ı bir araya getiren güçlü bir ABD karşıtı birlik oluşturacaktır. ABD 2011 sonunda Irak’tan tamamen çekilmeye hazırlanırken, böyle bir birliğin sonucunda kendisini utanç verici biçimde kenara itilmiş bulabilir ve Körfez’deki müttefiklerini savunmasız bırakabilir. ABD bu nedenle uzun zamandır Irak’taki müttefiki konumundaki İyad Allavi’yle birlikte, İran ve Sadrcıları mümkün mertebe uzakta tutacak alternatif bir koalisyon oluşturmak için elinden geleni yapıyor.
Allavi ve marttaki seçimde 91 sandalye elde eden partisi Irak Ulusal Hareketi, 57 sandalye alan Kürtleri ve tarihsel olarak İran tarafından desteklenen ama şu an zayıf olan Irak İslam Yüksek Konseyi’ni içeren bir koalisyon planı üzerinde sıkı mesai yapıyor. Bu plan uyarınca, gönülsüzce de olsa, Irak İslam Yüksek Konseyi’nden Adil Abdül Mehdi’nin başbakan olması öngörülüyor. ABD’nin de desteğini alan bir öneri bu.
Bu gelişmeler Kürtlerin iktidarın anahtarı olması anlamına geliyor. Irak’taki Sünni temsilciler, yani Allavi’nin partisi ve bilhassa Baasçılarla ilişkide oldukları iddia edilen ultra-milliyetçiler, Kürtlere Kerkük, petrol ve iktidar paylaşımı konularında taviz vermekle, Sadrcıların ve İran çıkarlarının ağır etkisi altında bulunan bir Irak devletine ve hükümetine yolu açmak arasında bir seçim yapmak zorunda kalacak. 

ABD baskı yapıyor ama...
Gelecek haftalar ABD’nin nüfuzuyla, Kürtlerin liderlik ve öngörü yeteneği açısından bir sınav niteliği taşıyacak. Irak’taki Kürtlerin, üzerinde belli derecede ABD nüfuzu bulunan son kesim olduğu söylenebilir. Kerkük’ün kontrolünü belirleyecek bir referandum talepleri büyük ölçüde kenara itildi; bunun nedeni Bağdat’ın isteksizliği olduğu kadar ABD’nin yaptığı baskı.
Washington bir referandumun iç savaşı tetikleyeceğine dair endişelerin ötesinde, bu konuda Türkiye’nin ve diğer müttefiklerinin çıkarlarını da hesaba katıyor. Ancak Kerkük’ü Kürtlere vermenin vakti nihayet gelmiş olabilir, zira Maliki’nin diğer Kürt taleplerinin neredeyse hepsini kabul ettiği söyleniyor. 

Turnusol testi
Kürdistan’da bölgesel seçimlerin ufukta göründüğü ve muhalefet partisi Değişim’in Kürt liderliğini kendi çıkarlarını halkın çıkarlarının önüne koymakla eleştirdiği bir dönemde, Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi ve Celal Talabani’nin başında bulunduğu Kürdistan Yurtsever Birliği seçimlerin bir fırsat olduğunun fazlasıyla farkında.
Irak’taki mevcut siyasi tıkanma bu nedenle Kürtler için bir turnusol testi. Ülkedeki diğer grupların geleceğini belirleme gücünü ellerinde tutuyorlar; bizzat ülkenin olduğu kadar, 2011 sonunda tamamen çekilecek olan ABD’nin rolünün geleceği de onlara bağlı. 

Kürdistan mı, Irak mı?
Velhasıl gelinen kritik noktada Kürtlerin Kürdistan’ın çıkarlarını mı, yoksa Irak’ın çıkarlarını mı gözeteceklerine karar vermeleri gerekiyor. ABD Kürtleri herhangi bir karar almaktan geri durmaya ikna etmeye ve zamanı gelince
nihayet dağıtılacağını umut ettiği bu beklenmedik Maliki/Sadr ittifakının yarattığı ivmeyi yavaşlatmaya çalışabilir.
Ancak Kürtlerin Irak’ta oynadığı role, en azından Kürt halkının gözünde, ertelemenin ve tavizin damga vurduğu bir ortamda, liderlik ve kararlılık sergilemenin vakti gelip çatmış olabilir.
(18 Ekim 2010)

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile