Kırgızistan'da Okuyan Genç Dehşet Anlarını Anlattı

Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi 2. sınıf öğrencisi Utkucan Acarlar, Kırgızlar ile Özbekler arasında çıkan iç savaşın ardından kaldıkları yurttan hiç dışarı çıkmadıklarını belirterek, "Sağ salim Türkiye'ye geldim ancak Eylül'de gitmem gerekecek, nasıl gideceğim bilmiyorum" dedi.
Kırgızistan'ın güney bölgesinde 11 Haziran'dan bu yana devam eden çatışmalarda Kırgızistan'da okuyan Türk öğrenciler de zor anlar yaşadı. Özbek ile Kırgız gençleri arasında yaşanan vahşetten Dışişleri Bakanlığı'nın ayarladığı uçakla Türkiye'ye gelerek kurtulan gençler, yaşadıkları o anları anlattı. Yaklaşık 200 kişinin yakılarak öldürüldüğü ve binlerce kişinin yaralandığı olaylarda Türk gençleri, kaldıkları yurtlarda dışarı çıkmadan beklemek zorunda kaldı. Özellikle Oş ve Celalabad'da çok sayıda Özbek
asılı Kırgızistan vatandaşı ya öldürüldü ya da sürgüne zorlandı.
Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Rus Dili Edebiyatı 2. sınıf öğrencisi Utkucan Acarlar da, vahşetten kaçarak Türkiye'ye döndü. Acarlar, yaklaşık 1 hafta önce olayların başladığını ve yüzlerce kişinin öldüğünü, binlerce kişinin de yaralandığını söyledi. Kırgızistan'da yaşanan olayların bir etnik çatışma olduğunu belirten Acarlar, "Biz olaylar başladığında okulun yurduna çekilerek hiç dışarı çıkmadık. Kendimize yiyecek depoladık ve hiç dışarı çıkmadık. Çünkü dışarıda neyle karşılaşacağımızı
bilmiyorduk. Bu nedenle uçağımız hazırlanana kadar yurtta kaldık. Olaylar başladıktan sonra ailemizle bir süre irtibat kuramadık. Bu nedenle onlar da televizyondan izledikleri haberlerden sonra çok endişelendi. Ama ülkeme sağ salim döndüm" dedi.
Acarlar, Kırgızistan'da zaman zaman Özbekler ile Kırgızlar arasında bu tür olayların yaşandığını, bu nedenle kendisinin Türkiye'deki bir üniversiteye geçiş yapmak istediğini ifade ederek, "Geçiş yapamazsam mecbur iç savaş olsa da Eylül ayında gitmek zorunda kalacağım. Eğitim için savaşta olsa gideceğim. Ama geçiş yaparsam burada kalacağım" diye konuştu.
Baba Kadir Acarlar ise, Kırgızistan'da olaylar çıktıktan sonra oğlundan haber alamadıklarını anlatarak, "Oğlumdan haber alamayınca deyim yerindeyse dokuz doğurduk. Telefonla, internetle bile oğluma ulaşamadım. Bir iki gün sonra ulaştığımda ise yurtta kaldıklarını söyledi. Yiyecekleri depoladıklarını söyleyince yine endişelendim. Ve oğlumu hemen oradan getirme çabası içine girdim. Ancak oğlum sağ salim yanımda. Şimdi çok mutluyum" dedi.
Buruk bir mutluluk yaşadıklarını, oğlunun Eylül ayında tekrar Kırgızistan'a gitmek zorunda olduğunu söyleyen Acarlar, şunları kaydetti:
"Kırgızistan'da okuyan öğrencilerin can güvenliği yok. Aralıklarla ülkede iç savaş çıkıyor. Bu nedenle büyüklerimizin burada okuyan öğrencilere bir çare üretmesini bekliyoruz. Ben oğlumu mecbur göndereceğim ama içim rahat değil."
(FK-VŞ-CC-Y)