Kılıçdaroğlu Keçiören‘de Halka Hitap Etti

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Keçiören‘de halka hitap etti. Konuşmasından önce vatandaşlara Ankara milletvekili adayları tanıtan Kılıçdaroğlu, umudunun gençlik olduğunu belirterek, gençleri baş tacı yapacaklarını söyledi. İkitidara gelmeleri durumunda gençlerin yurt sorununu 2 yıl içinde çözeceklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, hiç bir anne-babanın çocuğunun nerede kalacağına dair bir soruyla muhatap olmayacağını belirtti. Kılıçdaroğlu, gençlerin bir veya iki kişilik, interneti olan odalarda

kalacağını söyleyerek, "Derslerine çalışacaklar, ülkenin sorunlarıyla ilgilenecekler, Türkiye‘ye sahip çıkacaklar" ifadelerini kullandı.

Gençler için yapacaklarını sıralayan Kılıçdaroğlu, askerlik süresini 15 aydan önce 9 aya, daha sonra 6 aya indireceklerini, üniversite öğrencileri için yaz tatilinde askerlik yapma fırsatı vereceklerini açıkladı. Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan‘ın ‘memleketi kim savunacak‘ sorusuna karşılık olarak da, Türkiye‘yi kadın erkek, genç yaşlı savunduklarını ve gerekirse 9 ay değil, 9 yıl askerlik yapmaya hazır olduklarını söyledi.

ENGELLİLERE VE KADINLARA VAATLER

Engellilerin sorunlarına değinen Kılıçdaroğlu, "Engellilerin engelsiz, çağdaş bir kentte, rahatlıkla gezebilecekleri, sinemaya gidebilecekleri, alışveriş yapabilecekleri, otobüse binebilecekleri bir kenti yaratacağız. Onların da dünyasına saygı göstereceğiz" diye konuştu.

Her kadına ekonomik güvence getireceklerini belirten Kılıçdaroğlu, ekonomik güvencenin de temel taşının aile sigortası olacağını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Hiçbir kadın, ‘akşam evde tencerem kaynamıyor‘ diyemeyecek. Hiçbir kadın, Samsun‘da olduğu gibi, kucağında 2.5 aylık bebeği açlıktan ölmeyecek. Hiçbir kadın, ‘sabah çocuklarıma kahvaltı veremedim‘ diye intihar etmeyecek. Bütün kadınları onurlu birey haline getireceğiz" dedi.

"İlk kez CHP‘nin tarihinde, parlamentoda 38 kadın milletvekilimiz olacak, en büyük sayıyı CHP parlamentoya taşıyacak" diye devam eden CHP lideri, "Gençleri de göreceksiniz, onlar da yarın parlamento kürsüsüne çıkıp sizin haklarını savunduğu zaman ‘helal olsun‘ diyeceksiniz" ifadelerini kullandı.

YGS‘DEKİ ŞİFRE İDDİALARI

YGS‘deki şifre iddialarına değinen Kılıçdaroğlu, "Madem ‘şifre var‘, ‘kopya yok‘ diyorsun, kopya yoksa şifre niye var? Yargı demiş ki ‘biz kopya çekeni bulamadık‘; aramazsan bulamazsın. Bir sınavı yapamayan, yüzüne gözüne bulaştıran bir iktidar ülkeyi sağlıklı yönetemez. Hele bir de ÖSYM Başkanı var, Ali Demir. Allahlık adam, ne diyeyim ben. Ar damarı çatlamış bir adam ancak o koltukta oturabilir" diye konuştu.

"İNTERNETTEKİ YASAKLARI KALDIRACAĞIM"

Yoksul sayısının 1 yılda 818 bin arttığını iddia eden Kılıçdaroğlu, "21. yüzyılda yoksulluğu yok etmek, Kemal kardeşinizin boynunun borcudur" dedi. Kılıçdaroğlu, kendisinin SSK Genel Müdürlüğü dönemindeki yolsuzluk iddialarına ilişkin, Başbakan Erdoğan‘a televizyona çıkma teklifinde bulundu. Kılıçdaroğlu, yasakları kaldıracağını söyleyerek, "İnternetteki yasakları kaldıracağım. Özgürlüğü getireceğim. Herkes özgür olacak bu ülkede. 13 Haziran‘a az kaldı" dedi.

Demokrasi ve özgürlüklere değinen Kılıçdaroğlu, "Demokrasinin kalitesi olacaktır. İnsanlar düşüncelerini özgürce ifade edeceklerdir. Gençlere söz, karar, yetki vereceğim" diye konuştu. İktidarın gazete, televizyon ve köşe yazarlarına baskı yaptığını iddia eden Kılıçdaroğlu, "Basılmamış kitabı toplatan yargıç, çocuklarına dünyanın en kötü mirasını bıraktı" dedi.

"O BAKANLARIN DA ADLARINI SÖYLETECEĞİM"

Başbakan Erdoğan‘ın, bazı bakanları yolsuzluk yaptıkları için aday gösterilmediğini söylediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez bir başbakan, kendi bakanlarının yolsuzluk yaptığını ve o gerekçeyle listeye alınmadıklarını söyledi. Bu bakanlar kimler? Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, çık açıklama yap, ya ‘ben yolsuzluk yapmadım, başbakan yalan söylüyor‘ de, ya da sesini kes, yolsuzluk yaptığını kabul ediyorsun. Tarım Bakanı Sami Güçlü, çık, konuş. Orman Bakanı Osman Pepe; çık, konuş. Enerji Bakanı Hilmi Güler; çık, konuş. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan; çık, konuş. Ne diyordu bana Başbakan, ‘sende

zerre kadar onur varsa...‘ Ben de bakanlarına söylüyorum, sizde zerre kadar onur varsa, bu kadar ağır konuşuyorum, çıkarsın nasıl yolsuzluk yapıldığını, hangi bakanların yolsuzluk yaptığını açıklarsın. Erdoğan, sende zerre kadar onur varsa çık yolsuzluk yapan bakanları kamuoyuna açıkla. O bakanların da adlarını söyleteceğim sana. O bakanlarda da zerre kadar onur varsa, ‘biz yolsuzluk yapmadık‘ diyorlarsa çıksınlar, konuşsunlar. Konuşmuyorlarsa onlar da onurlarını yitirmiş demektir."