Kılıçdaroğlu: Benim ağrıma gidiyor

Kılıçdaroğlu: Benim ağrıma gidiyor

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümeti sert sözlerle eleştirdi.

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı, Putin'e mektup gönderdi, Türkiye Cumhuriyeti adına özür diledi. Sen kimsin ya Türkiye adına özür dileyecek' dedi.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları;

İnsanın vicdanı insanı yanıltmaz. Terör örgütü şehirleri silah deposu haline dönüştürürken valilere talimat verenler kimler. Çevremizi sorgulayacağız, iktidarı, elbette ki muhalefeti sorgulayacağız.

Hz. Ömer Dicle'nin kenarında kaybolan koyundan kendisini sorumlu tutuyorsa 700 şehitten kim kendisini sorumlu tutacak. Biz bunların cevabını kendi vicdanımıza soracağız.

Terörle mücadele etmek için en az teröristler kadar onurlu ve gururlu olmalıyız diyor o diktatör bozuntusu. Onuru ve gururu ne zamandan beri Türkiye Cumhurbaşkanı teröristler üzerinden tanımlamaya başladı.

'HAVUZ MEDYASINI ANLIYORUM DA MERKEZ MEDYASINA NE OLUYOR?'

Namusu unuttular zaten, şerefi de unuttular, şimdi onuru ve gururu unutturmaya çalışıyorlar. Gaf değil efendim. Biliyorsunuz bu zat, promptera bakıyor ve onu okuyor. En az teröristler kadar onurlu diyor sonra dönüyor o tarafa bakıyor. Gazeteler, televizyonlar arkadan tek tek aranıyor, sakın bunları haber yapmayın diye. Havuz medyasını anlarım peki bu merkez medyasına ne oluyor. Neden baskıya teslim oluyorsunuz. Attığınız her geri adım sizin boynunuza gelecektir.

Herkes sorumluluğunun bilicinde olmalıdır. Bunun hesabını halk adına medya cesaretle sormalıdır. Ne zamandan beri onur ve gurur terörle bağlantılı gitmeye başladı. Terör insanlık suçudur.

Sana en büyük değeri veren Mustafa Kemal Atatürk. Atatürk'ün gençliğe hitabesini okuyan Bursa'daki kızımızı yürekten kutluyorum.

'DIŞ POLİTİKADA ÜLKELERİN DAİMİ DÜŞMANLARI YOKTUR'

Dış politikanın değişmesi gerektiğini söylemiştim. Dış politikanın mimarı cumhuriyeti kuranlar demiştim. Dış politikada bir ülkenin daimi dostları ve düşmanları yoktur, daimi çıkarları vardır.

Bunlar bu alandan da çıktılar. Kendi kişisel politikaları için kullanmaya başladılar. Dış politikanın kendine özgü ayrı bir dili vardır. Düşünmeden konuşamazsınız.

Sen Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil edemezsin. Sınırımızı ihlal eden Rusya. Angajman kurallarını biz belirledik, bütün dünyaya duyurduk. Düşürme talimatı için yarışa girdiler, sonra bir baktık Rusya'dan özür dilediler. Erdoğan, CNN'de özür dilemesi gereken biz değiliz dedi, neden özür diliyorsun?

Şimdi kedi gibi miyavlıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti'ne gölge düşürüyorsun sen. Bunun herkesin bilmesi lazım. Sen bu milletin onurunu, gururunu ayaklar altına aldın. İsrail'le anlaşmaya geldik. 31 Mayıs 2010 Mavi Marmara gemisi Türk karasularından ayrılıyor. Gemi gitmeden önce AK Parti milletvekilleri de o gemiye binmek istedi izin vermediler.

Her seçim öncesi bunu gündeme getirdiler. İsrail'i düşman ilan ettiler. Donanma eşliğinde yardım gemisini Gazze'ye göndereceğim diyorsan, bu lafının arkasında durmalısın. Gazze'ye gidemez arkadaşlar.

Dış politikada arkasında durmayacağın laf edersen tükürdüğünü sana yalatırlar. 'Mavi Marmara gelsin Aştod Limanı'ndan BM gözleminde götürelim' dediler. İtiraz ettiler ve gerçekleştiremediler. Karşılıklı büyükelçiler çekildi.

Türkiye 3 şart sundu. Biz de destek verdik. Bir şu ana kadar yazılı, resmi bir özür ulaşmış değil. Kendisi kalkıp Putin'e mektup yazıyor ama Netanyahu'dan yazılı resmi özür mektubu yazmıyor. Böyle bir şey hiç olmadı. 20 milyon dolar tazminat ödemeyi kabul ettiler. Doğrudan değil, vakıf aracılığıyla. Buna karşılık 'İsrailli askerlere açılan davalardan vazgeçeceksin ve Meclis'ten çıkan kanunla yapacaksın' diyor. Bunu hangi iktidar kabul eder? Hangi ahlak, hangi inanç kabul eder? Bunlar bunun altına imzayı bastılar.

Netanyahu, 'Burada ilk konu yargılanan komutan ve askerlerin, gelecekte de sivil ve askeri soruşturmalardan korunmasıdır. Hepsi ortadan kalkacak. Anlaşma Türk parlamentosunun yasa çıkarmasını da içeriyor' diyor. Parlamentonun iradesi de ipotek altına alınıyor. Hangi ahlak kabul eder bunu? Sizde nohut kadar vicdan varsa siz bu davadan hangi gerekçe ile vazgeçiyorsunuz?

BENİM AĞRIMA GİDİYOR

Gazze'ye ablukanın kaldırılması. 1 milyon 900 bin kişi. Gazze'de insani yardım faaliyetini yerine getiren bütün Kızılay yöneticilerini kutluyorum. Abluka için, 3 Ocak 2016'da Erdoğan 'İsrail'e muhtacız' diyor. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti'ni İsrail'e muhtaç hale getiren bu hükümetin adı nedir? AKP değil midir? Hala bunlara oy mu vereceksiniz, hala vicdanınızı sorgulamayacak mısınız? Ne demek muhtacız? Sözde Ortadoğu'nun, Dünya'nın lideriydik. İşte diktatör bozuntusu, adama böyle yalatırlar. Binali Yıldırım dün yaptığı açıklamada 'Türkiye'nin şartı özürle sınırlı değil. Ambargonun hafifletilmesi' diyor. Çark edecek de dili dönmüyor, sen zaten düşük profilli bir adamsın. 'Hafifletilmesi' şartlardan birisiymiş, bu kadar çark olmaz.

İnsani yardımlar önce Aştod Limanı'na gidecek, İsrail kontrol edecek sonra Gazze'ye gidecek. Önce kabul etmediler, şimdi onların istediği noktaya geldiler. Mavi Marmara'da da aynısını yapsaydınız vatandaşlarımız ölmeyecekti. Attın da attın. Şimdi attığın o lafların hepsini sana yedirdiler. Miden geniş olabilir, ama benim ağrıma gidiyor, Türkiye'nin ağrına gidiyor. 10 vatandaşımız bir anlamda satıldı.




 
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile