Kesk Şanlıurfa Şubesinden Açıklama

Kesk Şanlıurfa Şubesinden Açıklama

KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Eğitim Sen Şube Başkanı Halit Şahin son zamanlarda yaşanan eylemlere ilişkin açıklamada bulundu.

Kesk Şanlıurfa Temsilcilerininde katıldığı basın açıklamasında konuşan Kesk dönem sözcüsü Halit Şahin, ’’Türkiye’de son bir haftadır yaşananlar, çok uzun süredir gecenin karanlığının hakim olduğu bir ülkede eşitliğe, özgürlüğe, demokrasiye hasret bırakılan tüm kesimlerin demokratik tepkilerinin yükselmesine neden olmuştur. Taksim Gezi Parkı’na AVM yapılmasını dayatan talana ve ranta karşı başlatılan protestoları zor kullanarak bastırabileceğini zanneden AKP iktidarı tüm dikta rejimlerinin baş belası olan en sağlam kayaya, halka toslamış bulunuyor" dedi.

Şahin, şunları söyledi:
"Gezi parkındaki doğa katliamına karşı demokratik haklarını kullanarak tamamen barışçıl eylemler gerçekleştirenlerin canına kast eden boyutlara ulaşan devlet terörü ile karşılaşması, yıllardır haksızlık ve hukuksuzlukla kuşatılanlar için bardağı taşıran son damla olmuştur. KESK olarak; tüm baskıların, devlet terörünün üzerine direniş kararlılığıyla yürüyerek ülkesine ve geleceğine sahip çıkan başta gençlerimiz olmak üzere tüm halkımızı selamlıyoruz. Türkiye'nin aydınlık geleceği için yürütülen bu onurlu mücadelede hayatını kaybedenlerin ailelerine, yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz.

İktidar halkı kul olarak gören, marjinal, çapulcu olarak nitelendirecek kadar pervasızlaşmıştır. Gaz bombalarının dumanı, sisi ile perdelemeye çalıştığı emek ve demokrasi düşmanlığını tüm çıplaklığıyla ortaya sermiştir. Sokak sokak, mahalle mahalle tüm ülkeye yayılan direniş sadece Gezi Parkı’nı değil, bütün bir ülkeyi sermayenin talanına açan, yıllardır emek ve demokrasi düşmanlığının bayraktarlığını yapanlara karşı halkın yükselen tepkisinin ifadesidir.

12 Eylül faşist askeri darbesinin ürünü anayasaya sırtını dayayan, darbe ürünü kurumları kendi iktidarlarının baskı aracı haline getirenler halkın hala ileri demokrasi demagojilerine inanmasını beklemektedir. Türkiye’yi emperyalist politikaların bölgedeki taşeronu haline getirenlere göre yeni Osmanlıcılık hevesiyle soyundukları küresel güç olmalarını engellemek isteyen marjinaller "3-5 ağacın sökülmesine" karşı bir bardak suda fırtına koparmak istemektedir"
Şahin, "Ne yiyip içeceğinden nerede ne giyeceğine, kaç çocuk yapacağından hangi durumlarda kürtaj yaptırabileceğine, çocuklarını kaç yaşında okula başlatacağından hangi dersleri tercih edeceğine, hangi dinin, mezhebin inancına göre yaşayacağından hangi diziyi, filmi seyredeceğine kadar kendinde halkın tüm yaşam alanlarına müdahale etme hakkını gören, kendi çizdiği makul vatandaş kalıplarına uymayanlara hakarette, küfürde sınır tanımayanlara göre tüm baskılara, devlet terörüne rağmen alanlara çıkmaya devam edenler ülkenin huzurunu bozmaya çalışan bir avuç çapulcudan ibarettir. En küçük bir eleştiri karşısında bile hezeyana kapılanlara göre ileri demokrasiyi içine sindirmeyenler dış mihrakların oyununa gelmektedir" dedi.

"Onlara göre ülkenin hapishanelerindeki sendikacılar, gazeteciler, avukatlar, öğrenciler teröristtir" diyen Şahin şöyle devam etti:
"Oysa bugün ülkemizin her geçen gün daha fazla içine çekildiği emperyalist savaşa, halkın üzerine yağan bombalara, inançlara ve kimliklere yönelik ötekileştirmeye, emeğin haklarını yok etmeye yönelik saldırılara, üniversiteleri sermayenin hükümranlığına açan uygulamalara, daraltmalara, kısacası baskı ve zulüm düzenine karşı artık sabrı tükenen halk ayaktadır. Hükumetin yapması gereken tek şey İçişleri Bakanı, Vali ve Emniyet Müdürünü görevden alıp, polisi sokaktan çekip, asli işinin başına çekmesidir."
AK Parti’nin Taksim anlayışına benzer bir anlayış ve tutumun Urfa’da da yaşandığını ileri süren Şahin, "11 Nisan Kent Meydanı projesi, bilindiği gibi yıkılan şehir stadı, kapalı spor salonu ile Emirgan’ın bulunduğu yere ilişkin proje, altı otopark, üstü de yeşil alan olacak biçimde tasarlanmıştı. Ancak bu proje daha sonra evirildi, çevrildi projeye AVM ve otel de eklendi. Sırf bu değişikliğe gelen tepkileri azaltmak için projeye bir de cami eklendi. Yani herkes, bu yerin yeşil alan/meydan olacağını beklerden, nasıl olduğu anlaşılmadan, Urfa Halkının görüşü alınmadan projeye otel ve AVM de yerleştirildi. Proje yargıya taşındı ve proje şimdilik yargı eli ile durdurulmuş vaziyette. “Ben yaptım, oldu” anlayışı, günümüzde artık kabul gören bir anlayış değildir. Ve böyle bir anlayış sadece öfke ve nefret doğurur. Sömürü ve yağmaya karşı emeğin hakkını, savaşa karşı barışı, emperyalizme karşı bağımsızlığı, ırkçılığa ve şovenizme karşı hakların kardeşliğini kararlılıkla savunan KESK’liler olarak, bu değerlerin hedef tahtasına konduğu koşullarda ne iş güvencesinden ne de özgürlüklerden de söz etmenin mümkün olmadığını düşünüyoruz.

Kamu emekçileri, iş güvencesi başta olmak üzere, kazanılmış haklarına nasıl sahip çıkıyorsa, halkımızla birlikte yaşam alanlarımıza da aynı kararlılıkla sahip çıkmayı sürdürecektir. Siyasi iktidarı kamu emekçilerinin ve halkın geniş kesimlerinin taleplerine kulak vermeye çağırıyoruz" diye konuştu.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile