'Kocaeli'de 180 Kilometrelik Antik Yol Tespit Edildi'

KOÜ Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Çalık Ross: 'Kocaeli ili ve ilçeleri arkeolojik yüzey araştırmaları çerçevesinde şu ana kadar toplamda 180 kilometrelik antik yol harita üzerine işlenerek Kültür ve Turizm Bakanlığı'na rapor edilmiş ve bu yolların geçtiği birçok yer sit alanı olarak teklif edilmiştir'

Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Çalık Ross, "Kocaeli ili ve ilçeleri arkeolojik yüzey araştırmaları çerçevesinde şu ana kadar toplamda 180 kilometrelik antik yol harita üzerine işlenerek Kültür ve Turizm Bakanlığı'na rapor edilmiş ve bu yolların geçtiği birçok yer sit alanı olarak teklif edilmiştir." dedi.

Başiskele ilçesinde bir otelde düzenlenen Uluslararası Orhan Gazi ve Kocaeli Tarihi-Kültürü Sempozyumu'nda "Kocaeli Tarihi Coğrafyasına Kocaeli Yüzey Araştırmalarının Katkısı" başlıklı tebliğ sunan Ross, KOÜ Arkeoloji Bölümü ve üniversitenin ilgili birimlerinin katkılarıyla 2005 yılından beri "Kocaeli İli ve İlçeleri Arkeolojik Yüzey Araştırmaları" çalışması yürütüldüğünü söyledi.

Kocaeli'nin konumu itibarıyla dünyada ender bir coğrafyaya sahip olduğunu belirten Ross, kentin Avrupa ve Asya arasındaki ana yol güzergahını deniz aşırı ülkelere ulaştıran İzmit Körfezi'nde konumlanmış güvenli limanıyla hem antik hem de modern dünyada nadir bir örnek olduğunu kaydetti.

Ross, 2005'ten beri yapılan arkeolojik yüzey araştırmalarının, bölgenin paleocoğrafyası ve özellikle ilk çağ coğrafyası hakkında birçok yeni bulgu ve buluntu ortaya çıkardığını dile getirerek, "Merkezimizde antik Nikomedia var. Antik Nikomedia Anadolu'nun tek Doğu Roma başkenti. Stratejik olarak Türkiye topraklarının üzerinde boğazlar ve Kilikya kapıları ne kadar önemliyse bir antik kent olarak da coğrafi konumu nedeniyle bence Türkiye'deki bir numaralı antik kenttir çünkü antik dünyanın en güvenli limanı, Büyük Roma İmparatorluğu'nun en güvenli limanı." diye konuştu.

Türk Donanmasının İzmit Körfezi'nde konuşlandığı düşünüldüğünde antik kentin bugün hala önemini sürdürdüğünün görüleceğini vurgulayan Ross, yaptıkları arkeolojik yüzey araştırmaları sırasında bölgenin prehistorik dönemlerden beri kesintisiz bir ilgi gördüğünü tespit ettiklerini vurguladı.

Prof. Dr. Ayşe Çalık Ross, 2005-2017 dönemini kapsayan arkeolojik yüzey araştırmaları sırasında elde ettikleri bulgu ve buluntulara ilişkin bilgi vererek, "Prehistorik dönemlere ait elimizde somut olarak 157 veri var. 41 yerleşim yeri, 25 nekropol, 81 tümülüs, çoğu Roma dönemine ait 6 taş ocağı, 7 işlik ve atölye, 15 kilise, bin 555 mimari parça, yaklaşık 10 bin seramik parça, 46 sikke, 17 heykeltraşlık eseri, 79 metal eser kaydettik." ifadelerini kullandı.

- "En büyük tahripçi defineciler"

Avrupa'ya giden ana yol güzergahında yer aldığı için prehistorik dönemin Nikomedia için oldukça önemli olduğunu vurgulayan Ross, "İnsanoğlu'nun Asya'dan Avrupa'ya seyahati sırasında bıraktığı ve milattan önce 30000 ile 5500 yılları arasında oluştuğunu düşündüğümüz izlerini bulduk. Yine, milattan önce 450000'lere tarihlendirilen eserler bulundu." şeklinde konuştu.

Ross, Avrupa ile Asya arasındaki hem askeri hem ticari bütün yolların Nikomedia'dan geçtiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"İnsanın kullanımında olan her türlü yolların burada olduğunu düşünürsek, yollar açısından da çok önemli. Bu yollar vadi ve derelerden geçerken köprüler olmak zorunda ve o yollar üzerinde köprülerin en erkenini milattan sonra 1. yüzyıla tarihlendirebileceğimiz şekilde yollar üzerinde bulduk. Kocaeli ili ve ilçeleri arkeolojik yüzey araştırmaları çerçevesinde şu ana kadar toplamda 180 kilometrelik antik yol harita üzerine işlenerek Kültür ve Turizm Bakanlığı'na rapor edilmiş ve bu yolların geçtiği birçok yer sit alanı olarak teklif edilmiştir."

Söz konusu yollar üzerinde aralarında Roma döneminden kalma olanların da yer aldığı 15'in üzerinde köprü bulduklarını aktaran Ross, bu köprülerin en büyük tahripçisinin defineciler olduğunu bildirdi.

Prof. Dr. Ross, Bronz Çağ'dan Osmanlı dönemine kadar tespit ettikleri yerleşim yerleri olduğunu vurgulayarak, "Sanayi bölgesi olan bir yerde yerleşim yeri bulmak oldukça zor ama daha çok köylerde elimizdeki veriler bizi güzel sonuçlara yönlendirebiliyor. Elimizde milattan önce 2. yüzyıla, milattan sonra da 2. ve 3. yüzyıla tarihlendirebileceğimiz yerleşim yerleri var. Bunlar çok önemli." ifadelerini kullandı.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile