Kılıçdaroğlu, Aydın'ın Kuşadası ilçesinde gazetecilerle kahvaltı yaptı. Burada soruları cevaplandıran Kılıçdaroğlu, AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan'ın 'Hizbullah üyelerinin salıverilmesinin arkasında Yargıtay'ın bulunduğunu, gelecek seçimin derin devlet ile AK Parti arasında geçeceği' yönündeki sözlerinin hatırlatılması üzerine, ilgili yasa teklifini getiren, yasalaştıran ve sonucuna katlanması gerekenin AK Parti olduğunu söyledi. AK Parti'nin cezaevinden tahliyeler konusunda suçlu aramaya başladığını belirten Kılıçdaroğlu, önce Yargıtay'ın, ardından da Danıştay'ın suçladığını savundu.
Tahliyelerden kamuoyu vicdanın rahatsız olmasıyla suçlu aranmaya başlandığını anlatan Kemal Kılıçdaroğlu, "Yargıtay'a saldırdılar, Yargıtay Başkanı açıklama yaptı. Baktılar tutmuyor, Danıştay'a saldırdılar. Son derece makul bir açıklama yaptı. 'Hakim ve savcı alacaksanız, sınavları objektif yapın, torpil yapmayın' dedi. Oradan da gerekli cevabı aldılar. Şimdi bir başka üyeleri, belki hatırlarsınız, 'Şimdiye kadar onlar bizi fişliyordu, şimdi de biz onları fişliyoruz' diyen milletvekili. Yargıtay bu kararı bilinçli verdi, çünkü önümüzdeki seçimlerde AK Parti ile derin devlet hesaplaşacakmış. Hangi derin devlet, kozmik odasına girilen derin devlet mi? AK Parti, bu ülkenin neresine girmedi? Telefonlarımız dinleniyor, bütün sırlarımızı biliyor. Kozmik odalara giriyor. İstediği hakimi, savcıyı istediği yere atıyor, beğenmediği televizyon kanalını artık kapatacak, yetkiyi Başbakan'a verdiler. 'Derin devlet' dediler, şimdi bir kişi çıkıp 'derin devlet diye bir şey yok, biz derin devletiz böyle bir amacımız yok' diyemeyecek. Eğer derin devlet olarak onu kastediyorlarsa MGK orada. MGK'nın Başkanı da Sayın Cumhurbaşkanı, onu da seçen AK Parti. Kimden bahsediyorlar? AK Parti bu süreçte ülkeyi ne kadar kötü, beceriksizce yönettiğini göstermiştir. Kamuoyu vicdanı bundan rahatsızdır. Bu rahatsızlığın faturasını sağa sola kesmesinler, kesilen fatura AK Parti'nin yakasına yapışmıştır." diye cevap verdi.
Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin 8 yıldır yargıda reform yapmadığını, bunun arkasında AK Parti'nin yargıyı ele geçirme amacının yattığını savundu. Yargının ele geçtiğini ileri süren CHP Genel Başaknı, "Foyaları çıktı ortaya. Bundan sonra daha fazla çıkacak. Yargıyla AK Parti arasında işbirliğini de, nasıl işbirliği yaptıklarını da göreceksiniz. Önümüzdeki süreçte insanların nasıl mağdur edilip haksız yere mahkum edildiklerini de göreceksiniz, yandaş yargıçları, savcıları, baskıları göreceksiniz. O baskılar artacaktır. AK Parti kendisini, iktidardan gitmeyecek şekilde programlamış bir partidir. CHP olarak her türlü baskıya karşı duracağız." şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, Kayseri olayında da dosyanın savcı, vali ve belediye destekli olarak kapatıldığını ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanı'na, Sayıştay'ın soruşturma açılmasını isteyerek Bakanlığa gönderdiği kaç dosya için soruşturma izni verdiğinin sorulması gerektiğini söyledi. Bu konunun tam bir kapalı kutu olduğunu ifade eden Kemal Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanlığı'nın yolsuzluk mezarlığı oluğunu iddia etti: "Tüm yolsuzlukları biliyorlar ama dosyaları açtırmıyorlar. AK Parti eşittir yolsuzluk. Yargı süreci de kullanılarak, tüm bunların tamamını örtbas etmek istiyorlar."
Kılıçdaroğlu, salıverilen Hizbullah üyelerine hapiste internet kullanma imkanı sunulduğu iddiasıyla ilgili soru üzerine ise "Ne görüşünü söyleyeyim. Mustafa Balbay'a daktilo vermezsiniz, ötekine interneti serbest bırakırsınız." diye cevap verdi.
Kılıçdaroğlu, CHP yönetimine giren Muhammet Çakmak ve Sezgin Tanrıkulu'nun parti idelojisiyle uyum sağlayıp sağlamayacağı yönündeki soru üzerine ise "Uyuşmasa zaten partiye almazdık. Bu konuda arkadaşlarımız bundan sonra da göreceksiniz gereken özeni gösterecektir." ifadesini kullandı.
'Yeni RTÜK yasası başbakanlara önemli yetki veriyor. Başbakanlar bir TV kanallarını yayımladığı program sebebiyle kapatabilecek' şeklindeki soruyu Kılıçdaroğlu, "Demek ki başbakanların görev alanı yetersizmiş, yeni görevler veriliyor. Başbakan bundan sonra sabahtan akşama TV izleyecek ve programları denetleyip kapatacak. Bu yetki az bana göre, radyoları da dinlesin. Vatandaşın telefonlarını dinliyorlar. Bu faşizme giden yolda AKP'nin uyguladığı bir politikadır. Hiçbir demokraside açıklanacak bir tablo değildir. Nasıl anlatırız biz bunu dünyaya. Bakalım onlar nasıl anlatacaklar?" sözleriyle cevapladı.
Kılıçdaroğlu, İzmir ve Ankara'nın EXPO 2020 adaylığıyla ilgili bir soruya "Yıllardır Ankara'nın metrosunun sürüncemede bırakan belediyeye kimse expo'yu vermez." dedi.
Kılıçdaroğlu'na Muhteşem Yüzyıl dizisi de soruldu. Dizilerle ilgili belli çevrelerin şikayetlerinin olabileceğini, ancak hakaret içermediği sürece her tür düşünceye saygı gösterilmesi ve yasakçı bir anlayışla yola çıkılmaması gerektiğini kaydetti.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bir öğrenci konseyi temsilcisinin 'CHP İktidarında öğrenciler için ne gibi değişiklikler olacak?' sorusuna şu cevabı verdi: "Üniversitelerde her türlü düşüncenin özgürce dile getirmelerini isteriz. İstediğimiz bir şey daha var, şiddete başvurulmasın. Cam çerçeve indirilmesin. Farklı eylemlerle haklar dile getirilmeli."
Kılıçdaroğlu, Aydın'ın Germencik ilçesinde düzenlenen deve güreşlerini de izledi. One Minut ile Ayrancı isimli develerin güreşini izleyen Kılıçdaroğlu, kendi adına yarışan devenin güreşini beklemeden ayrıldı.
Toplantıya CHP Genel Başkan Yardımcıları Gürsel Tekin, Umut Oran, Alaattin Yüksel ve Sezgin Tanrıkulu, İzmir ve Aydın milletvekilleri ile İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Aziz Kocaoğlu, Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Kuşadası Belediye Başkanı Esat Altungün de katıldı.