Kılıçdaroğlu: Sorunlarımızı uzlaşma kültürü ile çözebiliriz

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sorunların çözümünde uzlaşmanın önemine işaret etti. Bu konuda hükümeti eleştiren Kılı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sorunların çözümünde uzlaşmanın önemine işaret etti. Bu konuda hükümeti eleştiren Kılıçdaroğlu, "Uzlaşma kültürünü kendi ülkemizde yerleştirebilirsek, çok şey kazanmış oluruz." dedi.

Kılıçdaroğlu, CHP kampının yapıldığı Bolu Abant'ta, kaldığı otelin bahçesinde karda yürüyüş yaparken gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı.

Kılıçdaroğlu, kampta söz alan bazı milletvekillerinin başörtüsü konusunda eleştirilerinin olduğu yönündeki iddiaların sorulması üzerine bunun doğal olduğunu ifade etti. Milletvekillerinin bu konuda belli endişelerinin olduğunu bunların giderilmesini istediklerini anlatan Kılıçdaroğlu, üniversitelerde türbanlı öğrencilerin okumasına ilke olarak kimsenin karşı olmadığını ama sonuçta bunun bir mahalle baskısına dönüşerek başı açık kızların baskı altında kalmasını doğuracak bir sürecin endişesini taşıdıklarını dile getirdi.

Milletvekillerinden, bu konuda da partinin görüşlerini açıklaması gerektiğini anlattıklarını bildiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Bu konuda daha dikkatli bir tavır takınılmasını isteyen arkadaşlarımız var ve bu sadece milletvekili arkadaşlarımızda değil bu endişe, toplumun değişik kesimlerinde de dile getiriliyor. Oturalım konuşalım bu sorunu çözelim derken, özünde de bu yatıyor. Özgürlük tamam ama özgürlük herkes için olmalı. Özgürlük konusunda, başı açık bir kızla türban örten bir kız arasında bir ayrım yapmamalıyız. Birisinin diğerine baskı kurmaması gerekir. Bunun üzerinde duruldu, bu düşüncelerin hepsini saygıyla karşılayacağız."

"EĞİTİM ÖZGÜRLÜĞÜ VE DİĞER ÖZGÜRLÜKLER KISITLANMAMALI"

Bir gazetecinin "CHP 'üniversitede türbana karşı değil, ancak sınırlarının belirlenmesini istiyor' şeklinde ifade edilebilir mi? sözleri üzerine, Kılıçdaroğlu, ''Elbette, zaten görüşmenin, tartışmanın nedenini de bu oluşturuyor. Sayın Başbakan'ın bu konudaki düşüncelerini daha açık kamuoyuna aktarmasını isteriz. Biz 12 Eylül yasalarının getirdiği kısıtlamaların değiştirilmesini isterken aslında eğitim özgürlüğünün de, diğer özgürlüklerin de kısıtlanmaması gerektiğini söylüyoruz. İktidara yakın olanların yaptıkları bir eylemde hiçbir şey olmaz. Ama parasız eğitim isteyenler coplanır, ağızları kapatılırsa bu doğru olmaz. Çifte standarda siyasilerin karşı çıkması lazım. Bizim istediğimiz bu. Bunu ister türban bağlamında ister başka bir bağlamda ele alın, özgürlükse özgürlük, haklarsa haklar. Oturalım konuşalım, biz uygar insanlarız. Uygar insanların şu veya bu şekilde tartışmaktan, görüşmekten, masaya oturmaktan korkmamaları, çekinmemeleri gerekiyor. Ama benim algıladığım şu, iktidar kanadı sadece kendi karşılaştığı sorunları masaya getiriyor, getirilmesini istiyor. Diğer siyasi partilerin görüşleri varsa 'hayır bunları getirmeye gerek yok, erteleyelim, uzlaşmaysa buyurun gelin benim istediğim şekilde uzlaşalım...' diyor. Bu uzlaşma değil, dayatma mantığıdır. Demokrasilerde dayatma olmaz. Uzlaşma kültürünü kendi ülkemizde yerleştirebilirsek, çok şey kazanmış oluruz." cevabını verdi.

''Sizin türban konusunda kırmızı çizgileriniz sadece üniversiteyle sınırlı değil, kamuda hizmet verenler veya ilk ve orta öğretim düzeyinde de türbana kesinlikle karşısınız diyebilir miyiz?'' sorusuna ise Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle cevap verdi: "Bir hukuk devletinde zorunlu alanlar o alanlarda nelerin olduğu bellidir. İlköğretim, ortaöğretimde türban diye bir şey olmaz zaten. Orada devletin koyduğu kurallar vardır. O kurallara herkes uymak zorundadır. Oralarda zorunlu eğitim var biliyorsunuz. Kamuda da öyle konan kurallar vardır. Bir milletvekili TBMM Genel Kurul Salonu'na kravatsız girebiliyor mu? Hayır. Kuralı kim koydu, devlet dediğimiz kurumun kendisi koyuyor bu kuralları. Bu kurallara herkes uyacak. Bu, Papua Yeni Gine'de de böyledir, Angola'da da böyledir, İngiltere'de de böyledir. Devlet dediğiniz, bir kurumlar ve kurallar rejimidir, herkes uyacaktır. Buna uyulduğu zaman devlet dediğimiz kurum güçlü olur, saygınlık kazanır."

Kılıçdaroğlu, özgürlüğün bir kişinin her istediğini yapması anlamına gelmediğini, bunun devletin koyduğu kurallar, yasalar çerçevesinde insanlara tanınan hak ve yetkilerin kullanılması olduğunu hatırlattı.

Kılıçdaroğlu, kampların bundan sonra devam edip etmeyeceği yönündeki bir soru üzerine ise ''Milletvekilleri Toplantısı''nın geleneksel hale gelmesini istediklerini, bundan sonra toplantıları eşli olarak yapmayı düşündüklerini de söyledi.

"TEK TİP ASKERLİK KONUSUNDA BAŞBAKAN DOĞRUSUNU YAPTI"

Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin, ''Ankara'da tek tip, bedelli askerlik tartışması var. Başbakan bu konuda 'araştırma talimatı verdim' demiş, sizin bu konudaki görüşleriniz nedir?'' sorusunu ise askerliğin Türkiye'nin ihtiyaçlarına göre belirlendiğini, bu konudaki çalışmayı Genelkurmay Başkanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı'nın yaptığını hatırlattı.

Kılıçdaroğlu, ''Dolayısıyla politikacıların bu kadar teknik bir konuya 'şöyle olsun veya böyle olsun' demesi doğru değil. Bana göre Sayın Başbakan doğrusunu yapmış, konunun araştırılmasını istemiş. Eğer araştırma sonunda ülkenin de ihtiyacına göre uygun bir model çıkarsa o model elbette parlamentoya gelir. Ona göre sonlandırılır.'' cevabını verdi.

Öte yandan CHP kampının son gün toplantısı halen devam ediyor. Toplantının saat 16.00'da bitirilmesi planlanıyor.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile