Kibris'ta Konuslu BM Baris Gücü'nün Görev Süresi 31 Ocak 2024 Tarihine Kadar Uzatildi

Kuzey Kibris Türk Cumhuriyeti (KKTC) Disisleri Bakanligi tarafindan yapilan yazili açiklamada, Birlesmis Milletler (BM) Güvenlik Konseyi tarafindan BM Baris Gücü’nün görev süresinin uzatilmasi yönünde alinan karara tepki gösterilerek, “Kararda, adadaki mevcut gerçeklerden kopuk ifadeler kullanilarak, Rum tarafinin çikarina hizmet eden, dünyayi yaniltici bir yaklasim benimsenmektedir” denildi.

Birlesmis Milletler (BM) Güvenlik Konseyi tarafindan Kibris’ta konuslu bulunan BM Baris Gücü’nün görev süresinin 31 Ocak 2024 tarihine kadar uzatilmasi yönünde alinan karara Kuzey Kibris Türk Cumhuriyeti (KKTC) tepki gösterdi. KKTC Disisleri Bakanligi tarafindan yapilan yazili açiklamada, “Öncelikle vurgulamak isteriz ki adadaki taraflardan birine ‘devlet’ digerine ise ‘toplum’ muamelesi yapmaya devam eden Birlesmis Milletler Güvenlik Konseyi’nin kararlari tarafimizca kabul edilemezdir” denildi.

“Yalnizca Rum tarafinin rizasina yer verilmesi Birlesmis Milletlerin itibarini ve inandiriciligini zedelemektedir”

Kararda, KKTC’nin varligi ve iradesinin yok sayildigi vurgulanan açiklamada, “Birlesmis Milletler Baris Gücü operasyonlarinin baslica dayanagi olan tüm taraflarin rizasina basvurulmasi ilkesinin bizzat Birlesmis Milletler tarafindan göz ardi edilmeye devam edilmesi, Güvenlik Konseyi kararinda, Rum tarafinin, adadaki Birlesmis Milletler Baris Gücü’nün görev süresinin uzatilmasi gerektigi konusunda hemfikir oldugu gibi ifadeler kullanilmak suretiyle, yalnizca Rum tarafinin rizasina yer verilmesi sadece BMBG’nin ülkemizdeki varligini sorgulatmakla kalmayip, Birlesmis Milletlerin itibarini ve inandiriciligini zedelemektedir” denildi.

“Kibris Türk halkinin iradesine yönelik yapilmis büyük bir saygisizliktir”

Kararda, adadaki mevcut gerçeklerden kopuk ifadeler kullanildigina vurgu yapilan açiklamada, “Rum tarafinin çikarina hizmet eden dünyayi yaniltici bir yaklasim benimsenmektedir. Adadaki taraflarin müzakere masasina dönmesi için ortak zemin arayisina devam edilmesi; ‘iki kesimli, iki toplumlu federasyon’ modeli temelinde resmi müzakerelerin yeniden baslamasi gibi ifadeler ile yapilmaya çalisilan dayatmalar, en diplomatik tabir ile Kibris Türk halkinin iradesine yönelik yapilmis büyük bir saygisizliktir” denildi.

“Eski modelin Güvenlik Konseyi tarafindan dayatilmaya çalisilmasi kabul edilemezdir”

Iki taraf arasinda “federasyon” modeli temelinde yapilan görüsmelerin, 2017 yilinda Rum tarafinin müzakere masasini terk etmesi ile resmen çöktügü hatirlatilan açiklamada, “Kibris Türk tarafi için geçerliligini yitirmis olan ve BM Genel Sekreteri’nin dahi raporlarinda atif yapmaktan imtina ettigi eski modelin Güvenlik Konseyi tarafindan dayatilmaya çalisilmasi kabul edilemezdir. Bu tavir, Kibris Türk halkinin izolasyonlar altinda dünyadan kopuk ve ucu açik belirsiz bir süreç içinde yasamasini hedefleyen Rum tarafinin çikarina hizmet etmekten baska hiçbir gaye gütmemektedir. Geçmis dönemlerden farkli olarak bu kez Birlesmis Milletlerin adadaki görev süresinin alti ay yerine bir yil süre ile uzatilmasina karar verilmesi ise, statükonun degismesinin önüne açikça set koymak anlamini tasimaktadir” denildi.

“BM Güvenlik Konseyi üyelerinin adada iki ayri halk ve iki ayri devlet oldugu gerçegini kabul etmeleri gerekmektedir”

Adadaki tek gerçekçi çözümün mevcut iki devletin egemen esitligi ve esit uluslararasi statüsü temelinde yan yana yasayabilmeleri için bir anlasmaya varmalarindan geçtigi belirtilen açiklamada, “Gelinen asamada, BM Güvenlik Konseyi üyelerinin mevcut gerçekleri görmezden gelmekten vazgeçmesi ve adada iki ayri halk ve iki ayri devlet oldugu gerçegini kabul etmeleri gerekmektedir. Güvenlik Konseyinden beklentimiz, iki taraf arasinda ortak bir zemin bulunmadigini kayda geçirerek, Kibris Türk halkinin dünyadan kopmasina vesile olan geçerliligini yitirmis Güvenlik Konseyi kararlarini gözden geçirmesi ve mevcut gerçeklere dayanan yeni bir yaklasim benimsemesidir” ifadelerine yer verildi.



“Kibris Türk tarafinin, uluslararasi mücadele gerektiren hassas konularda denklemin disinda birakilmasi kabul edilemezdir”

Karardaki diger bir ikilemin ise, uluslararasi dayanisma gerektiren düzensiz göç gibi insani konularin ele alinmasi için uluslararasi hukuka atif yapilmasi olduguna dikkat çekilen açiklamada, “Rum tarafinin engellemeleri ve uluslararasi toplumun isteksizligi nedeni ile yillardir uluslararasi toplum ve hukukun disinda birakilan Kibris Türk tarafinin, uluslararasi mücadele gerektiren hassas konularda denklemin disinda birakilmasi kabul edilemezdir. Bu nedenle uluslararasi hukuka atif yapilmasi, öte yandan da Kibris Türk tarafi ile isbirliginden imtina edilmesi gerçek anlamda bir ikilemdir” denildi.

Kararda ayrica, Kibris Türk halki üzerindeki izolasyondan bahsedilmemesinin Birlesmis Milletler Güvenlik Konseyi’nin gerçeklerden kopuk oldugu konusunda KKTC tarafinin hakli oldugunun kaniti oldugu belirtilen açiklamada, “Ada-içi ticaretin artmasindan duyulan memnuniyet gibi abartili ve yaniltici ifadeler, Kibris Türk halkinin dogrudan ticaret araciligi ile dünya ile bulusmasinin önündeki engeli perçinlemeye hizmet etmekten baska bir anlami olmayan ifadelerdir” denildi.

“KKTC olarak bizim olan bu topraklarda baskalarinin söz hakki olamaz”

Kuzey Kibris Türk Cumhuriyeti’nin statükonun simgesi haline gelmis Kapali Maras konusunda uluslararasi hukuk çerçevesinde bir girisim yaparak, ciddi bir açilimda bulundugu vurgulanan açiklamada, “Kararda, Kapali Maras’a iliskin adimlarimizin Güvenlik Konseyi’nin acil tepkisine neden olacagi ile ilgili tehditkar ifadeler Kibris Türk halki tarafindan esefle kinanmaktadir. KKTC olarak bizim olan bu topraklarda baskalarinin söz hakki olamayacagi gibi, bu topraklar üzerinde yapacagimiz icraatin da kimse tarafindan engellenemeyecegini, halihazirda açikladigimiz çerçevede Maras’a iliskin politikamizin yürütülmesinde kararli oldugumuzu ve önümüzdeki dönemde bu yöndeki açilimlarimizin devam edecegini yine ve yeniden vurgulamak isteriz” ifadeleri kullanildi.

“KKTC de kendi toprak parçasinin kontrolünü bir uluslararasi örgütün kontrolüne verilmesini asla kabul etmeyecektir”

Güvenlik Konseyi üyelerinin mülklerine geri dönmek isteyen Kibrisli Rumlari engellemeye çalisan Rum tarafinin politikalarina tavirlariyla açikça hizmet ettigi ifade edilen açiklamada, “Kapali Maras Kuzey Kibris Türk Cumhuriyeti’nin egemenligi altinda bulunan bir toprak parçasidir ve dünyadaki hiçbir ülkenin razi olmayacagi gibi Kuzey Kibris Türk Cumhuriyeti de kendi toprak parçasinin kontrolünü bir uluslararasi örgütün kontrolüne verilmesini asla kabul etmeyecektir. Güvenlik Konseyi’nin gözdagi vermek yerine, ülkemizin attigi bu adimlara destek vermesi adada bir uzlasiya varmaya katki saglayacaktir” denildi.

“Kibris Türk halkinin, ada ve etrafindaki dogal kaynaklarin ortak sahibi oldugunun kayda geçilmemesi tarafimizca kabul edilemezdir”

Rum tarafinin tek tarafli yaptigi hidrokarbon arama faaliyetlerine de deginilen açiklamada, “Rum tarafinin bölgedeki istikrarsizlik ve gerginligi tirmandiran tek tarafli hidrokarbon faaliyetlerini elestirmek Güvenlik Konseyi’nin Rum tarafinin bölgedeki istikrarsizlik ve gerginligi tirmandiran tek tarafli hidrokarbon faaliyetlerini elestirmek yerine, hidrokarbon kaynaklarindan elde edilecek faydayi çözüm sonrasiyla iliskilendirmesi, Kibris Türk halkinin müktesep haklari ve mesru menfaatlerini yok saymaktadir. Konunun, Dogu Akdeniz’de yasanmakta olan bir gerginlige indirgemesi ve Kibris Türk halkinin, ada ve etrafindaki dogal kaynaklarin ortak sahibi oldugunun kayda geçilmemesi tarafimizca kabul edilemezdir” denildi.

Kuzey Kibris Türk Cumhuriyeti’nin Birlesmis Milletler ile arasindaki iliskinin bundan böyle eski yöntemlerle devam edemeyecegine iliskin kararli bir durus ortaya koydugu vurgulanan açiklamada, “Yillardir devletimizin iyi niyeti ve misafirperverligi çerçevesinde ülkemizdeki varligini koruyan ve faaliyetlerini yürüten Birlesmis Milletler Baris Gücü’nün bundan böyle faaliyetlerini yasal bir zeminde yürütmesi sarttir. Bu konudaki ortak uzlasi arayisimiz iyi niyetle devam ettirilecektir” denildi.

Kibris konusunda bir anlasmaya varmak için eski formüllerin tükendigi, adadaki mevcut gerçeklerle uyumlu yeni bir yaklasim benimsenmesinin zamaninin geldigi bir döneme girildigi belirtilen açiklamada, “Türkiye Cumhurbaskani Sayin Recep Tayyip Erdogan BM Genel Kurulu’nun 77. Toplantisinda yaptigi konusmada Güvenlik Konseyi üyelerine açik bir çagri yaparak, Kuzey Kibris Türk Cumhuriyeti’ni tanimaya davet etmistir. Bu tarihi çagri isiginda uluslararasi toplumun adadaki gerçekleri görme konusunda artik zaman kaybetmemesi ve Kibris Türk halkinin egemen esitligine dayali bir çözüme ulasmaya çalismaya baslamasi gereklidir” denildi.

Açiklamada, “Kuzey Kibris Türk Cumhuriyeti, adadaki taraflardan birine ‘devlet’ digerine ise ‘toplum’ muamelesi yapmaya devam ettigi ve kararlarini gözden geçirmedigi sürece Birlesmis Milletler Güvenlik Konseyi’nin kararlarina itiraz etmeye devam edecektir” ifadeleri kullanildi.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile