KKTC  halkının gözü Türkiye'de

KKTC halkının gözü Türkiye'de

18 Nisan'da KKTC'de yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimleri konusunda Kıbrıs halkı Türkiye'nin hangi adaya destek verdiğinin çok önemli olduğu konusunda hem fikir.

KKTC halkı, 18 Nisan'daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Türkiye'nin hangi adaya destek verdiğinin çok önemli olduğu konusunda hem fikir. Ancak;
"Ankara kimi isterse o kazanır" diyor, Akıncılar köyünde Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın konuşmasını uzaktan izleyen bir Kıbrıslı. Yaşının 80’e yaklaştığını ve adının Kemal olduğunu söylüyor. Teybi açtığımız zaman ise soyadını vermekten çekiniyor.

"Ankara da çözüm istiyor, Talat da. O yüzden oyum Talat'a" diyor. Kendisinin bugüne kadar hep Denktaş’a ya da haleflerine oy verdiğini söyleyen Kemal Amca, ilk defa Talat’a oy verecek.

Kemal amca, eski adı Lurucina, yeni adı Akıncılar olan bu köyde doğmuş ve hayatının büyük bir bölümünü de burada geçirmiş.

Akıncılar, Kıbrıs'ın en ilginç köylerinden biri. Zira, burası Kuzey Kıbrıs'ın en güney ucu. Köye giderken sağlı, sollu geniş araziler dikkatimizi çekiyor. Etrafında başka bir yerleşim yeri yok. Yol üzerinde terk edilmiş ve kaderine bırakılmış yerleşim birimleri görülüyor.

“AMACIMIZ TÜRK ASKERİNİ GETİRMEKTİ”


Türk askeri barikatlarının yer aldığı yol üzerinde Kuzey ile Güney arasındaki sınırın daraldığı, güneye doğru adeta bir dil gibi uzanan bir koridordan geçiyoruz. Biraz dikkatli bakınca uzakta Güney'le çekilen sınırı görmek mümkün.

Lefkoşa'ya 20-25 dakika uzaklıktaki bu köyün stratejik önemi büyük. 1950'lerin sonunda başlayan ve 1974'e kadar aralıklarla devam eden savaşlarda ciddi bir direniş göstermiş. Yol üzerinde başka bir yerleşim olmadığından eğer aşırı Rum milliyetçi güçleri bu köyü geçmiş olsaydı Lefkoşa'ya kadar hiçbir direnişle karşılaşmayacaktı.

Kemal Amca, 11 yıl köydeki mücahitlerin liderliğini yaptığını söylüyor: "Rumlar köyü abluka altına aldı. Biz haftalarca direndik. Amacımız Türk askerini buraya çekmek ve onlar gelene kadar da savaşmaktı. Amacımıza ulaştık."

Köyde birkaç bine yakın olan nüfusun büyük bir bölümü, 1974'ten sonra İngiltere'ye göç etmiş. Bugün köyde 300 civarı kişi yaşıyor. "Biz gitmedik, direndik burada. Bırakmayız buraları" diye anlatıyor köyün büyüklerinden bir teyze. Yine teybi açınca adını vermekten kaçınıyor.

GÜNEYDE BİZİM ÜLKEMİZ, DEĞİL Mİ?

Büyük çoğunluğu Rumca biliyor. Sohbet ederken, bir başka teyze araya giriyor. 64 yaşında olduğunu söylüyor ve ekliyor: "Ben hayatım boyunca savaş gördüm. Artık barış istiyorum."

Teyzeye güneye hiç geçip geçmediğini soruyoruz. İlginç ve beklemedik bir yanıt alıyoruz: "Evet geçiyorum. Neden geçmeyeyim. Orası da bizim ülkemiz, toprağımız değil mi? Ama bu köyü asla bırakmam."

Bu küçük köydeki oyların yüzde 60-70'ini Talat'ın alması bekleniyor. Cumhurbaşkanı, genel olarak birleşmeyi destekleyen genç kesimin oylarını topluyor. Ancak bu durum, Akıncılar'da farklı. Genellikle eski kuşak Talat'a oy vereceğini söylüyor.

Köy kahvesinin önünde Talat konuşurken, arkalarda bir yerlerde gözümüze turuncu, üzerinde Başbakan Derviş Eroğlu'nun adının yazılı olduğu şapka takmış, 19-20 yaşlarında bir genç ilişiyor. Gazeteci olduğumuzu söyleyince konuşmak istemiyor ve uzaklaşıyor.

TÜRKİYE KKTC’YE SAHİP ÇIKAR

Akıncılar'a yakın bir başka köye doğru yola çıkıyoruz. Dilekkaya köyüne girişte hemen farklılık gözümüze çarpıyor. Bizi Ulusal Birlik Partisi (UBP) ve lideri Eroğlu'nun posterleri karşılıyor.

Bakkalın önünde oturan bir grubun yanına gidiyoruz. Köyün sakinlerinden Ahmet Süleymanoğlu, oyunu Eroğlu'na vereceğini söylüyor ve sebebini açıklıyor: "Talat'a inanmıyorum. Rumlar, ülkemizi elimizden alacaklar. Talat, Ankara'nın onu desteklediğini sanıyor ama Türkiye KKTC'nin yok edilmesine izin vermez. O yüzden oyum Eroğlu'na."

Seçimlerde öne çıkan her iki adayın da destekçileri, belki Türkiye'den geldiğimizi söylediğimiz için belki de gerçekten öyle hissettikleri için Ankara'nın oy verecekleri ismi desteklediğini düşünüyor.

Lefkoşa'ya bağlı Değirmenlik kasabasına geçiyoruz. UBP'nin seçim bürolarından birine giriyoruz. Hüseyin Paşa, Eroğlu'nun en sıkı destekçilerinden birisi. Sağ partilerden 16 yıl boyunca yani dört dönem kasabanın belediye başkanlığını yapmış.

Paşa anlatıyor: "Türkiye'nin garantörlüğü olmazsa olmaz. Kıbrıslı Rumlardan daha ırkçı bir millet yok. Sırplardan bile beterler. Çözüm dedikleri şey olursa, Türkiye olmazsa bizi kim koruyacak?"

Bu sefer soruyoruz, "Peki Talat seçilirse ve adada federasyona dayalı bir çözüm olursa ne yaparsınız?" Paşa'nın yanıtı oldukça ilginç: "Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşıyım. Yani AB vatandaşıyım. Durmam buralarda, tası tarağı, çoluğu çocuğu toplayıp İngiltere'ye giderim."

KKTC'de seçmenler, Türkiye'yi adeta paylaşamıyor. Adaylar ise özellikle "ne Yunanistan ne Türkiye, tam bağımsız Kıbrıs" görüşünü savunan sol kesimi tedirgin etmemek için Türkiye'nin desteği konusunda net bir tavır ortaya koymuyor. Türkiye ise sessizliğini koruyor ve herhangi bir adaya açık destek vermekten kaçınıyor.


Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile