Memorial Antalya Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Op. Dr. Egemen İşgören, 8 Mart Dünya Böbrek Günü nedeniyle böbrek sağlığı hakkında bilgi verdi.
“Kadınlarda daha çok görülüyor”
Kronik böbrek yetmezliğinin böbreğin süzme fonksiyonlarındaki ilerleyici azalma olarak tanımlandığını ifade eden İşgören, “Hastalık sıklıkla sinsi seyrettiği için, hastalığın toplumda görülme sıklığı ve yaygınlığı artmaktadır. Düzenli tarama yapılmadıkça erken evrelerde teşhisi zordur. 10 kronik böbrek hastasından sadece biri hastalığın farkındadır. Farkındalığının ve erken tanısının düşük olması nedeniyle, hastalık sıklıkla son dönem böbrek yetmezliği evresine ilerler” dedi.
“Geceleri çok sık idrara çıkıyorsanız”
Hastalığın gece idrara çıkma sıklığındaki artışla kendini gösterebildiğini belirten Op. Dr. İşgören, “Gece bir seferden daha fazla idrara çıkan hastaların böbrek fonksiyon testlerini yaptırması erken tanıda önemlidir. Ödem, tansiyon kontrolünde zorlaşma, idrarda köpüklenme, idrarda mikroskopik ya da gözle görülür kanama veya protein kaçağının olması gibi durumlar diğer belirtiler arasında yer almaktadır. Son dönem böbrek yetmezliğine ulaşmış hastalarda iştahsızlık, bulantı, kusma, kaşıntı, kramp, halsizlik gibi şikayetler görülebilir. Kronik böbrek hastalığı için en yüksek risk faktörleri şunlardır, şeker hastalığı, tansiyon yüksekliği, kalp-damar hastalıkları, obezite, ileri yaş, ailede böbrek hastalığı varlığı.”
“Düzenli kontroller önemli”
Üroloji Uzmanı Op. Dr. Egemen İşgören şöyle devam etti: “Hipertansiyon ve şeker hastalarının kronik böbrek hastalığına yakalanma riskleri yüksektir. Bu nedenle bu hastaların böbrek fonksiyonlarının daha yakından takip edilmesi önemlidir. Hiçbir şikayetleri olmasa da en az 6 aylık periyotlar ile böbrek fonksiyonlarına bakılmalıdır. Ayrıca böbreğin kistik hastalıkları, kronik ve tekrarlayan böbrek enfeksiyonları, idrar yollarına ait kaçaklar, böbrek taş hastalıkları, özellikle romatizmal ya da ağrı kesici ilaçların uzun süreli kullanımları gibi durumlar, böbrek hastalığına yakalanma riskini artırabilir. Kronik böbrek hastalığı basit ve ucuz kan ve idrar testleri ile kolayca teşhis edilebilir. Erken evrede saptandığında hem kronik böbrek hastalığına özgü genel önlemler, hem de altta yatan veya eşlik eden hastalıklara yönelik tedavi yaklaşımları ile ilerlemesi engellenebilir veya geciktirilebilir. Üstelik riskli bireylere yönelik etkin tarama ve tedavi ile hastalığın gelişimi önlenebilir.”
Böbrek sağlığı korunmasının kurallarını da anlatan İşgören, “Düzenli egzersiz yapın, sağlıklı beslenin ve ideal vücut ağırlığınızı koruyun, tuzu azaltın, günde ortalama 2-2,5 litre su tüketin, sigara kullanmayın, aşırı alkol tüketiminden kaçının, gereksiz yere ağrı kesici ve antibiyotik kullanmayın, taş ve idrar yolu enfeksiyonlarının nedenini öğrenin, kan basıncınızı takip edin, kan şekerinizi belirli aralıklarla kontrol ettirin, magnezyum içeren besinler tüketin, gazlı ve şekerli içeceklerden uzak durun, kafein kullanımını belirli bir miktarda tutun, idrarı mesanede tutmaktan kaçının, lahana, karnabahar, kırmızıbiber, sarımsak, soğan, elma, kızılcık, yaban mersini, ahududu, çilek, kiraz, kara üzüm, yumurta beyazı, balık ve zeytinyağı tüketin” dedi.
Kronik Böbrek Hastalığındaki Risk Faktörleri
Üroloji Uzmanı Op. Dr. Egemen İşgören, “Kronik böbrek hastalarının yaklaşık yüzde 40’ını şeker hastaları, yüzde 30’unu da hipertansiyon hastaları oluşturuyor. Böbrek yetmezliğinin, her yaşta ve cinsiyette oluşabildiği bilinse de, özellikle 40 yaşından sonra ve kadınlarda daha sık görülüyor” dedi.