Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı'nın (KOSGEB) Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirildi.
KOSGEB Konferans Salonu’nda yapılan toplantıya, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, KOSGEB Başkanı Mustafa Kaplan, TOBB Başkan Yardımcısı Faik Yavuz, ASO Başkanı Nurettin Özdebir, TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken ve genel kurul üyeleri katıldı.
Toplantı, KOSGEB’in desteklediği girişimcilerin başarı öykülerinin yer aldığı sinevizyon gösterisi ile başladı.
Genel kurula başkanlık eden Başbakan Yardımcısı Babacan, Türkiye’nin demokrasi ve hukuk zeminini güçlendirdikçe, 21. yüzyılda tarihe geçeceğini belirterek, “Türkiye'nin uzun vadeli istikrarını garanti altına alacak tedbirleri bugünden aldığımız takdirde, yapısal reformlarımızı kararlı bir şekilde devam ettirdiğimiz sürece ve belki de hepsinden önemlisi demokrasi ve hukuk zeminini güçlendirdikçe kuvvetle inanıyorum ki 21. yüzyıl Türkiye'nin yüzyılı olarak tarihe geçecektir” dedi.
Türkiye'de KOBİ'lerin ekonominin omurgasını oluşturduğunu dile getiren Babacan, KOBİ olarak adlandırılan işletmelerin ülkedeki istihdamın yüzde 78'ini, ihracatın yüzde 60'ını ve katma değerin yüzde 55'ini oluşturduğunu kaydetti.
Küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin Ar-Ge harcamalarının toplam Ar-Ge harcamaları içerisindeki payının yüzde 15 olduğunu söyleyen Babacan, bu rakamın yeterli olmadığını, bu noktada da KOSGEB'e ve aynı zamanda KOSGEB ile koordineli çalışan TÜBİTAK'a büyük rol düştüğünü bildirdi. “KOBİ SAYISI YAKLAŞIK 8 KAT ARTTI” İşletmelerin karşı karşıya kaldığı sorunları doğru analiz ederek gereken kararları aldıklarını belirten Babacan, “2009 yılına kadar KOSGEB aracılığıyla sadece imalat sanayinde faaliyet gösteren şirketlere yönelik destekler sağlanıyordu. Ancak katma değere baktığımızda, oluşan istihdama baktığımızda hizmetler sektörünün önemini göz ardı etmemiz mümkün değil. Bu nedenle KOSGEB hedef kitlesini hizmet ve ticaret sektörlerini de kapsayacak şekilde genişletme kararını aldık. Bunun sonucunda da hizmet verilen KOBİ sayısı yaklaşık 8 kat arttı. Bununla birlikte mevcut KOSGEB destek programlarını KOBİ'lerimizin ihtiyaçları ve tüm ilgili kurum ve kuruluşların beklentilerine cevap verecek şekilde tümüyle değiştirdik” şeklinde konuştu.
Babacan, KOSGEB destek modelinin en temel özelliğinin proje esaslı ve işletme ihtiyaçlarına duyarlı ve erişimi kolay bir anlayışla kurgulanması olduğunu vurgulayarak, “Eskiden günü kurtarsınlar diye desteklenen KOBİ'lerimize artık Ar-Ge ve inovasyon yapsınlar, proje geliştirsinler, borsaya açılsınlar, ihracat yapsınlar, işbirliği kursunlar diye yardımcı oluyoruz” ifadesini kullandı.
Türkiye'de kişi başına düşen gayri safi yurt içi hasılanın, geçen yıl yaklaşık olarak 10 bin 500 dolar düzeyinde olduğunu söyleyen Babacan, “Mevcut haliyle Türkiye, Dünya Bankası sıralamalarında 'üst orta' gelir ülke grubunda yer alıyor. Ancak Orta Vadeli Programımıza göre 2015 yılında inşallah yüksek gelir grubu ülkeleri arasına gireceğiz. Bizim yüksek gelir grubuna çıkabilmemiz için maliyet esaslı rekabet anlayışını bir kenara bırakmamız gerekiyor” dedi.
“GÜVEN VE İSTİKRAR ORTAMINA ZARAR VEREBİLECEK TAVİZLER SÖZ KONUSU DEĞİLDİR” Yeni finansal enstrümanların girişimcilerin hizmetine sunulmasının büyük önem arz ettiğini dile getiren Babacan, bu kapsamda geçen Haziran ayında bireysel katılım sermayesi adını verdikleri sistemin temellerini attıklarını kaydederek, “Bu sistemde Hazine Müsteşarlığı tarafından lisanslanacak bireysel katılım yatırımcılarının ya da diğer adıyla iş meleklerinin yatırım yapmalarını teşvik edeceğiz” açıklamasında bulundu.
Başbakan Yardımcısı Babacan, hükümetin en önemli gündem maddelerinden bir tanesinin halkın refah seviyesini yükseltmek ve ekonomiyi hak ettiği gelişmişlik düzeyine ulaştırmak olduğunu kaydederek, bunun için yatırımcıların, üreticilerin, tüketicilerin önlerini görebilecekleri, sürprizlere şahit olmayacakları, sağlam zeminli bir ekonomik yapının sürdürülmesi gerektiğini söyledi.
Güven ve istikrarın önemli olduğunu vurgulayan Babacan, “Ne kadar hammaddeye, mali kaynağa, fabrikaya, işçiye, madenlere, petrole sahip olursanız olun bir ülkede eğer güven ve istikrar ortamını sağlayamazsanız istenilen, arzulanan ilerlemeyi kaydedemezsiniz” diye konuştu.
Geçmişte yapılan hataların nelere mal olduğunu çok iyi bildiklerini, ekonomi yönetiminde her ne koşulda olursa olsun popülizme yer vermediklerini söyleyen Babacan, güven ve istikrar ortamına zarar verebilecek herhangi bir taviz vermelerinin de söz konusu olmadığını dile getirdi. “PROJENİ GETİR, BİZ SANA PARA VERECEĞİZ” Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün de, Türkiye'de hayatın her alanda değiştiğini ve önemli bir gelişme yaşandığını belirterek, “Bizim için ekonomi politikalarımızın doğruluğunu test ettiğimiz, bir turnusol kağıdı olarak gördüğümüz en önemli alan, hiç şüphesiz reel ekonominin can damarı olan KOBİ'lerdir. Bir ekonomide bir taraftan KOBİ sayısı artarken, diğer taraftan bunların rekabet gücü, ihracatı, istihdam kapasitesi yükseliyor ve daha başarılı KOBİ'ler oluşuyorsa, o ülkede işler iyi gidiyor, bir şeyler doğru yapılıyor demektir” şeklinde konuştu.
KOSGEB'in yaklaşık 22 yıllık tarihi olduğunu hatırlatan Ergün, bu tarihin 19 yılında girişimcilikle ilgili toplam 10 bin insana eğitim verildiğini ancak son 3 yıl içinde 110 bine yakın kişinin girişimcilik eğitimi aldığını kaydetti.
Son 3 yıldır kurgulanan destek modelleriyle bu gelişime destek sağlamaya çalıştıklarını bildiren Ergün, “Bizim KOBİ'lerimize, esnafımıza ve girişimcilere desteklerimiz artarak devam edecek. Artık KOBİ'lerin peşinden koşan bir KOSGEB var. 81 ilde KOSGEB'in örgütlenmesini sağlıyoruz. KOBİ'leri, KOSGEB'in sunduğu fırsatlardan daha fazla yararlanmaya davet ediyoruz. Artık eskisi gibi olmayacak, bunu her yerde söylüyoruz. Bazen gidiyoruz, 'parayı ver, işime karışma' diyor adam. İşine karışma gibi bir niyetimiz yok. Sen ne yapacağını söyle, projeni getir, biz sana para vereceğiz, var paramız. Ama sende proje var mı? Sende proje yok, diyorsun ki 'parayı ver, işime karışma.' İşine karışma niyetinde değiliz zaten. Projen var mı? Onu görmek istiyoruz. Bazıları da 'akıl verme, para ver' diyor mesela. Biz akıl verme niyetinde de değiliz. Biz proje istiyoruz, ne yapacağını bilen KOBİ istiyoruz. Sen ne yapacağını bilen bir KOBİ isen, projen varsa destek var ama ne yapacağını bilen bir adam değilsen kusura bakma. Biz de elimizdeki kaynakları çarçur edemeyiz, attığımızı 12'den vurmak mecburiyetindeyiz” değerlendirmesinde bulundu. “ÜLKENİN İMAJINI BOZAN İŞLERE FIRSAT VERMEYECEĞİZ” Ülkenin imajını bozan işlere de fırsat vermeyeceklerini ifade eden Ergün, birçok KOBİ’nin, Irak'a ihracat yaptığını vurgulayarak, “Elektrik kablosu ihraç ediyor mesela. Baktık bazıların, 2,5 milimetrelik kablo diye ihracat yapıyor, fakat bu kablonun 1,5 milimetre olarak üretildiğini gördüğümüz zaman, orada bir binada elektrik kontağından veya kabloların yetersizliğinden yangın çıksa, iki adam hayatını kaybetse Irak'ta, bizim imajımız ne olur ülke olarak? Senin 2,5'luk kabloyu 1,5'luk üretip, 2,5'luk diye satman yüzünden koskoca bir ülkenin, sanayinin imajı ne olacak? Bunlara da fırsat vermeyen bir piyasa gözetim ve denetim faaliyetini de yürütüyoruz. Bunların hepsi KOBİ'lerimizin geleceği için yapılan çalışmalar” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından KOSGEB Başkanı Kaplan, faaliyet raporları ve performans raporlarını sundu. Ardından kurul üyelerinden gelen sorular cevaplanırken, gündem basına kapalı devam etti
Kosgeb Genel Kurulu Toplantısı
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “Eskiden günü kurtarsınlar diye desteklenen KOBİ'lerimize artık AR-GE ve inovasyon yapsınlar, proje geliştirsinler, borsaya açılsınlar, ihracat yapsınlar, işbirliği kursunlar diye destek oluyoruz” dedi.