Eşi ve çocukları anlattı

Eşi ve çocukları anlattı

Kıbrıs'taki ilk Türk şehidi Abdullah Çavuş'un unutulan öyküsü belgesel oldu. 1956'da öldürülen Abdullah Çavuş'un hikâyesini eşi ve çocukları, Yaşayan Bellek adlı belgesel dizisinde anlatıyor.

Yıl 1956... İngiliz yönetiminde bulunan, Rumlarla Türklerin iç içe yaşadığı Kıbrıs'ta, polis teşkilatında çalışan Abdullah Alparslan, nam-ı diğer Abdullah Çavuş, evinden ayrılıp pazara giderken bir suikast sonucu öldürülür. Kıbrıs'taki ilk Türk şehidi olarak tarihe geçen Abdullah Çavuş'un öldürülme sebebi ise kısa bir süre önce adaya silah getiren birtakım Rum milislerine karşı yaptığı baskındır. Baskında silahlara el konulmuştur. Ama bu operasyon sonrasında Abdullah Çavuş da, Rum milisler tarafından 'mimlenmiştir'. Bu suikast, bir anlamda Ada huzuruna sıkılan ilk kurşundur... Gazeteler saldırıyı kınarken, olay Türkiye'de de yankı bulur. Abdullah Çavuş'un cenazesine akın akın insanlar gelir. Ama suikast Ada'da yaşayan iki toplumun yıllar içerisinde birbirinden ayrılmasıyla sonuçlanacak olayların başlangıcı olarak tarihe geçer.

EŞİ ADİLE HANIM ANLATIYOR

Bugün, Abdullah Çavuş'u hatırlayan pek çıkmaz. Belki tarih kitaplarında ya da Kıbrıs sorunuyla ilgili yayınlarda adı şöyle bir geçer. Eşi ve çocukları hâlâ hayatta olan Abdullah Çavuş'u bize hatırlatan ise TRT Türk'te 24 Mart'ta başlayacak Yaşayan Bellek adlı belgesel dizisi. Bir sözlü tarih programı olan belgesel dizinin Benim Kıbrıs'ım adlı ikinci bölümünde Abdullah Çavuş'un öyküsünü eşi Adile Alparslan ile çocukları anlatıyor. Belgesel, sadece Abdullah Çavuş'un hikâyesini hatırlatmakla kalmıyor aynı zamanda Kıbrıs'ın 1900'lerin başından bugüne kadar olan çatışmalı tarihini de izleyenlere aktarıyor. Belgesel dizisinin Benim Kıbrıs'ım bölümü, projeyi hayata geçiren ekip için de çok özel. Çünkü Benim Kıbrıs'ım bölümünün yönetmeni Rıza Baloğlu, çekimlerin bittiği gün ani bir kalp krizi sonucu vefat etmiş. Bunun için ekip bu projeyi Rıza Baloğlu'na adıyor. Yapımcılığını Su Yapım'ın üstlendiği Yaşayan Bellek 26 bölümden oluşuyor. Belgeselin senaristi Sevinç Baloğlu, "Resmi tarihte, insan unsuruna çok yer yoktur. Projeyle, tarihteki insan unsurunu ortaya çıkarmaya çalıştık" diyor.

TARİHE İNSANİ BAKIŞ

Kültür Bakanlığı ve medya aracılığıyla duyurular yaptıklarını anlatan Baloğlu, kendilerine 151 başvuru geldiğini söylüyor. Baloğlu ile birlikte, Doğan Hızlan, Ece Temelkuran, Ferzan Özpetek, Murat Menteş, Ümit Sezgin'den oluşan Değerlendirme Kurulu, bu hikâyelerden 26'sını seçmiş ve ekip de belgeselini çekmiş. Baloğlu "İlginç hikâyeler vardı karşımızda. Demek ki, insanlarda böyle bir beklenti varmış. Resmi tarihi biliyoruz, ama insanların yaşadıkları başka bir şey. Bireyden yola çıkarak, tarihe bakmak başka türlü bir tarihin kapılarını aralıyor," diyor. 87 yaşındaki Adile Alparslan'ın öyküsü Yaşayan Bellek belgesel dizisinin en etkililerinden. Baloğlu, Adile Alparslan'ın kocası ve kendisinin öyküsünü anlatırken bir başkasının öyküsünü anlatır gibi olaylara mesafeli yaklaşmasından etkilemiş. Baloğlu "Adile Hanım'ın derinden yaşadığı bir acıyı, bu kadar mesafeli anlatması beni etkiledi. Adile Hanım ile Rum tarafında da çekim yapmak istedik ama o kabul etmedi. Sanki hayatının bir dönemini kapatmıştı" diye anlatıyor duygularını.


Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile