Kılıçdaroğlu Sakarya’da

IHA0077973-GEN/13-OCA-015B-11A0- KILIÇDAROĞLU SAKARYA’DA - CHP GENEL BAŞKANI KILIÇDAROĞLU:- "TÜRKİYE’NİN YOKSUL NÜFUSU YUNANİSTAN’IN NÜFUSUNU GEÇTİ"- "YOKSULLUĞUN OLDUĞU YERDE BARIŞ OLMAZ" (FOTOĞRAFLI) İBRAHİM ÇORBACI- RECAİ YÜKSEL SAKARYA (İHA) - Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye’nin yoksulluk sayısı Yunanistan’ın nüfusunu geçti. Bulgaristan’ın iki katı oldu. Yoksulluğun olduğu yerde barış olmaz" dedi CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Genel Başkan Yardımcıları Umut Oran ve İzzet Çetin ile birlikte Sakarya’ya geldi. Parti otobüsü ile Sakarya’ya gelen Kılıçdaroğlu ilk olarak Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası’nı ziyaret etti. Ticaret Odası’nda sanayici ve işadamlarına seslenen Kılıçdaroğlu, ülkenin en büyük sorununun işsizlik olduğunu belirterek, halka yayılmayan zenginleşmenin ülkenin sorunlarına çözüm olmayacağını söyledi. Türkiye’de yoksul sayısının hızla arttığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) rakamları açıklandı. Biz söylemiyoruz TÜİK söylüyor, yani devletin resmi organı söylüyor. 2008’den 2009’a Türkiye’de yoksul sayısı 818 bin kişi arttı. Bir ülkede ’kişi başına gelir arttı, ihracat patladı’ denecek, ’sanayi şöyle oldu, böyle oldu’ denecek, o zaman şu sorunun yanıtını hep beraber bulmak zorundayız. Madem ki durumumuz bu kadar iyi, niye yoksul sayısı bu kadar arttı?Yoksul sayımız 12 milyon 715 bine çıktı. Yunanistan nüfusundan daha fazla, Bulgaristan nüfusunun iki katı. Siz politikayı insan odaklı yapmazsanız bu sorunlarla her zaman karşılaşırsınız."Yoksulluğun arttığı yerde barış olmayacağını anlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Yoksulluğun arttığı yerde hapishanedeki insan sayısı artar. Örnek mi istiyorsunuz? 2002’de hapishanedeki insan sayısı 59 bin kişi, 2011 son rakam hapishanedeki tutuklu ve hükümlü sayısı 121 bin kişi. Yüzde 100 üzerinde artış göstermiş. Hapishanelerde aynı yatakta iki, üç kişi yatıyor. Hayatı sağlıklı sorgulamazsak gerçekleri bulamayız. Biz önce bizim insanımız kazansın derken ’beraber yaratalım, beraber kazanalım bizimfabrikalarımız kazansın’ diyoruz. Bizim sanayicimiz kazansın ona her türlü desteği verelim diyoruz, bizim amacımız bu."Türkiye’nin Avrupa’nın en büyük otobüs üretim merkezi olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Ama buna karşılık bazı belediyelerimiz Hollanda’dan tanesine 1 milyon 200 bin avro ödeyerek otobüs alıyor. Buna da örnek olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesini gösterebiliriz. Bu alımlarla Türkiye Hollanda’nın işsizlik sorununa çözüm üretiyor. Önce benim sanayicim kazanacak. Benim ülkemde üretiliyorsa ben bu malı alacağım. Benim amacım o olmalı. Ben başka ülkelerin ürününü alırsam benimsanayicim iflas eder. Bir sanayicinin iflas etmesi de milli servetin yok olması demektir." Sanayicinin ekonominin kamu görevlisi olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sanayici kendisi için çalışmaz, toplum için çalışır. Geldiğimiz noktada sanayiciye bunun için destek vermek zorundayız. Amacımız bu olmalı ama Türkiye bunlarla uğraşmıyor, bunları konuşmuyor. Üzülerek söylüyorum Türkiye o kadar eften püften şeylerle uğraşıyor ki bütün enerjisini buralara harcıyor. Vatandaşım sandığa giderken de niye sandığa gittiğini çok sağlıklı tahlil edemiyor. Çünkü politikacılar halkın kafasını iyice karıştırıyor. Doğruları halk görmesin diye her türlü numarayı çekiyor. Yanlış buradan başlıyor. Biz, üreten, çalışan Türkiye, istihdam yaratan sanayi istiyoruz. Onların başarılı olmasıiçin de her türlü çabayı göstermeye kararlıyız."Kılıçdaroğlu, hükümetin ihracat rakamlarını açıkladığını belirterek, şunları söyledi: "Hükümet yetkilileri ihracatın yüzde 6, ithalatın yüzde 35 arttığını söylüyor. İthalatın artması dışarıdan daha fazla mal alımı anlamına geliyor. Biz sıvı yağ ithal ediyoruz. Pamuk ithal ediyoruz ve son olarak kurbanlık ithal ettik. Türkiye eskiden Ortadoğu’nun et üretim merkeziydi. Ne oldu bize? Bu ayıp bize yeter, elimizi vicdanımıza koyup konuşacağız. Ben dertliyim çünkü derdimizi yeteri kadar anlatamıyoruz. Eğer buülkeyi seviyorsak, sorunları ve gerçekleri öğrenmek zorundayız. Sağlıklı sorgulamak zorundayız. Bu ülke kendi kendine yeten dünyadaki ender ülkelerden biriydi. Şimdi kendi kendine yetmiyor. Niye yetmiyor, neyimiz eksik? İnsanımız var, toprağımız, güneşimiz, insanımız her şeyimiz var. Eksik olan temiz siyaset." Siyasete hesap sormak için girdiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Siyasete halkın sesi olmak için girdim. Girerken de halka doğruları söyleyeceğimi vaat ettim. Yedi göbeğimizi araştırdılar ’bunda bir şey bulabilir miyiz’ diye. Çok şükür bir şeyimiz yok. Alnımız temiz, onun için rahat hesap soruyoruz. Ama ben isterim ki bu ülkede yurttaşın da hesap sorarken başına bir şey gelmesin. Demokrasi özgürce eleştiri getirilen ortamdır ve siyasetçinin de eleştiriyi hoşgörüyle kabul ettiği sistemdir" dedi. Soruları da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, kadınların siyasette daha fazla görev almalarını isteyerek, bütün kadınları siyasette mücadeleye davet etti. Yargının sorunları ile ilgili soruya da Kılıçdaroğlu, şöyle karşılık verdi: "Yargının sorunlarını biz çözeceğiz. Dışarıdan kimse gelip düzeltemeyecek. Mücadele edeceğiz. Ortak mücadele ederek sorunları çözeceğiz."SATSO Meclis Başkanı Engin Özkoç, Kılıçdaroğlu’na teşekkür plaketi verdi.