Kot Taşlama Mağdurları Tedavi Altına Alınıyor

Kot Taşlama Mağdurları Tedavi Altına Alınıyor

Muş merkeze bağlı Bostankent köyünde ikamet eden ve daha önce İstanbul'da kot taşlama fabrikasında çalışırken silikozis hastalığına yakalanan işçilerin Muş Devlet Hastanesi'nde tedavilerine başlandı.

Bostankent köyünde ikamet eden 15 kişi, kot taşlama fabrikasında çalışırken yakalandıkları silikozis hastalığının pençesinden kurtulamıyor. Ölümcül meslek hastalığı olan silikozise yakalanan Ali Rıza Eldemir, Mehmet Esen, Cengiz Parlak, Medeni Tekin, Bekir Başak, Ömer Yılmaz ve Kenan Sevinc adlı işçiler, Muş Sağlık Müdürlüğü tarafından tedavi altına alındı. Diğer hastaların da getirileceği Muş Devlet Hastanesi'nde gençleri muayene eden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Leyla Pür Özyeğit, hastalığa
yakalananların çoğunun genç yaşta hayatını kaybettiğini söyledi. Hastalığa yakalananların çoğunun sosyal güvencesi olmadığını belirten Uzman Dr. Leyla Pür Özyeğit, "Silikozis hastalığı tamamen silika taşlarına ve kot taşlamacılığı sonrası oluşan öldürücü bir akciğer hastalığıdır. Bu hastalığa belli maruziyetten sonra yakalanan hastaların bir kısmı çok genç yaşta hayatlarını kaybetmektedir. Burada biz doktorları derinden yaralayan durum, işçilerin sigortasız ve kötü koşullarda çalıştırılması, sonrasında
başlarına gelen bu hastalıktan dolayı yaşamlarını kaybetmeleri ve bu meslek olmasaydı sağlıklı bir ömür sürecek olmalarıydı. Bu hastalığa yakalananların çoğu, sağlık güvencesinin olmaması sebebiyle çok mağdur durumda kalmışlardır" dedi.
Silikozis hastalığına yakalananların devlet hastaneleri tarafından ücretsiz muayene ve tedavi edildiğini vurgulayan Özyeğit, "Son zamanlarda sağlık kuruluşlarımızın çabaları sonrasında bu hastalık devlet kapsamında tetkik ve tedavi edilir hale gelmiştir. Devlet hastaneleri tarafından takip edilmektedir. Fakat bu çabalara rağmen hala belli yerlerde çalışmaların olmasını üzüntüyle izlemekteyiz. Bu konuda halkımızın bilinçlenmesi için gerekenin yapılması mücadelesi içerisindeyiz. Az bir ücret karşılığında
sigortasız olarak çalışan bu kişilerin belli bir zaman sonra yaşamlarını kaybettiklerini vurgulamak istiyoruz. Bu açıdan devletimizle beraber bakanlığımızca gereken çalışmaları yapmaktayız. Öncelikle bu hastaların bulunması ve takibe alınması için gerekeni yapmaktayız. Fakat tüm bu çabalara rağmen eski maruziyette bulunan bu hastaların bir kısmı yaşamlarını bu silika taşları kot taşlamacılığı nedeniyle kaybetmektedirler. Şu anda hastaları takip ve tedavi ediyoruz. Öncelikle hastaları saklamaya çalışıyoruz.
Bütün hastaları tamamen tespit edemediğimiz için bazı kişiler korkusundan ya da bilinçsizlikten doktora gelmiyor. O yüzden yüzde kaç olduğunu tam olarak tespit edemiyoruz. Ancak binleri aştığını tahmin etmekteyiz. Bu bizim ülkemiz için çok acı bir durum. Biz doktorlar içinde çok üzücü bir durum. Çok genç yaşta hastalarımız canlarından olmaktadırlar" diye konuştu.
Sigortalı veya sigortasız bu mesleği yapan hereksin en yakın sağlık kuruluşuna gidip sağlık kontrolünden geçmesi gerektiğini belirten Özyeğit, "Kot taşlamacılığı işinde çalışan tüm kişilerin mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurması gerekir. Sigortası olmasa bile sağlık kontrolünden geçmelidir. Bu konuda da bütün göğüs hastalıkları hekimleri sigortalı sigortasız bu tür maruziyetleri olan hastalara en iyi şekilde yardımcı olmaya çalışmaktadırlar. Genelde 4 ila 6 yıl arasında ortalama olarak çıkıyor. Fakat
çok ani çıkışlar da olabiliyor. Yani maruziyetten hemen sonra ortaya çıkan bir grup var, bir de geç olan var. 2 yıl hatta 6 yıl sonra ortaya çıkan vakalar var. Bağışıklık sistemiyle ilgili bir hastalık olduğundan ne zaman çıkacağı belli olmuyor" dedi.
Kot taşlama fabrikasında çalışırken yakalandığı hastalığı askerdeyken öğrendiğini ve bu nedenle çürük raporu verdiklerini belirten Cengiz Parlak ise, "Ben 2001 yılında bu işe başladım. 2006 yılında bırakıp askere gittim. Hastalığımı da askerde öğrendim. Hasta olduğumu da bilmiyordum. Bu işte çalışanlar hastaneye gidiyordu. Ben de İstanbul'da hastaneye gittim, 'Nefesim tutuluyor' dedim. Beni GATA'ya sevk ettiler. Orada 3 ay yattım. Hava değişimine gönderdiler, 3 ay sonra bana çürük raporu verdiler. O
günden sonra ilaç kullandım. Fazla bir etkisi olmadı. Bende nefes daralması oluyor, ağır iş yapamıyorum, yürüyemiyorum. 2007 yılından sonra doğru dürüst bir iş yapamıyorum. Benim 2 tane çocuğum var. Sigortasız çalışıyorduk. Günde 12 saat mesai yapıyorduk. Maske vermiyorlardı bize. Bütün evraklarımızı da aldılar, 'Sigortalarınızı yatıracağız' dediler. Meğer bizi kandırmışlar. Sigortaları yatırmamışlar. Hastayım, 2 tane çocuğum var. Eğer hastalığımız giderilmiyorsa bize maddi yardım yapsınlar, kimseye
muhtaç olmayalım" şeklinde konuştu.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile