Kur'an'ın Nüzulünün 1400. Yılında Kutlu Doğum Programı

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mehmet Ali Şahin, "Yüce dinimizi şahsi ve siyasi çıkarları için kullanan bir grup teröristin suçunu tüm Müslüman dünyasına yüklemek ve İslamofobi gibi bir korku terimi üretmek insanlığın barışına zarar vermektedir" dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mehmet Ali Şahin, "Yüce dinimizi şahsi ve siyasi çıkarları için kullanan bir grup teröristin suçunu tüm Müslüman dünyasına yüklemek ve İslamofobi gibi bir korku terimi üretmek insanlığın barışına zarar vermektedir" dedi.

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin ile CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Sütlüce Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Kur'an'ın Nüzulünün 1400. Yılında Kutlu Doğum" programına katıldı. Törende Şahin ve Baykal'ın yanı sıra Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Devlet Bakanı Faruk Çelik, Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile çok sayıda davetli hazır bulundu. Kur'an-ı Kerim okunmasıyla başlayan törende konuşan Ali Bardakoğlu, "İnsanlığın huzur ve mutluluğu aramakta ve bulmakta zorlandığı, kişisel haz ve çıkar amaçlı ilişkilerin dünyamızı sardığı ve bireyselliliğin öne çıktığı günümüzde Peygamberimizin getirdiği kutlu daveti anlamak zorundayız. O davet hepimizin ortak kurtuluşudur, hepimize ortak çağrıdır" diye konuştu. Bardakoğlu, "Peygamber efendimizin bu çağrısına kulak verdiğimizde dil, din ve ırk gibi yapay ayrılıklar ve çatışmalar yerini sevgi, saygı ve hoşgörüye bırakacaktır" dedi.

Devlet Bakanı Çelik ise, bugün dünyanın birçok yerinde hala dini, dili, ırkı yüzünden insanların haksızlığa maruz kaldığına dikkat çekerek, "Bir anadan ve babadan doğan insan rengine, kültürüne, cinsiyetine, sosyal statüsüne göre nasıl ayrıma tabi tutulabilir. Bu ilahi ve ebedi kuralın önünde kim kime buçuk muamelesi yapabilir? Kim başka birine mezhebinden, kültüründen, inancından, cinsiyetinden dolayı ayrımcılık yapabilir? Yürekleri tükenmeye yüz tutmuş insanların dünyasında yaşıyoruz. Çağımızın en büyük sorunu sevgi açlığıdır. Günümüzde sahip olduğumuz insani değerler erozyona uğramaya yüz tutmuş, bireysellik, bencillik ve tahammülsüzlük gibi olumsuz değerler ilişkilerimizde öne çıkmış, bütün bunlar paylaşma duygusunu azaltmıştır. Kutlu Doğum Haftası'nın anlamı burada yatıyor" şeklinde konuştu.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da, bu yıl ki Kutlu Doğum Haftası kutlamalarının daha önceki yıllardan farklı bir yanı olduğunu belirterek, "Bu yıl aynı zamanda Kur'an'ın nüzulünün 1400. yıldönümünü de yaşıyoruz" dedi. İslam'ın iman, sorumluluk ve kurtuluş bakımından bireyi esas aldığını anımsatan Baykal, "İslam'ın hedefi insandır. Her insan aklı ve kendi hür iradesiyle inanır, sorumluluğunu üstelenir" diye konuştu.

"Doğru, kimsenin tekelinde değildir" diyen Baykal, "İşi ehline vereceksin. Benim yakınımdır, dostumdur, hısım akrabamdır diyerek iş vermeyeceksin. Adaletsiz yönetim olmaz. Padişahlıksa da adalet olacak, cumhuriyetse de, demokrasiyse de adalet olacak. Dinin egemenlik iddiası yoktur. İslam dini ile Müslümanların meydana getirdikleri fıkıh özdeş değildir. Din ayrıdır, fıkıh ayrıdır. Kur'an bir hukuk kitabı değildir. Hiç kimse ne Müslüman olması için ne de Müslümanlığı yaşaması için zorlanabilir. Çünkü dinde zorlama yoktur" dedi.

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin ise, insani değerlerin giderek zayıfladığını, insana sevginin giderek azaldığını söyledi. "Şu koskoca dünyanın çektiği acılara bir bakalım. İşgaller, savaşlar, insanlık suçları, terörizm, katliamlar, açlık, sefalet ve daha nice vicdanları yaralayan sorun. Tüm bunlar için dünyada pek çok sebep gösteriliyor, çözüm yolları aranıyor" diyen Şahin, çözüm yolu olarak Veda Hutbesi'ni adres gösterdi. Müslümanları terörle anmak isteyenlere, İslam ile terörizmi yan yana getirmeye
çalışanlara en iyi cevabın Veda Hutbesi'ndeki ifadeler olduğunu kaydeden Şahin, "Bir insanı suçsuz yere öldürmeyi, bütün insanlığı öldürmüş gibi ağır bir suç kabul eden, yaşama hakkını en kutsal hak olarak gören bir dinin temsilcileri olarak bu yakıştırmaları şiddetle reddediyoruz. Yüce dinimizi şahsi ve siyasi çıkarları için kullanan bir grup teröristin suçunu tüm Müslüman dünyasına yüklemek ve İslamofobi gibi bir korku terimi üretmek inanlığın barışına zarar vermektedir. Maalesef medeniyetler
arası çatışma için gayret gösterenlerin var olduğu bir dünya tablosuyla karşı karşıyayız. Müslümanların kutsallarına hakaret etmeyi, aşağılamayı alışkanlık haline getirenlerin var olduğunu üzülerek görüyoruz" diye konuştu.

Şahin, İslam ülkelerinde bugüne kadar diğer semavi dinlerin peygamberlerine veya kutsal değerlerine yönelik bir saldırı olmadığını ve bundan sonra da olamayacağını ifade ederek, "Çünkü ilahi vahyin son ve tamamlayıcı halkası olan İslam dini diğer peygamberleri de Müslümanların peygamberi gibi kabul eder ve onlara gereken saygının gösterilmesini ister. Nitekim nüfusunun büyük çoğunluğu Müslüman olan Türkiye geçmişten beri farklı din ve inanca sahip insanların barış ve hoşgörü içinde yaşadığı, mabetlerini kurduğu bir ülke olarak buna en güzel örnek değil mi? Bunun kaynağı yüce dinimizin hoşgörü, barış ve sevgi anlayışıdır" şeklinde konuştu.


Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile