AK Parti İlçe Başkanları Toplantısı İl Başkanlığı Toplantı Salonu’nda gerçekleşti. İl Başkanı Fuat Köktaş başkanlığında gerçekleşen toplantıya il yönetimi, ilçe başkanları, kadın kolları başkanları ve gençlik kolları başkanları katıldı.
Toplantının basına açık olan bölümünde konuşan İl Başkanı Fuat Köktaş, Türkiye’nin ve Samsun’un gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
27 Mayıs darbesinin Türk siyasi tarihinde kara bir leke olarak anılacağını belirten AK Parti Samsun İl Başkanı Fuat Köktaş, “AK Parti iktidara geldiği ilk günden beri siyasetin üzerinde duran korkulara, unsurlara, müdahalelere asla geçit vermedi ve bundan sonra da vermeyecektir. Hatta AK Parti geçmişte bu tip müdahalelerle yüzleşmiş ve devlet olarak sorumluluğunu yerine getirmiştir. O müdahalelerden hesap sorularak bundan sonra yapılacak olan müdahalelerin de önünü açmış olduk. İşte bugün de cesaretle o müdahalelerle yüzleşiyoruz. Bugün Türk siyasi tarihi açısından kara bir leke olarak anılan tarihlerden biri olan 27 Mayıs Darbesi'nin yıl dönümü. 3 tane önemli devlet adamımızın ve siyaset adamımızın idamıyla sonuçlanan bir darbe girişimidir. Üzerinden 53 yıl geçen bir darbe sürecini bugün kara leke olarak taşıyoruz. O gün halkın 3 kez üst üste oylarıyla iktidara gelen meşru hükümete darbe yapılarak sudan bahaneler üretilerek 17 Eylül 1961 yılında 3 tane çok önemli siyasetçimiz Başbakan merhum Adnan Menderes, Bakanlarından Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu idam edilerek siyasi tarihimize kara leke olarak sürülmüştür. O günden beri ülkemiz darbelerle demokrasi kesintiye uğramış ve ülkemizin kalkınmasının önü kesilmiştir. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın verdiği demokrasi mücadelesi ile darbeler dönemi bir daha açılmamak üzere tarihin derin sayfalarına gömmüştür” dedi.
ÇÖZÜM SÜRECİNE SAHİP ÇIKIYORUZ
Geleceği inşa etme şartının ekonomik ve siyasi iktidardan geçtiğini unutmayacaklarını ifade eden Köktaş, “Hükümetimizin başlatmış olduğu çözüm süreci de geleceğimiz için atılan en büyük adımdır. Huzuru arttırmak, bu kanın akmasını engellemek, toplumumuzun daha huzurlu bir şekilde yaşaması adına atılan bu adımı almak için sürece başladık. Ekonomide ki sorun da, demokrasideki sorun da tek başına bir anlam ifade etmez. Mutlaka ve mutlaka bunun içerisi demokrasi ile doldurulmalıdır. Bunun için sorunların ortadan kalkmasının en önemli anahtarı da güçlü hükümetlerdir. Hükümetiniz güçlü olursa, ülkede siyasi iktidar olursa sorunları çözer. Çok önemli bir süreçten geçiyoruz. Çözüm sürecinden geçiyoruz. Buna bazısı ‘açılım süreci ve demokratikleşme süreci’ diyor. Asla bunların hiçbirine biz katılmıyoruz. Bu çözüm sürecidir. Ortada bir olay, bir durum vardır. Bunun çözülmesi gerektiğine inandığımız için bunu Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan çözüm süreci olarak değerlendirmiş ve olaya bu şekilde bakarak, 'benim siyasi hayatıma mal olsa dahi bu sorunu çözeceğiz' diye kendini taahhüt altına koymuştur. Biz de buna sonuna kadar sahip çıkıyoruz ve sahip çıkmalarımızın gerekçelerinin başında şunu görüyoruz. Terör, ülkemizde başladığı günden bugüne kadar 40 bin vatandaşımızı toprağa verdik. 40 bin analar, babalar ağladı, çocuklar öksüz, eşler dul kaldılar. Yine 350 milyar dolar bu ülkenin parası heba oldu. Terörle mücadele kapsamında heba oldu. Bugün 152 milyar dolara dayanan ihracat hacmimizden konuşuyoruz ve gurur duyuyoruz. Biz 350 milyar doları bu sebeple havaya atmışız. Enerjimizi, birikimimizi vermişiz. İnsanlarımızı kaybetmişiz. 'Bunu niye çözüyorsunuz, kime ne söz verdiniz, kime ne taahhüt verdiniz’ diyenler var. Başbakanımız bugüne kadar yapmış olduğu icraatların hiçbirinde kimseye bir taahhüt vermiş değil. Bundan sonra da vermeyecektir. Her şey, Başbakanın bilgisi ve idaresi noktasında gelişmiştir ve gelişmeye de devam edecektir. İnşallah çözüm süreciyle terör belasından kurtulduğumuzda hükümetimiz, ülkemizin yapmış olduğu altyapıyla ayağa tekrar kaldıracak, yeniden bir şahlanış olacak ve 2023, 2051 ve 2071 hedeflerine biz hep birlikte ulaşacağız” diye konuştu.
BAŞKANLIK SİSTEMİ TÜRK DEMOKRASİSİNİ İSTİKRARA KAVUŞTURACAK
Başkanlık sistemini desteklediklerini belirten Köktaş, “AK Parti iktidarı bundan 10.5 yıl önce yakalamış olduğu güçlü iktidarı ve siyasi istikrarı ile bu sorunların üzerinde bir bir gitmiş ve bugün birçok hükümetlerin el atmaya cesaret edemediği söylemeye korktuğu sorunlar ülkemizin gündeminden kalmış ya da kalkmak üzeredir. Fakat kalıcı adımları yeni anayasamız ile atmak zorundayız. Hükümetler en çok zorluklarını koalisyon hükümetleri döneminde yaşamıştır. Koalisyon hükümeti bakanlıkların parçalandığı, bölündüğü, paylaşıldığı yönetim şekilleridir. Burada bir uyumun, huzurun, birlikte çalışmanın mümkün olmadığını biz geçmiş koalisyon hükümetlerinde gördük. Siyasi istikrarı yakalayıp eğer geçmişteki bu koalisyon hükümetlerine dönmek istemiyorsak AK Parti iktidarının gündeme getirmiş olduğu başkanlık sistemi de bunu ortadan kaldıracak ve Türk demokrasisini istikrara kavuşacağını biz savunanlardan ve iddia edenlerdeniz. Bazıları diyor ki, ‘başkanlık sisteminde parlamento yoktur.’ Başkanlık sisteminde parlamento vardır. Başkanlık sisteminde parlamento direkt olarak halka hesap verir, halk tarafından seçilir. Halk başkanını seçer, başkan hükümetini kurar. Dolayısıyla parlamento halka karşı sorumludur. Hükümet parlamentoya karşı sorumludur. Aslında en iyi denetim mekanizması bu sistemde olduğunu da uygulanmakta olan birçok ülkede görmekteyiz” şeklinde konuştu.
IMF’YE BORCUMUZU KAPATTIK
Koalisyon hükümetinden kalan 23.5 milyar dolarlık IMF borçlarını kapattıklarının altını çizen Köktaş, “Ülkemizde siyasete alternatif olamayanlar, siyaset üretemeyenler, partilerini iktidara taşıyacak projeleri hayata geçiremeyenler AK Parti iktidarını ‘yapamadıklar’ diye eleştirmeye kalkmaktadırlar. Bunu dış politikada, iç politikada, eğitimde, sağlıkta görüyoruz. Ülkemizi en son idare eden ve hükümeti 1999 tarihinde devralan Demokratik Sol Parti (DSP), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve Anavatan Partisi (ANAP) iktidarları ülkemizi 400 milyon dolar IMF’ye borçla devralıp, 3 Kasım 2002 tarihinde yeni hükümete devrettiklerinde IMF’ye olan borç da 23.5 milyar dolara çıkarttılar. Dolayısıyla bizim hükümetimiz geldi hemen borçlarını yapılandırdı ve 14 Mayıs 2013 tarihinde IMF’ye olan borcumuzu kapattık” açıklamasında bulundu
MİLLETİN HESABI HERŞEYİN HESABININ ÜZERİNDEDİR
AK Parti hükümetin döneminde yapılan çalışmaları anlatan Köktaş, “2007-2009 yılları arasında 404 bin 761 engellimize ayda 750 TL’den maaş bağladık. Bu aile fertlerimizden de bakımı üstlenen kişiye şartlar uyduğu takdirde bu aylık bağlanmaktadır. Bizden öncesi hükümetlerde tarımdan yapılan ihracatın Türkiye’ye girdisi toplamda 24 milyar dolar iken, AK Parti iktidarı döneminde 62.5 milyar dolara yükselmiştir. Tarımın geriye gittiğini söyleyenler bu rakamları okumaktan bihaberler. Koalisyon dönemine ait genel başkanlardan bir tanesi çok güzel iktidar hesapları yaparak matematiksel hesaplar yapıyor ama maalesef matematiksel hesaplar sandıkta tutmuyor. Çünkü milletin hesabı her şeyin hesabının üzerindedir. Biz onun için milletimiz ile birlikte milletimiz için siyaset yapıyoruz. Milletimizin onaylamadığı ve kabul etmediği hiçbir icrada bugüne kadar imza atmadık” ifadelerini kullandı.
Köktaş sözlerini şöyle tamamladı: “Biz teşkilatlarımız ve ilçe başkanlarımız ile kademe toplantılarımızı sık sık yapan bir partiyiz. Onun için Samsun’daki 17 ilçe belediye başkanlığı ve 1 Büyükşehir Belediyesi Başkanlıklarını AK Parti’li yapma hedefindeyiz. Hem 2014 yerel seçimler, 2014 cumhurbaşkanlığı seçimlerine hem de 2015 yılında yapılacak olan genel seçimlere en iyi şekilde hazırlanırken, yaz aylarımızı da milletimize faydalı işler yaparak geçirmeyi kendimize prensip ettik.”
Köktaş: “27 Mayıs Darbesi Tarihe Kara Bir Leke Olarak Geçti”
AK Parti Samsun İl Başkanı Fuat Köktaş, 27 Mayıs darbesinin Türk siyasi tarihinde kara bir leke olarak anılacağını söyledi.