Ertuğrul Özkök'ün başlattığı köşe yazarlarının önemi artacak tartışmasına Fatih Altaylı da katıldı.
İşte Altaylı'nın o yazısı...
Sınıf atlama tahtası olarak köşe yazarlığı
"Köşe yazarlarının önemi artacak" tartışmasına dün Murat Bardakçı anlamlı bir katkıda bulundu.
Ertuğrul Özkök, Dünya Editörler Forumu'ndan bildirmiş ve "Köşe yazarlarının önemi artacak" demişti bir araştırmaya dayanarak.
Bardakçı da "Evet artabilir ama arkadaşının lokantasına gidip sarmısaklı baklavasının ne kadar güzel olduğunu yazan köşe yazarının değil, konusuna hâkim köşe yazarının önemi artacak" diye yanıt verdi.
Şimdi ben size bambaşka bir şey söyleyeyim.
Dünya Editörler Forumu da, diğer gazetecilik organizasyonları da "bir halt" değildir.
Daha doğrusu bir şey bilmezler.
Hepsi kendi egolarının pervanesi olmuş, alışkanlıklarını doğru zanneden, dünya değişirken yazılı basının da değişmesi gerektiğini anlamaktan aciz bir grup adamdır.
Bu yüzden de alternatif medyalar gelişirken, gazeteler sürekli tiraj kaybeder, pazar payı kaybeder, reklam geliri kaybeder, genç okur kazanamaz, giderek küçülen bir pazarın oyuncuları olurlar.
Habertürk çıkarken söylediğim ve yazdığım gibi, 19. yüzyıl alışkanlıklarıyla, gelenekleriyle 21. yüzyıl gazeteciliği yapılamaz.
Dünyanın okur yazar oranları en yüksek ülkelerinde, giderek yok olan, batan gazetelerin editörlerinin bu konuda bize öğreteceği hiçbir şey yoktur.
"O kadar akılları varsa, önce kendilerini kurtarsınlar" diyorum kendilerine.
Türkiye'de köşe yazarlığı meselesine gelirsek. Ben köşe yazarlarının öneminin artacağına inananlardan değilim.
Bugün Türkiye'de sayısını bilemediğim sayıda gazetede, gökteki yıldızlar kadar çok köşe yazarı var.
Çıkın sokağa sorun bakalım, vatandaş hangisini tanıyor, hangisini biliyor, hangisini okuyor?
Bırakın sokağı, bir gazetenin okurlarına sorun o gazetedeki köşe yazarlarını, bakalım kaçını tanıyor, kaçını biliyor.
Bu kadar çok köşe yazarının, ancak kendilerine faydası var.
Çünkü dünyanın hiçbir yerinde olmadığı şekliyle Türkiye'de köşe yazarlığı, pek çok yazar tarafından "sınıf atlama trambolini" olarak kullanılıyor.
Köşe yazarlarımız birdenbire sosyetemizin birer mensubu, sanat camiasının yakını, iş dünyasının bireyi haline geliveriyorlar.
Lüks lokantaların müdavimi, pahalı semtlerin sembolü, dünya mutfağının uzmanı, işadamlarının sırdaşı, siyasetçilerin danışmanı, gustonun belirleyicisi olduklarını ilan ediyorlar.
Köşe yazarı olunca kalemleri değil ama dillerindeki tat alma duygusu bile gelişiyor sanki.
Temelsiz burjuva, soysuz aristokrat oluyorlar. Ve daha vahimi, kendi meslektaşlarını beğenmez, muhabirleri hakir görür bir havaya giriyorlar.
Hiçbirinin uzun bir geçmişi yok.
Sanki hayatları köşe yazarı olunca başlamış gibi davranıyor, mazilerini köşe yazarlıklarıyla sınırlıyor, kapatıyorlar.
Siz bu "davranış biçimine" köşe yazarlığı diyorsanız demeye devam edin.
Ama "sınıf atlama aygıtı" olarak köşe yazarlığını Dünya Editörler Forumu'na tartışma konusu olarak önerirseniz, hep birlikte hayli eğleniriz...
Fatih Altaylı/Habertürk
Köşe yazarlığı sınıf atlatıyor mu?
Habertürk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı da köşe yazarlığı sınıf atlatır mı tartışmalarına katıldı.