Kurulduğu günden bu yana akademik faaliyetlerle olduğu kadar sanat alanındaki faaliyetleriyle de Türkiye'de ve tüm dünyada adından söz ettiren IRCICA, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansının desteğiyle Nevin Karayağız'ın yağlı boya resim sergisi ile Meryem Güney'in geleneksel İslam sanatlarından katı sanatı dalındaki eserlerini bir araya getirdi.
Fiyatları 1000 ile 5000 TL arasında değişen yaklaşık 60 eserin bulunduğu serginin açılışına, Bakan Günay'ın yanı sıra İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Emre Bilgili, AK Parti Muş Milletvekili Seracettin Karayağız ve çok sayıda davetli katıldı.
Açılışta konuşan Bakan Günay, hem Yıldız Sarayı'ndaki restorasyon çalışmalarını gezmek hem de sergi açılışına katılmak için geldiğini ve sergiye katılmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirtti.
Yıldız Sarayı'nın Osmanlı'nın müstesna mekanlarından biri olduğuna dikkati çeken Günay, sarayın bazı bölümlerinin bakımsız durumda olduğunu ve bunun son derece üzüntü verici olduğunu söyledi.
IRCICA'nın sarayın bazı bölümlerinin bakımında büyük katkısı bulunduğunu vurgulayan Günay, şöyle devam etti:
''Yıldız Sarayı'nda Sultan Abdülhamit'in çalışma odasının yanı sıra harem dairesi var. Hatta Osmanlı topraklarındaki ilk küçük opera binası var. Bunun bilinmesini arzu ediyorum. Sultan Abdülhamit, Osmanlının son dönemdeki yenileşme çalışmalarında farklı ve iyi arayışları olan büyük bir padişah. Hem topraklarımızı uzun süre bir arada tutmaya çalışmış hem de o dönemde batı medeniyetinde ne varsa bilfiil sarayda kendisi tanıyarak onları topluma taşımaya çalışmış. Kendisinin Osmanlı topraklarının fotoğraflarından oluşan ve günümüzde bize o günleri anlatan fotoğraf albümü var. O dönemde sarayda Türk musikisinin yanı sıra batı müziği de dinleyen ve bu müziğin saray ahalisi tarafından dinlenilmesini sağlayan büyük bir padişah. Onun kurduğu bu mekanı maalesef geç kalınmış da olsa restore etmeye başladık. Buranın birçok alanı ben bulduğumda unutulmuş durumdaydı. Topkapı Sarayı'nda da uzun süredir çalışmalarımız var. Orasını bir hayli düzenledik. Fatih Sultan Mehmet Han'ın ve Sultan Süleyman'ın ruhlarının bir miktar da olsa yeni yeni rahat etmeye başladığını kalbimde hissediyorum.''
Sergide çok güzel çalışmalar olduğunu belirten Günay, ''Böylesine göz nuru, renk, ahenk ancak hanımların parmaklarından ve yüreklerinden çıkabilir. Kendilerini tüm içtenliğimle kutluyorum'' dedi.
DİĞER KONUŞMALAR
IRCICA Genel Direktörü Halit Eren de iki değerli sanatçının eserlerini sergilediğini ve bundan gurur duyduklarını söyledi.
Eren, el sanatlarını IRCICA olarak gerek yurt içinde gerekse yurt dışında her zaman desteklediklerini belirtti.
AK Parti Muş Milletvekili Seracettin Karayağız'ın eşi Nevin Karayağız da eserlerinde İstanbul'u var eden ve İstanbul'u İstanbul kılan değerleri sanatseverlerin beğenisine sunduğunu kaydetti.
Bu sene Çanakkale destanını konu edinen sergisini TBMM'de açan Karayağız, Teymur Ağalioğlu, Haluk Evitan ve David Ugrelidze'den resim dersleri aldığını ve yağlı boya resim çalışmalarının yanında ebru ve seramik dallarında da çalışmalarına devam ettiğini bildirdi.
İstanbul'un, bugüne kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapan nadide bir şehir olduğunu ifade eden Karayağız, şunları söyledi:
''İstanbul, dinlerin ve dillerin harmanlandığı bir liman şehridir. Gözler hep onun üzerindedir. Her devirde kendisini görmeye gelen sanatçıları büyüleyen, resmetmeye doyulamayan bu şehre yaptığım resimlerle değer katma gibi bir ihtimalim yok. Aksine onunla sanatımı güzelleştirmek ve yaşamıma değer katmak için böyle bir girişimde bulundum. Ümidim, gözlerimi açtığım, tarih kokan ve bir benzeri daha bulunmayan bu şehrin toprağında uyumak.''
Meryem Güney ise ünlü hattat Hasan Çelebi'den rika ve nesih dersleri aldıktan sonra katı sanatıyla ilgilenmeye başladığını, Dürdane Ünver ve Müjgan Başköylü'den bu dalda icazet aldığını belirtti.
Sergiyle kağıt sanatının zarafetini sanatseverlerle paylaşacağını bildiren Güney, bugüne kadar çok sayıda sergiye katıldığını aktardı.
Sözlük anlamı kesmek olan ''katı''nın, kağıt ve deri üzerine çizilmiş yazı, motif veya şekillerin oyulup başka bir kağıda yapıştırılması suretiyle gerçekleştirilen bir sanat olduğunu bildiren Güney, bu sanatın iki bin yıllık geçmişi olduğunu ifade etti.
Katı sanatının, uzun işlemler ve ince bir işçilik gerektiren kağıt oyma sanatı olduğunu belirten Güney, bu sanatın Osmanlı kitap sanatları arasında özel bir yere sahip olduğunu ve bu sanatla geçmişte Osmanlı bahçe zevkini yansıtan eşsiz eserler meydana getirildiğini söyledi.
Güney, sanatı, içinde güzellikler barındıran ve en güzele ulaşmak için kullanılan bir araç olarak nitelendirerek, ''Bu sergi, İstanbul için bir ilk. Modern bir sanat olan resimle geleneksel sanatlarımızın önemli bir kolu olan katı sanatı ilk defa bir arada sergileniyor. Bu yüzden ayrı bir heyecan duyuyorum'' diye konuştu.
AK Parti Muş Milletvekili Seracettin Karayağız ise sanatın bir ülkenin kültürü ile her konuda yakından alakalı olduğunu, hem geleneksel hem de çağdaş sanatlarda toplum ne kadar ileriyse aynı paralelde de kalkınmış olacağını söyledi.
Sergideki eserlerin her santimetresinin ince ince işlenerek oluşturulduğunu kaydeden Karayağız, eserler üzerinde büyük emek harcandığını vurguladı.
''Keşfedilmeyi Bekleyen Sır: İstanbul'' sergisi, 10 Aralık 2010 tarihine kadar açık kalacak.
''Keşfedilmeyi Bekleyen Sır: İstanbul'' sergisi
İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezince (IRCICA) düzenlenen ''Keşfedilmeyi Bekleyen Sır: İstanbul'' sergisi, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın da katılımıyla Yıldız Sarayı-Çit Kasrı'ndaki resepsiyonla açıldı.