Kiliçdaroglu, CHP TBMM Grup Toplantisi'nda Konustu Açiklamasi (3)

CHP Genel Baskani Kemal Kiliçdaroglu, "Ben devr-i sabik yaratma gibi bir arayisin içinde degilim. Benim önceligim, partimin önceligi, partililerimizin, milletvekillerimizin önceligi bu memlekete adaleti getirmektir." dedi.

Kiliçdaroglu, partisinin TBMM Grup Toplantisi'nda yaptigi konusmada, kayit disi büyüdügü zaman, alinan rüsvetlerin de büyüyecegini söyledi.

Içisleri Bakani Süleyman Soylu'nun, devletin televizyonunda, "Her ay bir siyasetçiye 10 bin dolar para ödeniyor" dedigini, Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan'in da bu konuda bir sey söylemedigini belirten Kiliçdaroglu, "Hala rüsveti savunana oy vermeye devam edecek miyiz? Devleti soyulacak bir organ haline getiren bir siyasi anlayisa hala oy verecek miyiz? Bakan yerinde, Erdogan da yerinde, her ay 10 bin dolar rüsvet alan da yaninda. Her gün konusuyorlar. Sahtekarligin bu boyutu, rüsvetin bu boyutu, ekonomideki kayit disiligin bu boyutu hiç çikmamisti. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, bütün yolsuzluklarin ilkini yasiyoruz." diye konustu.

Emekli, isçi ve memurun maaslarina yapilan zam orani ile TÜIK'in açikladigi enflasyon rakamlarini elestiren Kiliçdaroglu, "Isçinin, memurun, emeklinin hak ettigi parayi çaliyorlar. Kime veriyorlar bu parayi? Besli çete basta olmak üzere, kendi takimlarina veriyorlar." ifadesini kullandi.

TÜIK'in görevinin dogru hesap yapmak oldugunu dile getiren Kiliçdaroglu, "Ama saraydan talimat gelmis: 'Enflasyonu düsük gösterin ki bunlara az para verelim'. Birilerine tonlarca para, her ay 10 bin dolar rüsvet, vatandasa gelince de 'Enflasyon çok düsük, bak sana bir de zam yaptim' diyor. Isçinin, emeklinin ve memurun da oturup düsünmesi lazim. Bu soygun düzenine onlarin da artik 'yeter' demesi lazim." degerlendirmesinde bulundu.

- "Parlamentonun bu kadar asagilandigi bir dönemi hiç yasamamistik"

Merkez Bankasi, Bankacilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Sermaye Piyasasi Kurulu gibi bagimsiz kurum ve kurullarin belli araliklarla TBMM'ye gelerek bilgi vermesi gerektigini ancak bu kurullarin Meclise gelmedigini vurgulayan Kiliçdaroglu, "Parlamentonun bu kadar asagilandigi bir dönemi hiç yasamamistik. Iktidar sahiplerine bakin, su gazi Meclise bakin. Yolsuzluklara ve hirsizliklara destek veren bir organa dönüstürdüler burayi. O çok sevdikleri birilerine çikar saglama yasalarini, AK Parti'nin ve MHP'nin milletvekilleriyle beraber çikariyorlar. Peki TBMM Baskani ne yapiyor? Diyor mu o kurumlara, 'neden zamaninda gelip bilgi vermiyorsunuz' diye. Diyemez, Erdogan'dan izin almadan diyemez." görüsünü paylasti.

Kiliçdaroglu, TBMM'nin itibarini kendilerinin koruyacagini belirterek, TBMM'yi tarihine, sanina, serefine uygun hale getireceklerini dile getirdi.

Milletvekillerinin yazili soru önergelerine cevaplarin verilmedigini hatirlatan Kiliçdaroglu, bu durumu "rezalet" olarak niteledi.

- "Mahkemeye de vermiyorlar"

"Erdogan'in sahsim hükümeti, Türkiye'yi felakete sürükleyecektir." degerlendirmesinde bulunan Kiliçdaroglu, sözlerini söyle sürdürdü:

"Issizlik, yoksulluk, perisanlik, rüsvet, yolsuzluk, uyusturucu, her sey var. Hepsi saray ve sürekasi tarafindan koruma altina alinmis durumda. Hepsinden besleniyorlar. Bu kadar agir konusuyorum, acaba mahkemeye verirler mi diye, mahkemeye de vermiyorlar. Bari bir namuslu hakim buluruz da bunlari ispat ederiz. Devlet neden hukuk disina çikarildi? Erdogan'in söyledigi su sözü asla hiç kimse unutmasin. 'Ben Anayasa Mahkemesi'nin vermis oldugu karara uymuyorum, saygi da duymuyorum'. Daha ne desin? Devleti otomatikman hukukun disina itiyorsunuz, kendi arka bahçeniz haline getiriyorsunuz."

Kiliçdaroglu, Istanbul Sözlesmesi'nden çekilme kararini da elestirerek, "Simdi olay Danistay'da. Danistay'daki hakimlere de sesleniyorum: Eger aklinizi kiraya vermediyseniz, eger Anayasa ve yasalara uyacaksaniz, o söylesmeyi tekrar ihya etmek zorundasiniz. Yapmadiginiz takdirde siz de sarayin kalemsorlari olarak tarihte anilacaksiniz." diye konustu.

Yolsuzluklari kapatmak için özel çaba harcandigini öne süren Kiliçdaroglu, söyle devam etti:

"Istanbul Büyüksehir Belediyesini CHP'li belediye baskanimiz kazandi. 'Milyarlarca yolsuzluk var, üzerine gidip tespit edecegim' dedi, dosyalari çikardi. Içisleri Bakani derhal sarayin talimatiyla harekete geçti. 'Bütün yolsuzluk dosyalarini bize verin'. Ne oldu? Tamaminin üstü kapatildi. AK Parti'li kardeslerime seslenmek isterim. Haramzadeyi korumak nedir? Kul hakkini yiyeni korumak nedir? Yolsuzluklari yapani korumak nedir? Bunlarda vicdan var mi, bunlarda ahlak var mi?

Öyle bir rezaletle karsi karsiyayiz ki hukuk kalmadi. İçel Limani'na Ekvador'dan 615 kilo kokain gelir, yakalanir, dava açan yok. Yine Brezilya'dan Dilovasi'na 540 kilo kokain gelir, yakalanir, dava açan yok. Allah bilir, bu kokaini el altindan piyasaya sürdüler. Böyle bir rezalet olur mu? Kokain bu… Gencecik, fidan gibi çocuklarimizi öldürüyoruz. Bu tablo karsisinda hala ve hala yukarida adam oturuyor. Her sey güllük gülistanlik, 'Avrupa bizi kiskaniyor'. Avrupa'nin otoriter politikacilari özeniyordur tabii. Hakim, kaymakam, medya senden, yolsuzluk girla, her türlü isi yapabiliyorsun, her türlü dalavereyi çevirebiliyorsun, kimse sana dokunmuyor. Kiskanmazlar mi? Kiskanirlar. Kendi ülkelerinde hukuk var. 'Sabah kahvaltisini cebinden mi, hazineden mi ödedin' diye tartisma çikar, biz de mali götürünce yükseliyorsun. Böyle bir rezalet görülmedi."

Hükümetin ekonomide ve hukukta kayit disina çikmasinin, yönetimin mafyaya teslim olmasi anlamina gelecegini dile getiren Kiliçdaroglu, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin, yeralti dünyasi tarafindan yönetildigini ve korundugunu iddia etti.

- "Gerçek anlamda adaleti getirecegiz"

Iktidar olduklarinda gerçek anlamda adaleti getireceklerini savunan Kiliçdaroglu, "Kul hakki yiyenin burnundan fitil fitil getirmezsem bana da Kiliçdaroglu demesinler. Hiç kimse endiselenmesin, adaleti gerçek anlamda getirecegiz. Türkiye'yi kirlilikten arindiracagiz. Ben devr-i sabik yaratma gibi bir arayisin içinde degilim. Benim önceligim, partimin önceligi, partililerimizin, milletvekillerimizin önceligi bu memlekete adaleti getirmektir." dedi.

Kemal Kiliçdaroglu, Türkiye'nin temel sorunlarindan birisinin de "devleti yönetenlerin egemen güçlerin esiri haline gelmesi" oldugunu savunarak, sunlari kaydetti:

"Öyle bir hale geldik ki bu yerli ve milli ayaklariyla geçinenler simdi egemen güçlerin taseronlugunu yapmaya basladilar. Kanal Istanbul'a para verirse, Kanal Istanbul yapilirsa yabanci güçler söke söke bu paralari alirlarmis. Temsilciye bak, Erdogan; dis güçlerin temsilcisi. Alacagim, söke söke alacagim. Buradan bir daha söyleyeyim. Bu ise giren müteahhit kendisini unutsun. Bankalara, kredi kuruluslarina sesleniyorum, bu ise kredi veren unutsun kendisini, yok öyle bir sey. Bürokratlara söylüyorum, bunun altina imza atan bürokratin burnundan fitil fitil getirecegim.

Sadece bunlari yapmayacagim. Bizim milliyetçilik damarimiza dokunuyorlar. O Tank Palet Fabrikasi'ni söke söke Katarlilar'dan alip sanli ordumuza verecegim. Vatan topragini terk ettiler, bayragi indirdiler, Süleyman Sah Türbesi'ni kaçirdilar. Söke söke o türbeyi alacagim, vatan topragina götürecegim, sanli bayragimizi da dalgalandiracagim.

Çiftçinin traktörüne haciz geliyor. 750 milyon dolari alip havuz medyasinin basina oturana ses yok, sofralarda agirlaniyor. Sözüm söz, söke söke o 750 milyon dolari alacagim, tamamini çiftçilere verecegim. Türk Telekom'u aldilar, birilerine verdiler. Bizim paramizla aldilar, karini yediler, binalarini arsalarini sattilar, zararini da bize sattilar. Su ahlaksizliga bakin. O Hariri ailesinden söke söke bütün parayi alacagim."

MHP Genel Baskani Devlet Bahçeli'nin, üniversite sinavinin kaldirilmasi önerisine de deginen Kiliçdaroglu, "Bahçeli'ye bir iyi, bir de kötü haberim var. Iyi haberim su, üniversite sinavlari kaldirildi. Kötü haberim, bizim çocuklarimiz için degil." ifadesini kullandi.

(Bitti)