19. Dünya İşletmecilik Kongresi, KTO-Karatay Üniversitesi'nin ev sahipliğinde Konya'da başladı. Kongrede konuşan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu para ticaretinin yolsuzluk ve yoksulluk, mal ticaretinin ise refah ve zenginlik getireceğini belirtirken, Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, "Şu an hale kriz öncesi seviyenin gerisindeyiz ama 2010 yılında bu seviyenin üzerine çıkılacağına inanıyorum" dedi.
Dedeman Otel'de düzenlenen kongreye Merkez Bankası (MB) Başkanı Durmuş yılmaz, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Konya Valisi Aydın Nezih Doğan, Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, KTO-Karatay Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Babaoğlu, KTO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Üzülmez, akademisyenler ve davetliler katıldı. Toplantıda konuşan KTO Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Üzülmez, bu yıl eğitime başlayacak olan KTO-Karatay Üniversitesi'nin eğitime başlamadan
uluslararası bir kongreyle hizmete başlamasının kendilerini mutlu ettiğini belirterek, "Gelenekselleşmiş olan bu kongrenin özellikle sanayileşmiş, tarımsal faaliyetleri gelişmiş ve üniversiteler şehri olan kentimizde yapılması ayrıca önemlidir. Küresel krizden çıkıp çıkılmadığının tartışıldığı bugünlerde 19. Dünya İşletmecilik Kongresi'nin düzenlenmesi ekonomik bakımdan anlamlıdır. Özellikle bu yılki kongre konusunun ekonomik krizle ilgili kritik konular olması ve konuşulacak konuların geleceğe dönük
irdelenmesi ise kongreye iş dünyasının ilgisini artırdı. Akademik dünya ile iş dünyasının buluşmasını sağlayan ve küresel değişmeler ile eğilimlerin yakın takibine imkan veren 19. Dünya İşletmecilik Kongresi'nin tüm katılımcılara, Konya'mıza ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum" dedi.
Daha sonra kürsüye gelen TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, değişimin en hızlı olduğu dönemde değişimi yönetebilenlerin ayakta kalabileceğini belirterek, "Belirsizliklerin üst düzeye çıktığı bir dönemi yaşıyoruz. Bu dönemde üniversitelerin tek bir vazifesi olması lazım; öğrenmeyi öğretmek. Çünkü bizlerin üniversitede öğrendiğimiz her bilgi şu an yıkılmış durumda. Bilginin bu kadar hızlı değiştiği bir dönemdeyiz. Dünyanın öbür ucunda yaşanan bir gelişme saniyesinde bilgisayarımıza geliyor. Bu nedenle
üniversiteler gençlere öğrenmeyi nasıl öğreneceğini öğretmelidir. Geçen günlerde Başbakan sayın Erdoğan ve sayın Merkel'le katıldığımız bir toplantıda sayın Merkel, üniversite mezunu 35 yaşındakilere ikinci bir eğitim vermeyi düşündüklerini dile getirmişti. Böyle bir ortamda bütün değişimleri sıkı takip ediyor olmamız gerek" diye konuştu.
Ekonomideki gelişmelerin önceden kolay tahmin edilemediğini de dile getiren Hisarcıklıoğlu, "Son 20 yılda iktisatçılar, meydana gelen 60 krizin sadece 4'ünü bir yıl öncesinden tahmin edebildi. Her kriz bizim için bir derstir. İlk alınması gereken ders, bir arabanın sadece gaza basılarak sürülemeyeceğidir. Küresel bazda mal ticaret hacmi 40 milyar dolarken, para ticareti hacmi 4 trilyon dolar olarak gerçekleşti. Yani ekonomi üretimden değil paradan para kazanır bir hale gelmişti. Son ekonomik krizle bu
balon patladı. Yaşananlar, üretmek yerine paradan para kazanılma anlayışının yanlışlığını tüm dünyaya gösterdi. Acilen kontrolsüz küreselleşme ve kapitalizmi terbiye etmeye yönelik kurallı, adil ve rekabete dayalı piyasa ekonomisine geçme dönemidir. Para ticareti yolsuzluk ve yoksulluk, mal ticareti ise refah ve zenginlik getirir. Bütün iktisatçıların bu alana yönelmesi lazım. Bu kriz bütün dünyaya bunu gösterdi" şeklinde konuştu.
TÜRKİYE KÜRESEL BİR GÜÇ HALİNE GELİYOR
Türkiye'nin gelişen ekonomisiyle bölgesinin en güçlü ülkesi haline geldiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, "Ülkemiz gelecekte büyük bir küresel güç haline de gelecektir. Hedefimiz 2023 yılında en büyük ilk 10 ekonomi arasına girmektir. Biz TOBB olarak bu hedefi 2002 yılında ortaya koymuştuk. Bugün Türkiye'nin bunu hedef olarak belirlemesi bizi sevindiriyor. Buna dayanarak özel sektöre dayalı büyüme sürecini gerçekleştirmek için KOBİ'lerin oluşturduğu özel sektörü, profesyonel bir yönetim anlayışla
tanıştırmak zorundayız" dedi.
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz ise, Türkiye'nin yaşanan küresel krizden diğer Avrupa ülkeleri kadar etkilenmediğini belirterek, "Ekonomimiz 2001 yılından bu yana gerçekleştirdiği yapısal dönüşümle geçmişte yaşanan krizlerin aksine bu krize önemli bir direnç göstermiştir. Bu direncin nedenleri arasında dalgalı kur rejiminin sağladığı esneklik, bankacılık sektöründeki sağlam yapı, kriz öncesi ve sonrası alınan uygulanan dengeleyici para politikası ve mali disiplinin kamu maliyesine verdiği hareket
alanı ön planda yer almaktadır. Krizin etkilerinin azalmaya başlamasıyla birlikte ülkemizdeki toparlanma, küresel güçlere göre daha erken ve kuvvetli bir biçimde yaşanıyor. 2009'dan bu yana Gayri Safi Milli Hasıla'da yüzde 11, sanayi üretiminde yüzde 21 oranında bir artış yaşanmış, işsizlik oranında da 3 puanlık bir düşüş yaşanmıştır. Şu an hale kriz öncesi seviyenin gerisindeyiz ama 2010 yılında bu seviyenin üzerine çıkılacağına inanıyorum" diye konuştu.
(MÇ-FM-CC-E)
Konya'da 19. Dünya İşletmecilik Kongresi
19