Küçükbaş Hayvancılık Sektör Toplantısı

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik: (1) 'Dışarıda, normal demokratik bir lehte ve aleyhte referandum konuşmasıyla ilgili olarak 'lehte konuşma yapamazsınız, evetle ilgili konuşma yapamazsınız' gibi demokratik ülkelerde son derece garip uygulamaların, izahı mümkün olmayan uygulamaların yaşandığı bir süreçten geçiyoruz' 'Şunu yemeyin bunu yemeyin. Bunu bilim adamları adı altında yapanları doğrusu bu salonda da bir kez daha kınıyorum. 50 kere söyledik. 'Ekmek yemeyin, süt içmeyin, et yemeyin. Yok şunları yemeyin.' Bu nasıl bir yaklaşımdır, nasıl bir bilimsel yaklaşımdır'

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, 'Dışarıda, normal demokratik bir lehte ve aleyhte referandum konuşmasıyla ilgili olarak 'lehte konuşma yapamazsınız, evetle ilgili konuşma yapamazsınız' gibi demokratik ülkelerde son derece garip uygulamaların, izahı mümkün olmayan uygulamaların yaşandığı bir süreçten geçiyoruz.' dedi.

Çelik, bir otelde düzenlenen Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği Küçükbaş Hayvancılık Sektör Toplantısı'nda, hem siyasi gündemleri hem de bakanlıklarının gündemlerini buluşturarak il ziyaretleri gerçekleştirdiklerini söyledi.

Birlik başkanı Nihat Çelik'in hayvancılıktaki sorunları anlattığını belirten Çelik, 'Aslında biz eleştiriye açığız. Bakanlık olarak hiçbir eksiğimiz yok, her şey dört dörtlük gibi bir yaklaşımı da doğru bulmuyoruz.' diye konuştu.

Çelik, üreticilerin sorunlarını dinlemek istediklerini vurgulayarak, şöyle konuştu:

'Başkan konuşurken 'Evet'le başladı. Çok ustalıkla. Ben Türkiye'yi geziyorum. Dün akşam Sayın Cumhurbaşkanımızla Rusya'daydık, sonra buraya geldim, bu akşam da İzmir'deyiz, pazar günü Bursa'dayız, salı akşamı Artvin ve Rize'deyiz, her yerdeyiz. 'Evet'lerin gelişinde çok şükür sorun yok. 'Evet'te problem yok da bu toplantıdaki 'evet'ler biraz pahalı 'evet'ler. Başkan bu 'evet'leri biraz pahalıya getirmek istiyor. Netice itibariyle sektör bizim sektörümüz, üreticiler bizim üreticimiz ne yapsak aslında kendimize yapmış oluyoruz. Dolayısıyla kimsenin bindiği dalı kesmek gibi bir lüksü yok. Tam tersine bindiğimiz dalı ve ağacı güçlendirme gibi bir sorumluluğumuz var. İnşallah onu yerine getirme gayreti içerisinde olacağız.'

- Avrupa'da referandum etkinliklerinin iptali

Ülke olarak zor bir dönemden geçildiğine işaret eden Bakan Çelik, 'Dışarıda, normal demokratik bir lehte ve aleyhte referandum konuşmasıyla ilgili olarak 'lehte konuşma yapamazsınız, evetle ilgili konuşma yapamazsınız' gibi demokratik ülkelerde son derece garip uygulamaların, izahı mümkün olmayan uygulamaların yaşandığı bir süreçten geçiyoruz. Ekonomik anlamda çökertme faaliyetleri, Türkiye'ye saldırı faaliyetlerinin yaşandığını hep beraber izliyoruz.' ifadelerini kullandı.

Çelik, dünyada lider ve yönetim sorunu olduğuna işaret ederek şöyle devam etti:

'Dünya insanlığı, ülkeleri yönetme sorunuyla karşı karşıya. Dünün Avrupası yok, ırkçılık almış başını gidiyor ve nereye varacağı da belli değil. Avrupa kendisine vaziyet edemiyor. Suçu başkasında aramasın. 'Kopenhag kriterlerinin önümüze koymuş olduğu kriterlere uyun' diyoruz. Yıllarca bize 'ona uyun' dediler, biz o kriterleri gerçekleştirdik, şimdi onlara diyoruz ki 'siz ne alemdesiniz?' Akıllarına vaziyet edememenin, acziyetini Türkiye üzerine yıkmaya çalışıyorlar. Türkiye'de lider sorunu yok, Türkiye'de yönetenlerle yönetilenlerin dayanışmasında bir problem yok. 15 senedir istikrarlı bir yönetim gidiyor. '

Millete sahip çıktıkları sürece birlik ve beraberliğin devam edeceğini anlatan Çelik, Türkiye'nin istikrarını bozmak isteyenler olduğuna, ülkenin bölgede güç dengelerinin dışında kalınmasının istendiğine dikkati çekti. Türkiye'nin buna müsaade etmeyeceğini dile getiren Çelik, 'Hele Türkiye'nin bugünkü yönetimi buna müsaade eder mi? Sen kafana göre 100 yıl önce çizdiğin planları, şimdi yine masa başında çizeceksin, Türkiye de bunları izleyecek. Öyle bir anlayış yok, onlar çok geride kaldı, çok demode oldu. 80 milyonuna sahip çıkan, 780 kilometre karesine sahip çıkan, dostunu ve düşmanını bilen bir yönetim var Türkiye'de. Bunu herkes görüyor.' değerlendirmesinde bulundu.

- Gıda tüketimi

Çelik, tabii ki yemek için yaşamadıklarını ama yaşamak için yemek durumunda olduklarını, yemek denildiğinde de sofralarımızın vazgeçilmezi et konusunun ister istemez gündeme geldiğini aktardı.

Tarımın dün olduğu gibi bugün de stratejik bir sektör olduğunu, sanayi devrimiyle sanki biraz ötelenmiş olsa da öneminin arttığını vurgulayan Çelik, 'Türkiye'nin nüfusu, dünyanın nüfusu artıyor. Ne yiyecek bu insanlar? Bu salonu dolduran insanların ürettiklerine mahkum dünya insanlığı. Onun için siz çok kıymete bineceksiniz. Bunun farkında olarak geleceğimizi inşa etmek durumundayız. Nüfus artıyor. Küresel ısınma, iklim şartları değişiyor, tarım arazilere küçülüyor ister istemez tarım da böylece kıymete biniyor.' diye konuştu.

Çelik, Dünya Gıda Örgütünün yaptığı araştırmaya göre, 30 yıl sonra dünya nüfusunu beslemek için halihazırdaki üretim ve hasılanın yüzde 60 artması gerektiğini, aksi halde 2 milyar aç ve yoksul insana 2 milyar daha ekleneceğini, dünya nüfusunun yarısının aç ve yoksullukla karşı karşıya kalacağını, bu durumun da barış ve huzuru tehdit edeceğini belirtti.

Mevcut arazi, toprak ve üreticinin korunması, teknolojinin iyi kullanılması gerektiğini ifade eden Çelik, 'Ki bu yarıştan kopmayalım. Aksi takdirde bu yarıştan koparsanız vay halimize, gelecek olan gıda savaşlarının da kapısını aralamış olacaksınız.' dedi.

Çelik, tarımın hayvancılığın kıymetini bilen Türkiye'nin bu sektörlere çok ciddi destek verdiğini, bu sektörlerden elde edelin hasılanın artması için mutlak suretle yeni adımlara bakış açıların geliştirilmesi gerektiğini dile getirdi.

- 'Milletin boğazına kimse ekmeği dizmeye kalkmasın'

Yılda son derece düşük olarak küçükbaş hayvancılıktan 113 bin ton et elde edildiğini, 42 milyon olan küçükbaş hayvan sayısının da çok az olduğunu belirten Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Onun için milletin boğazına kimse ekmeği dizmeye kalkmasın. Şunu yemeyin bunu yemeyin. Bunu bilim adamları adı altında yapanları doğrusu bu salonda da bir kez daha kınıyorum. 50 kere söyledik. 'Ekmek yemeyin, süt içmeyin, et yemeyin. Yok şunları yemeyin.' Bu nasıl bir yaklaşımdır nasıl bir bilimsel yaklaşımdır. Bir kişinin rahatsızlığı varsa hangi ürünleri tüketmemesi gerektiğini doktor ona söyler. En fazla siz bir bu konuda gerçekten dirsek çürütmüş, kafa yormuşsanız dersiniz ki 'ayarında yiyin kararında yiyin' deyin. Küçükbaş hayvan etiyle ilgili öyle bir yanlış imaj oluşturuldu ki şuymuş, buymuş, hepsi yalan. Bu coğrafyada bizim damak tadımıza en uygun küçükbaş hayvan etidir. Bunu tükettirmeyerek neyi amaçlıyorlar? Bakın şunu unutmayın çok büyük savaşlar var. Gördüğünüz savaşlar var, Suriye'deki gibi görmediğiniz ticari savaşlar var. Ne yapmak istiyorlar. Bu coğrafya, küçükbaş hayvancılığa uygun. Küçükbaş hayvancılıktan bu coğrafyayı çıkaralım. Çıkarmanın taktiği nedir? Taktiği gayet açık. Yani organik diyorsunuz. Zaten birçoğu yaylalarda ovalarda meralarda organik olarak beslenen bu hayvanların etini yemeyeceğiz de ne yiyeceğiz? Hangi eti yiyeceğiz. Saçma sapan yaklaşımlarla maalesef bu milletin ana uğraş alanlarından hayvancılıktan ana damarlarından birisini kurutma gayreti içerisindeler. Buna hiçbirimiz müsaade etmemeliyiz. Bizim daha büyük hedeflerimiz var. '

Bakan Çelik, üreticinin malını dünyaya satabilmesi için uluslararası iş forumlarına katıldıklarını, diğer taraftan bu ürünlerin içeride de tüketilmesini sağlayacak mekanizmalar kurulduğunu belirterek, 'Gerçekten hiç izahı mümkün olmayan propagandalarla üreticimize nasıl darbe vurduklarının farkında olmayan zavallıları da burada bir kez daha kınadığımı özellikle belirtmek istiyorum.' ifadesini kullandı.

(Sürecek)
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile