Dizi meselesine daldığımdan beri ara verdim müzik röportajlarına... Geçtiğimiz hafta Hande Yener'in 'Kraliçe' albümünü dinlediğimde 'Artık zamanı geldi. Hande Yener'le buluşup bu şarkıların hikâyesini konuşmalıyız' dedim. Önceki akşam Cihangir White Mill'de buluştuk. İlk kez tanışmamıza rağmen beni görür görmez 'Hoşgeldin' deyip sarıldı. Ardından da 'Ben kraliçe' dedi. Onun bu pasını alıp 'Öyleyse ben de prensesim' diye cevap verdim. Kahkahayla başladık sohbete... Şarkılarla başladık, iç dünyasına yolculuk yaptık, kralın nerede olduğunu konuştuk, aşka selam çaktık ve oğluna olan sevgisiyle röportajı noktaladık. Ben çok keyif aldım, işte karşınıza Kraliçe...
'Kraliçe' nasıl doğdu? Sizi kim kraliçe ilan etti?
Uzun zamandır fanlarım bana 'Kraliçe' diye tweet atıyordu. Yapımcım Polat Yağcı bana 'Kraliçem' der. Sinan Akçıl, 'Sen bayağı kraliçe takılıyorsun' diyordu. Sahiplenici havam, hafif otorite, yönlendirmeler, diktatörlük, biraz sempatiklikler, oyunlar bende vardır. Bunları insanların huyuna giderek yapıyordum. Sonunda Sinan bu şarkıyı çıkardı.
Peki, 'Kraliçe'yle aslında kime meydan okuyorsunuz?
Krala ve hareme... (Kahkahalar) Bugün bir ilişki yaşamak çok zor. Herkes kendisini seviyor ve doğru buluyor. İlişki artık takılmacaya dönüştü. Ama bu da gelip geçici bir şey. Her şeyi tükettiğimiz gibi bunu da tüketeceğiz. Yine uzun ilişki moda olacak. Zamanla insanın ilişkiye bakış açısı da değişiyor.
Sizinki de değişti mi?
Ben daha önceki tüm ilişkilerimde kendimi sıfır kusurlu bulurdum. Ben kusursuzum, hep hatalı onlardı. İş ve özel hayatımdaki arkadaşlıklarım süperdi ama sevgili boyutunda iş değişiyordu. Çünkü insanlar birbirini sahipleniyor. Gereksiz kıskançlıklar, kavgalar derken her şeyi kendi kendine yok ediyorsun. Bu kafadan çıktım. İlişkiyi de yönetmeyi öğrenmek lazım.
Ben Kraliçe'yi dinleyince bir Hürrem'lik gördüm sizde...
Ben hiç dizi izleyemiyorum. Ama ben Hürrem'im. (Kahkahalar) Hepimizde Hürrem'lik var. Kadınların zekâsı başka işliyor. Kadın oyuncu, erkek daha çocuksu. O yüzden de roller belli. Sen rolünü oynamıyorsan, hiçbir zaman başrol olamazsın.
Aslında 'Kraliçe'yle müzik dünyasının kraliçesi benim mi demek istiyorsunuz?
Yok öyle bir şey. Ama bu devirde beş günde beş yüz bin tıklanan şarkıyı gördüğün zaman insanlar bazı duyguları özlemiş diyorsun. Ben de özledim. Mesela 'Hasta' gibi duyguya sahip şarkıyı söylemeyi özledim. Şarkı bizi bile hasta etti ve o şarkıyla çıkmaya karar verdik. Çünkü kalbe hitap edecek şarkıyı bulmak çok zor.
Benim de favorim 'Hasta.' Ama 'Görevimiz Aşk'ı dinlediğimde bir kadının isyanını sonuna kadar hissettim...
Çünkü sen ne yaşıyorsan, ben de bir benzerini yaşıyorum. Hayatlarımız o kadar benzer ki, hepimiz aynı hikâyeyi yaşıyoruz. Aşktan hiç beklentin olmayacak. Biz aşkı kafamızda çiziyoruz ama aşk öyle bir şey değil. Aşk, 24 saat iki insanın el ele tutuşup, göz göze bakması olamaz. Çünkü bu biter. Ben aşkı hayranlık olarak tanımlıyorum. Çok konuşmadan, daha gizemli bir şekilde korunursa o zaman uzun süre devam eder. Artık kimsenin gizemi yok. Albümdeki şarkıların yüzde yüzü yaşanmış, hikâyeler taze. O yüzden albümü hemen çıkarmak istedim. Sound'la, ruhuyla, sözleriyle günümüzü yakaladık. Müzik konuşur, sözler üzerine oturur. O konuda da mucit Sinan Akçıl'dır.
Sizin Sinan Akçıl'la neyiniz tuttu?
Kimyamız... Onun nasıl müzik yaptığını kim görse çalışmak ister. Bu kadar yıldır böyle müzisyen görmedim. Sinan hem çalabiliyor, hem söz yazıyor, hem de kişiye özel şarkı yapıyor. Bunlar herkes de yok. Bir de ben erkeklerin yazdığı sözleri daha iyi taşıdığımı düşünüyorum.
'PSİKOLOĞA GİTME MÜZİK DİNLE'
Neden kadın ağzı sözleri söylemeyi sevmiyorsunuz?
Erkekler net, keskin ve güçlü anlatıyorlar. Kadınlar içine kapanıyor. Daha dramatik, bitik şeyler söylüyorlar. Yitikten iyi bir şey çıkmaz. Daha tedavi eden, arkadaş olan şarkılar olmalı. Seninle ağlamalı, güldürmeli ve mantık çerçevesinde olmalı. Psikoloğa gitmesinler, albüm dinlesinler.
Müzik tedavi eder yani...
Çok zorunlu bir sebep olmadıkça bazı arkadaşlarımı psikoloğun kapısından çeviriyorum. Sevgilinle kavga ettin ve kendini değersiz hissediyorsun diye psikoloğa gitme. Müzik dinle, seni tedavi eder.
'Kraliçe' şarkısında söylediğiniz gibi kalbinizden atacaklarınızı biriktirip kapının önüne koymayı becerebiliyor musunuz?
Her zaman... Ben bir şeylerden vazgeçmeden bir şeylere sahip olamadım. Umut varsa ben de varım ama inancım kırılmışsa faydam da olmaz. Sabrettiğin bir süreç oluyor. Birlikte yürüyorsun, bir sürü dönem atlatıyorsun sonra birden bire ayrılmanız gerekiyor. Çünkü ruhlarınız, enerjileriniz uyuşmuyor. Tüketmiş oluyorsunuz. İş dünyasında da ilişkilerde de bu böyle...
Sizi hep farklı tarzlarda dinledik. Bu defa müzik tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz?
Müzik tarzlarına isim takmayı doğru bulmuyorum artık. Elektronik, rock, pop ya da akustik demem. Çünkü 'Kraliçe' albümünde hem akustik, hem elektronik sound, hem 90'lar hem de 2012 var. Buna şu tarz bir albüm diyemem. Ama çok net bir şekilde pop var.
'BU ALBÜMDE DÖRT HANDE VAR'
Kaç tane Hande var bu albümde?
Dört. Biri; romantik, 20 yaşların o kırılgan Hande'si. Öteki; vurdumduymaz, eğlenmesine bakan ve müzikte yeni keşiflerle yol alan Hande. Üçüncü kendine göre klasik. Dördüncü ise Kraliçe Hande. Çünkü ben bu boyuttaki Hande'yle ilk kez şarkı söylüyorum. Benim dünyamda çok şey değişti. Bazı özelliklerimi geri çağırıyorum. Hayatta her şey denge bence. Gel-gitler olduğu zaman çok renkli kişilik oluyorsun. Gittiğin ortamı değiştiriyorsun. Kendini iyi hissediyorsun. Kendinle barışık oluyorsun.
'Kraliçe' gelince galiba diğer albümlerin pabucu dama atılmış...
Şarkılarda, teknikte ve aranje de mutluluklarım var. Bu albümdeki aranjeler çıldırmış durumda, sürpriz dolu. Bunları sahnede yapıyorduk ama albümde zor duyuyorduk. Albüm çıkalı 9 gün oldu. Adrenalinden uyuyamıyorum. Tepkiler çok iyi. Ben artık anımı yaşıyorum. Dans dersleri alıyorum. Spor yapmak, kendinize iyi bakmanız, enerjinizin iyi kalması lazım. Benim hayatımda böyle bir işim olmasa sıkıntıdan patlardım ve 5-6 tane çocuk doğururdum. (Kahkahalar) Bu albümün bir farkı da, Sinan Akçıl aranjelerde de var. Sinan'la benim kimyam sektörde de çok dikkat çekiyor. Ama ben yakasından düşmüyorum.
Sizi Sezen Aksu ve Onno Tunç'a benzetiyorlar...
Özel hayat olarak değil, bunu müzisyen anlamında söylüyorum. Sinan, insan olarak bir numaradır. Onun kadar kalbi temiz ve iyi yürekli birini tanımadım. Umarım böyle uzun yıllar çalışırız. Kendini değiştiren bir müzisyenle çalıştığım için şanslıyım.
Şarkılarla aşk yaşıyor musunuz?
'Görevimiz Aşk', 'Bir Bela', 'Kraliçe' ve 'Hasta'yla beş aydır aşk yaşıyorum. Benim için 8'de 8 bir albüm bu. 150 gün çok ciddi bir stüdyo süreci geçti. Bir gün yorulmadım. Oradaki heyecanı çok seviyorum. Şarkılar beni hayata bağlıyor. Kendime 'Sen bir şeyleri aştın, kendini biraz daha çözdün, bundan sonra daha sağlıklı bir ilişki yaşayabilirsin' diyorum. Çünkü sağlıklı ilişki için sağlıklı bir insan olmam lazım.
Sağlıklı ilişki yaşadığınız biri var mı?
Biz aşk yerine hep savaştık. Aşkın asıl adı savaş oysa eğlence olmalı. Böyle şeyler zaman zaman yaşıyorum. Ama artık özel hayatımı açmayacağım. Gizemli kalmasından yanayım. Göz önünde bir ilişki yaşadım ve tarzım değilmiş anladım. Ben bir müzik kadınıyım, artık manşetlerde el ele kendimi görmeye gerek yok.
Peki, kral nerede?
Kraliçe benim, kral benim gönlümde... Herkese bir kral ve kraliçe tavsiye ediyorum.
'Eurovision'ın özelliği kalmadı'
Eurovision'a gitmememize ne diyorsunuz?
İyi bir duruş olduğunu düşünüyorum.
Senelerdir Hande Yener gitsin deniyordu...
Ben artık o işin içinde olmak istemedim. Bazı görüşmelerde yaptık. İlk kez birisi çıkıp 'Ben gitmek istiyorum' dedi. Sonra benim fikrim kıymete bindi. Şu anda kimse için önemi yok. Elektronik yaptığımda da o kıymete binmişti. Sorun yok. Ben bir enerjiyle giriyorum olaya, herkes bir şey var diye bakıyor. Herkes ilgilenince ben elimi ayağımı çekiyorum. Benim için özelliği kalmıyor. Sen keşfet, sen yap arkadaşım o zaman.
Demet Akalın ne diyor bu kraliçeliğinize?
Bir şey demiyor. Tebrik etti birçok arkadaşım. Kıskanan da olmuştur bu albümü. Çünkü başkası yapsaydı ben çıldırırdım.
'Zengin koca müzik kadar mutlu edemez'
Sezen Aksu 'Aynalar' belgeselinde 'Hayatta kıyıda köşede kalan bir insan olacağım diye ödüm kopuyordu' der. Sizin de böyle bir korkunuz oldu mu?
Ben hep sivri bir tiptim. Hiç kıyıda köşede kalmadım. Enerjimden bile hep fark ediliyordum. Benim korkum 'Eyvah birileri beni müzikten koparırsa' oldu.
Bu nasıl bir aşk?
Müziğin beni mutlu eden bir şey olduğunu keşfedince; zengin koca, milyon dolarlık ev, hayat cazip gelmedi. Benim hayalimde hep şarkı söylemek vardı. Mesela evliliği denedim ama bana göre değildi. Normal bir genç kız olamadım. Benim olayım yüksek sesle müzik dinleyebileceğim yerlere gitmekti. Ben hayata uyum sağlayamayan bir tiptim. Ama müziği bulunca hayata en çok uyum sağlayan insan oldum. Bu özel anı insanı flörtü bir yere kadar verir.
Hande Yener'in en büyük malvarlığı ne?
Oğlumun varlığının verdiği güç ve müzik aşkı.
'Kraliçe Benim, Kral Gönlümde'
12.12.12'de ‘Kraliçe' albümünü çıkaran Hande Yener, "Kraliçe albümünü kıskanan olmuştur. Çünkü başkası yapsaydı ben çıldırırdım" diyor.