Bronşit hastalığını, alt solunum yollarının iltihaplanması şeklinde tanımlayan Prof. Dr. Ali Nihat Annakkaya, hastalığın genellikle sonbahar ve kış aylarında görüldüğünü ifade ederek riskli hasta gruplarını; yaşlılar, çocuklar, kronik akciğer hastaları, bağışıklığı baskılanmış kişiler ve hamile kadınlar olarak sıraladı.
Prof. Dr. Annakkaya, bronşit hastalığı türlerinden akut bronşitin, soğuk algınlığı ve gribal enfeksiyon gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarının, akciğer içi alt solunum yollarına inmesiyle oluştuğunu belirterek, hastalığa neden olan asıl faktörün ise genellikle viral enfeksiyonlardan kaynaklandığını ifade etti.
Akut bronşitin bir haftadan uzun süren öksürük, ateş, göğüste hırıltı ve yanma, zaman zaman da nefes darlığı gibi belirtilerle kendini gösterdiğini söyleyen Annakkaya, “Öksürük genellikle kuru olup yatınca artar ve oldukça rahatsız edicidir. Semptomlar tedaviye rağmen bir iki aya kadar sürebilir, bazen ağır seyrederek kronik bronşit, solunum yetmezliği gibi sıkıntılara da neden olabilir. Tedavide semptomlara yönelik ilaçların yanında istirahat ve bol sıvı alınması önemlidir” dedi.
Akut bronşitten korunmak için mevsime uygun beslenme ve giyinmenin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Annakkaya, dengeli beslenmenin yanında C vitamini yönünden zengin gıdaların ve kuru yemişlerin tüketilmesi gerektiğini belirterek özellikle risk grubundaki kişilerin akut bronşitten korunmak için her yıl grip aşısı yaptırılmaları gerektiğini sözlerine ekledi.
Bronşitin bir diğer türü olan kronik bronşitin ise sigara kullanımı başta olmak üzere, solunum yolu ile alınan çeşitli toksik maddelere maruz kalma sebebiyle oluştuğunu ifade eden Prof. Dr. Ali Nihat Annakkaya, düşük sosyokültürel düzey, fiziksel aktivite eksikliği, hava kirliliği ile çeşitli mesleki ve çevresel faktörlerin de kronik bronşit oluşumunda önemli rol oynadığını belirtti.
Tekrarlayan akut bronşit ataklarının akciğerde kalıcı hasara neden olarak kronik bronşite sebep olabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Annakkaya, “Kronik bronşitte öksürük, balgam çıkarma ve nefes darlığı en önemli yakınmalardır. Özellikle sonbahar ve kış aylarında bakteriyel ve viral enfeksiyonlar hastalığın şiddetlenmesine neden olur. Hava kirliliği de şikayetlerin artmasında diğer önemli bir faktördür. Şiddetli ataklar kronik hastalığın daha da ilerlemesine neden olur ve çoğu zaman acilde müdahale veya hastaneye yatış gerektirir” şeklinde konuştu.
Kronik bronşitin en önemli tedavisini “hastalık oluşmadan korunma” şeklinde açıklayan Prof. Dr. Annakkaya, başta sigara olmak üzere akciğer sağlığımıza zarar verecek her türlü hava kirleticilerinden uzak durmamız gerektiğinin altını çizdi. Kronik bronşitin erken tanısında solunum fonksiyon testleri yapıldığını söyleyen Annakkaya, özellikle kış aylarındaki atakların önlenmesinde grip aşısı ve zatürre aşısı yaptırılması, hava kirliliğinin fazla olduğu günlerde dışarı çıkılmaması gibi önlemlerin alınabileceğini söyledi.
Son olarak akciğer sağlığımız için dikkat edilmesi gereken hususlara da değinen Prof. Dr. Ali Nihat Annakkaya, dengeli beslenme, mevsime uygun şekilde giyinme, düzenli fiziksel aktivite yapma tavsiyelerinde bulundu.
Kronik Bronşitin En Önemli Tedavisi Hastalık Oluşmadan Korunmadır
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Nihat Annakkaya, bronşit hastalığı ve tedavi yöntemleri ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.