Kılıçdaroğlu Açıklaması 'Ekim 2016'Da Bylock Kullanımında Manipülasyon Olabileceğini Başbakanlığa Bildirdik'

Kılıçdaroğlu Açıklaması 'Ekim 2016'Da Bylock Kullanımında Manipülasyon Olabileceğini Başbakanlığa Bildirdik'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bylock kullanımı dolayısıyla binlerce kişi hapislere atıldı. Oysa biz Ekim 2016’da Bylock kullanımında manipülasyon olabileceğini Başbakanlığa bildirdik. Teknolojiyi en iyi kullanan CHP, manipülasyonlar yoluyla masum insanlarında mahkum edilebileceğini saptadı ve bir sorumluluk gereği bunu Başbakanlığa bildirdi. Ama bizim raporu hiç dikkate almadılar" dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğu, partisinin Bilgi ve İletişim Teknolojileri Genel Başkan Yardımcılığı tarafından düzenlenen ‘Bilgi ve İletişim Teknolojileri Zirvesi’ne katıldı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Kılıçdaroğlu, “Hepimizin kendimizi yenilemeye, dünyayı anlamaya ihtiyacımız var. İnsanoğlu tekerleği 3 milyon yılda buluyor ama bugün 21. yüzyılda geldiğimiz çağda her saniyede birden fazla buluş var. Eğer biz eğitim sistemimizi yenilemezsek, eğitim sistemimizi çağa uydurmazsak, eğitim sistemimizi sorgulayan analitik bir yapıya kavuşturmazsak geleceğimiz pekte parlak değildir. Aklın, bilginin üstünlüğünü toplumun her kesiminin kabul etmesi lazım. akıl artık dünyanın en önemli stratejik ürünüdür. Yani insan beyni 21.yüzyılda en stratejik üründür. İnsanoğlunun doğasından gelen bir merak duygusu vardır. Hayatı, çevreyi herkesi sorgulamaya başlar. Amerikalıların Marsa gönderdikleri aracın adı da ‘merak.’ Sorgulamayı tetikleyen temel unsur yine merak. Ne oluyor, neden oluyor, niçin oluyor bunları sorgulamak zorundayız. Eğer bir eğitim sistemi bu merak dediğimiz duyguyu güçlendirirse toplum ilerler. Eğer bir siyasetçi çıkıp bir alanda konuşma yaparken ‘biz Müslüman bir ülkeyiz bizim mucit yetiştirmemiz mümkün değildir’ diyorsa o hazır olarak toplumu geriye götürmekle görevlendirilmiş demektir. Oysa İslamiyetin ilk çıktığına bakın bilimdeki, teknolojideki gelişmeleri orada da görürsünüz. Bilim insanlarını görürsünüz. Ortaçağ karanlığını yırtanlar Müslüman bilim insanları olmuştur” ifadelerini kullandı.

Türkiye Güney Kore’den önce otomobil üreten ülkedir”

Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

“Bugün 21.yüzyıldayız ve Türkiye’deyiz, eğitimin ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz, her anne ve baba biliyor. Ama maalesef ülkeyi yönetenler eğitimin önemini hala kavramış değiller. Eğitimin amacı bir siyasal partiye militan yetiştirmek değildir. Eğitimin amacı Türkiye’yi 21.yüzyılın saygın devleti kılmak için oturup çalışmaktır, üretmektir. 21.yüzyılda bir ülkenin saygınlığı ürettiği bilgiyle ölçülür. Ürettiği bilgi sanayide katma değeri yüksek ürün demektir. Türkiye’yi yönetenlerin ve yönetme iddiasında olanların şuna karar vermesi lazım. Biz yüksek teknoloji ürünleri üretecek miyiz yoksa tüketecek miyiz? Üretmekten vazgeçiyoruz sadece tüketeceğiz derseniz dünyada geriye doğru yerinizi alacaksınız. Hayır biz katma değeri yüksek ürünleri üreteceğiz ve tüketeceğiz dünyaya satacağız diyorsanız o zaman dünyanın saygın ülkelerinden birisi olursunuz. Hiç kimse şunu unutmasın. Türkiye Güney Kore’den önce otomobil üreten ülkedir. Şimdi bakalım, dünya çapında en az 3 otomobil markası var Güney Kore’nin Türkiye’nin bir otomobil markası bile yok. Her vatandaşın oturup düşünmesi lazım, bizim Güney Kore’den ne eksiğimiz var.”

Eğitim politikasının bakandan bakana değiştiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Biz eğitim politikamızla kendi çocuklarımızı denek olarak kullandık. Her bakana göre ayrı politika oluşturduk. Oysa eğitim milli olmak zorundaydı. Üniversiteler bilgi üretemiyor. Bizim yetişmiş insan gücümüz yani bilim insanlarımız geleceği Türkiye’de değilde, geleceği uygar ülkelerde demokrasisi gelişmiş ülkelerde arıyorlarsa bu ayıp Türk siyasetinin ayıbıdır. Düşünce özgürlüğünün önüne siz hangi gerekçeyle duvar örersiniz. Üniversiteleri Ortaçağ üniversitelerine dönüştürdüler. Düşüncesini açıklayanın hapse atıldığı bir ülkede demokrasi de, bilim de gelişmez ve siz katma değeri yüksek üründe üretemezsiniz. Çok hızlı kararlı ve tutarlı adımlar atmak zorundayız” diye konuştu.



“2016’da Bylock kullanımında manipülasyon olabileceğini Başbakanlığa bildirdik”

Bylock kullanımı dolayısıyla binlerce kişinin hapislere atıldığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Oysa biz Ekim 2016’da Bylock kullanımında manipülasyon olabileceğini Başbakanlığa bildirdik. Teknolojiyi en iyi kullanan CHP, manipülasyonlar yoluyla masum insanlarında mahkum edilebileceğini saptadı ve bir sorumluluk gereği bunu Başbakanlığa bildirdi. Ama bizim raporu hiç dikkate almadılar. 2017’de geldiğimiz nokta binlerce kişinin boşu boşuna mahkum edildiği, hapse atıldığı. Uyaran parti CHP, raporlayan CHP, Başbakanlığa bildiren CHP, uyuyan kim Başbakanlık. Masum insanları hapse atan kim? Mevcut hükümet ve yargı. Manipülasyon yapılabileceğini söyleyen hakimler sürüldü. Oysa biz çok önceden bunu Başbakanlığa bildirdik. Bilimi ve onun ürünü olan teknolojiyi yakından izlemek zorundayız” açıklamasında bulundu.

Türkiye Osmanlı’nın son dönemlerini adeta yaşıyor bilgi açısından, birikim açısından, teknoloji açısından”

“Üstün yetenekli çocuklar eğitim yoluyla köreltiliyor” diyen Kılıçdaroğlu, “Devletlerin doğuşuna ve batışına da iyi bakmalıyız. Osmanlı ‘nın batışına da iyi bakmalıyız. Osmanlı bilimi ve bilgiyi reddettikten sonra çöküş sürecine girmiştir. Dumlupınar’da bir müzemiz var. o müzede Dumlupınar Savaşında kullanılan silahlar sergileniyor. Müzede kullanılan silahlar Almanların, Fransızların ve Amerikalıların, Rusların silahları. Ürettiğimiz tek silah yok. Biz milli Kurtuluş Savaşını hangi koşullar altında verdiğimizi o müze bize söylüyor. Boşuna Köroğlu, ‘Delikli demir icat oldu mertlik bozuldu’ dememiştir. Siz delikli demiri icat edemiyorsanız mertlikten söz edemezsiniz. Dünyadaki saygınlığınız ürettiğiniz ürünlerle paraleldir. Sihirli anahtar, bilgi artı üretimdir. Bilgiyi reddederseniz zaten üretemezsiniz. Üzülerek ifade edeyim, iktidar olanlar hala bunun farkında değiller ve Türkiye Osmanlı’nın son dönemlerini adeta yaşıyor bilgi açısından, birikim açısından, teknoloji açısından. Bizler toplumu aydınlatmak zorundayız" değerlendirmesinde bulundu.

Toplantının öneminin çok büyük olduğunu ve bu toplantının benzerlerinin üniversitelerde de yapılmasını çok arzu ettiklerini belirten Kılıçdaroğlu, gençlerin bilgiyi, bilimi, teknolojiyi, üretimi, katma değeri yüksek ürünü bilmesi gerektiğini ifade etti.

Kılıçdaroğlu konuşmasına şöyle devam etti:

Türkiye’yi geleceğe taşıyacaksak, saygın bir ülke kılacaksak çağdaş uygarlığı yakalayacaksak vatandaş olarak her birimizin tek tek sorumluluğu var. Düşünerek sandığa gitmelidir. Türkiye’nin geleceğini, demokrasiyi, çocuğunu düşünerek sandığa gitmelidir ve oyunu öyle kullanmalıdır. Biz üstümüze düşen görevi yerine getirmeye çalışıyoruz. Kısır tartışmalar özenle kaçınmaya çalışıyoruz, gerilimden, kavgadan kaçınmaya çalışıyoruz. Tartışmaktan çekinmeyiz. Oturup konuşalım televizyonlarda tartışalım.”

Ticaret lisesinde okurken bir öğretmeninin ‘bildiğiniz bir nokta kadarsa bilmediğiniz o noktanın etrafı kadardır, bildiğiniz bir daireyse bilmediğiniz o dairenin etrafı kadardır’ dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, Yıllarca önce Cumhuriyet Gazetesinde Sivas’ta ölen yaşlı bir kadının söylemini okumuştum dünyayı sadece 4 köyden ibaret sanıyor kadın. Çünkü hayatında sadece 4 köyü görmüş o kadın. Rahmetli annemde aya insanoğlunun gittiğine hiç inanmadı öyle de öldü. Ama biz yetiştik dünyayı biliyoruz, dünyayı sorguluyoruz. Elin oğlu bırakın aya Mars’a gidiyor. Biz neleri tartışıyoruz. Bizim üniversitelerimiz nerede. Bilim insanlarımız nerede. Bir bildiriyi imzaladılar diye yüzlerce üniversite hocasını kapının önüne koydular. Oysa sevgili Peygamberimiz ne güzel demiş ‘Alimin ölümü alemin ölümü gibidir.’ Bilime ve bilgiye bundan daha fazla değer veren bir cümleyi acaba kim kurdu. Bütün bu gerçekleri bilerek yolumuza kararlılıkla devam etmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile