Koruyucu Aile Oldular, Kalplerini Dörde Böldüler

HARUN KAYMAZ - Bilecik'in Bozüyük ilçesinde yaşayan 2 çocuklu Hayrettin ve Servet Poyraz çifti, 9 yıl önce koruyucu ailesi oldukları iki kız kardeşi de büyütüp hayata hazırladı.

Kalplerindeki sevgiyi dörde bölen, koruyucu ailesi oldukları iki kızı kendi çocuklarından ayırt etmeyen çift, okutup büyüttükleri kızlarının üniversiteli olmasının sevincini yaşıyor.

Bozüyük ilçesinde çocuk giyim mağazası bulunan 45 yaşındaki Servet Poyraz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, koruyucu aile olmak için 9 yıl önce eşiyle radikal bir karar alarak, kızı Rana'nın sınıf arkadaşı olan ve Kız Yetiştirme Yurdu'nda kalan Tülay'ın koruyucu ailesi olmak için girişimlerde bulunduklarını söyledi.

- Önce Tülay'ı sonra ablasını aldılar

Yurt müdürü ile tanışmaları nedeniyle sürekli yurttaki çocuklarını ziyaret ettiklerini anlatan Poyraz, şu ifadeleri kullandı:

"Oradaki kızlarla hep bir aradaydık ama Rana'nın kendi sınıfında Tülay olduğu için onun koruyucu ailesi olmak istedik. Koruyucu aile olarak onu aldık ama ablası Gülay da vardı. Onu da istedik baştan olmadı, daha sonra verdiler. İkisini de çok seviyoruz aynı kendi çocuklarım gibiler. Kendi kızıma bir şey yapmak istediğimde onlara da yapmak istiyorum. Onlar bizi seviyor biz onları seviyoruz. Tüm alilere tavsiye ediyorum. Oğlum onları ablası olarak görüyor, 3 ablası var. Onların paraya değil sevgiye ev ortamına birlikte olmaya ihtiyaçları var."

- "Soğan doğra, dedim duygulandı"

Aile olmanın önemine değinen Poyraz, şöyle devam etti:

"Kızlarım yine bir gün bize gelmişlerdi. Ben, 'Kızım Gülay, soğanı doğra' dedim. Gülay, 'O kadar çok heyecanlandım ki soğanı doğrarken' dedi. Bu bile onun için mutluluk verici bir şey. Devletimiz onlara o kadar güzel bakıyor ki ben kızıma iki kıyafet alırken devlet onlara 10 tane alıyordu. Sadece sevginizi verip ilgileneceksiniz, onlar bizim canımız ciğerimiz çok seviyoruz onları."

- İlk başta kıskandı

Şeyh Edebali Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü mezunu Rana Poyraz da ilk başlarda kıskançlık yaşadığını anlatarak şunları söyledi:

"Tülay ve Gülay ile lisede tanıştım. Lise birinci sınıftan beri benim sınıf arkadaşımdı Tülay. Ara sıra yurda annem ile gelip gidiyorduk. Onları kardeşim olarak benimsedim. İlk zamanlar biraz çekincem vardı, 'Acaba nasıl olur, zorluk yaşar mıyız?' diyordum. Bizim eve girmeye başladıklarında bir aile olduğumuzu, yuvanın sıcaklığına, sevgisine ihtiyaçları olduğunu gördüm. Sorun yaşamadık kardeş gibi devam ettik. Ara sıra ufak tefek kavgalarımız oldu ama tatlıya bağlandı. İlk başlarda kıskançlık oldu şimdi kalmadı. Muğla'da tatildeler, telefonla konuşuyoruz."

- Emine Erdoğan öncülüğünde

Bozüyük Belediye Başkanı Fatih Bakıcı'nın eşi ve Servet Poyraz'ın kardeşi Emine Bakıcı da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın öncülüğünde ilçede koruyucu aile konusunda bilgilendirmeler yaptıklarını vurgulayarak "Biz de koruyucu ailelerimize destek olmaya çalışıyoruz elimizden geldiğince. Bu konuda maalesef tedirginlikle bakıyor insanlar. Biz bunu nasıl aza indirebiliriz, nasıl insanları koruyucu aile olmaya yönlendirebiliriz anlatmaya çalışıyoruz. Ablam bunun en güzel örneği. 9 senedir koruyucu aile. Ben de kızların teyzeleriyim. Elimden geldiğince destek olmaya çalışıyorum." dedi.

- Her gün görüntülü konuşuyorlar

Pamukkale Üniversitesi siyaset ve kamu yönetimi bölümü mezunu Gülay Güvenç ile bu yıl Pamukkale Üniversitesi okul öncesi öğretmenliği bölümünden mezun olacak Tülay Güvenç, her gün anne ve kız kardeşleriyle telefonla görüşüyor. Muğla'dan telefonla görüntülü aradıkları anne, kız kardeş ve teyzelerine sevgilerini gösteren iki kardeş, "Bu zamana kadar iyi ki yanımızda oldunuz, iyi ki varsınız. Sizi çok seviyor ve öpüyoruz." dedi.

- Vali Büyükakın'ın eşi öncülük ediyor

Bilecik'te koruyu aile konusunda öncülük eden ve çeşitli girişimlerde bulunan Vali Tahir Büyükakın'ın eşi Figen Büyükakın da konunun önemine değinerek şunları kaydetti:

"Koruyucu Aile Programı, büyük bir iyilik hareketi aslına bakarsanız. Koruyucu ailelerle yaptığım görüşmeler sonrasında bu harika duyguların daha çok insanımız tarafından yaşanması için daha büyük bir istek duyuyorum. Bu konuda toplumsal duyarlılığı artırmaya, aileler olarak iş birliğimizi güçlendirmeye devam edeceğiz. Hiçbir yavrumuzu, çocuğumuzu ailesiz bırakmayacağız."